Hamas hareketinin İran temsilcisi Halid Kaddumi, Tahran’daki Filistin Meydanı’nda bugün düzenlenen “Gazze: Muktedir ve Mazlum” programında konuşma yaptı. Kaddumi “Aksa Tufanı Operasyonu’nu Filistin ve tüm esirler tamamen özgürleşinceye dek durdurmayacağız. Aksa Tufanı özgürlük baharı ve Filistin’in zaferi ile nihayete erecek” dedi.
Bu yüzden, Suriye’nin Hizbullah ve Devrim Muhafızları da dâhil olmak üzere müttefikleri ile, savaşa silahlı grupların yanında doğrudan doğruya girmeye karar vermeleri halinde Amerikan güçleri arasında doğrudan ve gerçek bir çatışmaya tanık olmamız çok muhtemel. Suriye’nin müttefiklerinin kararının arka planı nedeniyle, Suriye içinde ve belki de dışında yeni tipte bir çatışmaya işaret eden bu olasılık çok ciddiye alınmalıdır.
Tahran’dan Bağdat’a, oradan da Şam ve Beyrut’a uzanan “Şii Hilali”, bazı kaynakların tahayyül ettiği gibi şu ya da bu başkent üzerinden uzanan belli bir coğrafi çizgi değildir. Gerçekte, ABD’nin 2003’teki Irak işgali ve IŞİD’in 2014’teki Musul işgali sonrasında somutlanmış bir “proje”dir. Bu olaylar bu sanal bağı zerre kadar zayıflatmamış, bilakis güçlendirmiştir.
İran ordusu ve istihbaratı yetkililerine göre IŞİD teröristleri, Tahran’daki Cuma namazları, Aşura törenleri, Kadir gecesi duaları ve İslam Devrimi’nin son 10 Şubat’taki yıldönümü anması da dahil olmak üzere İran içerisinde kalabalık etkinliklerde operasyon düzenlemek üzere sayısız girişimde bulundu. Bu komplolar, ülkenin sağlam güvenlik güçleri tarafından bertaraf edildi.
İran İslam Cumhuriyeti, Arap rejimleri de dâhil olmak üzere pek çok bölgesel ve uluslararası tarafın yaptığı işlerin başarısız olduğunun görüldüğü bir zamanda, İsrail rejimine yaklaşımda doğru hattı çizmeye çalıyor. Tahran’ın üzerine çalıştığı yolun, Arap-İsrail çatışmasında Filistin tarafına yarar sağlayacağı ileri sürülebilir.
Tahran’daki Kayhan Enstitüsü’nden Amin Abadi, meşhur iktisatçı ve jeopolitik analisti Peter Koenig ile bir röportaj yaptı.“ Röportaj Farsça olarak, İran’ın en önde gelen gazetelerinden Kayhan (Evren) gazetesinde yayınlandı. Aşağıda röportajın orijinal İngilizce versiyonu[nun tercümesi] sunulmaktadır.
İsrail’de hükümetteki koalisyonun üyesi olan önde gelen bir milletvekili ve eski Washington büyükelçisi Michael Oren, “Eğer IŞİD ve Esad arasında bir seçim yapmamız gerekirse IŞİD’i seçeriz. IŞİD’in açık kasa kamyonları ve makineli tüfekleri var. Esad ise Tahran’dan Beyrut’a uzanan stratejik kemeri, Hizbullah’ın elindeki 130,000 roketi ve İran’ın nükleer programını temsil ediyor” şeklinde konuştu.