Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
Geride bıraktığımız aylarda, ABD yaptırımlarının kalkmasıyla birlikte İran’ın, Washington’un jeopolitik oyunlarının bir piyonu haline geleceği yönünde spekülasyonda bulunanlar oldu. Obama yönetiminin bu olasılıktan hoşlanacağı açık olsa da, bu olmayacaktır.
Halep’teki ilk ve en eski Osmanlı camisi olan Hüsreviye Camii [inşa tarihi 1544], yıkıldı. Milyonlarca dolarlık bir yatırım olarak, yüzyıllık bir binayı kullanan Carlton Hotel de öyle. 12 katlı Belediye binasının yüzde 80’i yıkıldı. Memlük veya Eyyübi döneminden kalma küçük bir camiden ve medreseden [700-1000 yıllık] geriye, kapısı ve kapının üstündeki küçük minare dışında bir şey kalmadı.
Amerikalı Müslüman Kevin Barrett'ten Siyonist rejim ile Suudi rejimi arasındaki benzerlikleri ele alan önemli bir analiz...
"Ekim Savaşı hiçbir şüpheye yer olmaksızın şunu göstermişti ki İsrail ordusunun, dev Amerikan askeri yardımı ve açık çek mali desteği olmaksızın Siyonist koloniyi savunmasına imkan yoktur."
11 Eylül'ün Siyonist bir komplo olduğunu iddia eden önemli bir analiz daha...
“15 Haziran’da yapılan gösteride Sünni Müslüman din adamları, hem Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı savunmak için savaşan Şiileri, hem de ülke içinde Mursi’ye karşı çıkan İslamcı olmayan kişileri suçlamak amacıyla, Mursi'nin yanında, ‘kafirler’ kelimesini kullandı.”