"Sırrı" için 98 adet haber bulundu

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (20): Akıl tarihsel değil tarih aklidir / Nevruz gazeli

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (20): Akıl tarihsel değil tarih aklidir / Nevruz gazeli

Hegel gibi bazı filozoflar tarihsel akıl diye bir kavramı ortaya attılar. Onlara göre tarih zamanın dönüp duran çarklarıdır. Her asır kendi aklını yaratır. Yani XX. yüzyılın aklı ile XIX. yüzyılın aklı arasında bir fark vardır. Modern akıl Orta Çağ aklından farklıdır vd. Ben bu kimselerin söylediğinin aksine bir şey söyleyeceğim: Bana göre akıl tarihe teslim olmuş değildir; tam tersine tarih aklîdir.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (10): “Âbid”, “Zâhid” ve “Ârif” kavramlarının anlamı

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (10): “Âbid”, “Zâhid” ve “Ârif” kavramlarının anlamı

Düşüncenin kendisi dahi Rabbânî bir aydınlanmadır, Hakk’ın katından gelir. Ne yazık ki onu bozup, doğasından saptıran bizleriz… Maddeden fikir türemez ki! Fikir maddenin (hacim, hareket, ısı,…) bir mahsulü değildir; en büyük yanlışlardan birisi de budur ne yazık ki… Düşüncenin tek bir kaynağı vardır, o da melekûttur.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (39) (SON): Müellif ile Ahmed el-Kâtib arasındaki mektuplaşmalar

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (39) (SON): Müellif ile Ahmed el-Kâtib arasındaki mektuplaşmalar

Birinci, ikinci ve üçüncü ciltte tüm bu iddialarınızı ele alıp irdeledim ve bu konularda yanıldığınızı kanıtladım. Siz de bundan sonra kalkıp bütün bu meselelerin ikincil, ayrıntı mesabesinde şeyler olduğunu söylediniz. Her şeyden önce sizin bu meseleleri ikincil ve önemsiz görme hakkınız bulunmuyor. Zira On İki İmam Şiası’na ve temel ilkelerine karşı olumsuz bir tasavvur doğurmak için tüm bu meseleleri ardı ardına toplayıp önümüze döken sizsiniz!

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (5): Tûsî’nin Düşüncesinde Hak ve Hakikatin Eşiği

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (5): Tûsî’nin Düşüncesinde Hak ve Hakikatin Eşiği

İnsanın bir sonsuzluk sancısı ve özlemi vardır. Peki, bu ne demektir? O, bu sızıdan mı sonsuzluğa varır, yoksa sonsuzluk mu bir sızıyı meydana getirir? Yoksa ikisi mi? İnsan dertsiz olsaydı ve bunu hiç tecrübe etmeseydi, sonsuzluğu hiçbir zaman anlayamazdı. İnsan bu dünyaya acıyı deneyimlemek için geldi.

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (12): Doğa ve Tarih Problematiği (Nefs ve Beden)

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (12): Doğa ve Tarih Problematiği (Nefs ve Beden)

Bizler, nefsi ve idrâkleri mücerred (soyut) kabul eden kimseleriz. Mücerred, zaman ve mekânın ötesinde olan şeydir. Siz tarihteki olaylara geri döndüğünüzde, zamana geri dönmüş olmuyorsunuz. Tarihe geri dönen, sadece akıldır. Eğer bir insan âkil olmazsa, zamanın geçmiş olduğunu kavrayabilir mi? Geçmişi anlayabilen tek şey, düşüncedir.

İbrahimi Dinani: Fârâbi Dersleri (11): Fârâbî’ye göre Akıl ve İnsan-ı Kâmil'in Velâyeti

İbrahimi Dinani: Fârâbi Dersleri (11): Fârâbî’ye göre Akıl ve İnsan-ı Kâmil'in Velâyeti

Bunların Şiîliğin aklî açıklaması olduğunu söyleyebiliriz. Fârâbî’nin felsefesi, Şiîliğin aklî bir açılımıdır. Teşeyyü‘nün (Şiîlik) anlamı oldukça derindir. Bazılarının Şiîliği anlamaması da, öteden beri bu derinliği gereğince kavrayamamalarından ileri gelmektedir. Teşeyyü, bir hayli bâtınî ve derindir.

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (8): Fârâbî’nin Düşüncesinde Hayâlin Rolü

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (8): Fârâbî’nin Düşüncesinde Hayâlin Rolü

Fârâbî’nin benimsediği bu felsefî yorum, sırr makamına ve Zât-ı Ahadiyyet’e işaret etmektedir. Varlıkta hep bir muamma söz konusudur. Eğer bu sır bir kerede çözülseydi, varlık adi, değersiz bir hale bürünürdü. Zaten insanın tüm merakı da, o sırra erişmektir. Bu, varlığın sonsuz olduğu anlamına gelir. Eğer her gizem çözülebilseydi, varlık sonlu ve sınırlı olmuş olurdu. Oysa varlık sonsuzdur.