Al-Arabiya haber sitesine göre, ön saflarda bulunmuş bir İsrail askeri olan Avichay Lowee, ölenlerin sayısının çok daha fazla olduğunu ve onlarcasının sakat kaldığını, büyük bir kısmının ise kendi haline bırakıldığını itiraf etti. Kendisinin de korkudan geceleri altına işediğini söylüyor. Cepheden dönmesine rağmen Hamas'ın RPG ateşinin hâlâ kulaklarında yankılandığını ve çürüyen cesetlerin pis kokusunu aldığını da ekliyor.
Allah İran’a isabetli kararlar veren keskin görüşlü liderleri aracılığıyla savaşma yeteneği vermiştir. Öyle ki Trump’ın karakterini henüz yönetime gelmeden önce okumayı başaran bu liderler, şimdi de onu kalenin içine çekiyor ve ABD başkanına şah mat diyorlar.
2005 yılında Lübnan Cumhurbaşkanı Refik Hariri’ye düzenlenen suikast fitnesinin başarısızlığının ardından “İsrail” 2006 yılında savaşa girdi. Bu savaşta başarısız olan “İsrail”, yumuşak güce dönerek 2008 yılında Lübnan’da fitne projesini başlattı. Şer güçleri burada da başarısız olunca 2009 yılında fitne İran’a taşındı. Bir kez daha planları akim kaldı ve 2011 yılında Suriye’deki terör saldırıları başlatıldı.
Örgüt, çocuk parkları ve okullar, hastaneler ve klinikler, hatta süpermarketler inşa ediyor. Savaşçıları ve aile fertleri pek çok hizmetten büyük indirimlerle yararlanabiliyor. Hizbullah’ın kurduğu okullarda eğitim, kamu okullarından daha ucuzdur. Yoksullar burs alır. Elbette eğitim Arap diline, İslam’a ve Şii geleneklerine odaklanır. Fakat İngiliz dili ve fen bilimleri de öğretilir. Bu okullar, Ortadoğu standartlarına göre çok yüksek seviyede bir eğitim sunmaktadır.
Washington'un Lübnan Hizbullahı komutanı Ali Musa Dakduk’u Amerika'ya götürmek yönündeki arzusunu dile getirdiğinde Hizbullah ABD yönetimine -Irak liderleri aracılığıyla- bir mesaj göndermiş; Dakduk’u Irak dışına çıkarmanın, başta Irak olmak üzere Ortadoğu’daki her ABD’li asker ve subayın rehine olarak alınabileceği anlamına geldiğini belirtmişti.
Ortadoğu’da İsrail ve Hizbullah arasında yeni bir şiddetli savaşın çıkması kaçınılmaz. Hizbullah, İsrail’in nihai hedefi olan Ortadoğu’daki yayılmacı planlarının gerçekleşmesi karşısında zorlu bir düşman olmayı sürdürüyor. 2013’te Global Research’ta “Büyük İsrail: Ortadoğu için Siyonist Plan” başlıklı önemli bir makale yayımlanmıştı.
Bu uyarı mesajında da şunlar dikkat çeki: “Hayfa'daki depolar nereye taşınırsa taşınsın, füzelerimiz oraya ulaşacaktır. Ben bugün düşmana sadece Hayfa'daki amonyak depolarını kaldırması konusunda değil, Dimona nükleer tesislerini de kaldırması konusunda çağrıda bulunuyorum."