İran’da her seçim döneminde, İran Muhafız Konseyi’nin (Şurayı Nigehbani Kanuni Esasi) kendi çıkarlarına uygun adayları seçerek seçim sürecini manipüle ettiğini iddia eden bir anlatı ortaya çıkar. Bu iddiada bir geçerlilik payı var mı? Batı demokrasilerinde de benzer kurumlar mevcut mudur?
“Petraeus, ‘Ben Vladimir Putin’in yapmak istediği şeyin Rus imparatorluğunu diriltmek olduğunu düşünüyorum’ dedi.” İronik olan şu ki, dünya çapında yaklaşık 800 askeri üssü bulunan Amerika Birleşik Devletleri, bir yandan da 2001 yılından beri Afganistan’ı işgal altında tutuyor ve Somali’den Yemen’e, Irak’tan Suriye’ye ve Pakistan sınırlarına kadar her yerde silahlı operasyonlar gerçekleştiriyor.
Kemerlerinizi bağlayın: 2015, Çin, Rusya ve İran’ı, benim Kaos İmparatorluğu olarak adlandırdığım şeyle karşı karşıya getirecek bir fırtına olacak.
Rusya-Çin entegrasyonuna doğru giden bir ekonomik yönelimin, son 100 yılın en büyük stratejik manevrası olduğu söylenebilir. Xi'nin nihai master planı gayet açık: bir Rusya-Çin-Almanya ticaret ittifakı. Alman iş ve sanayi çevreleri bunu hararetle istiyor, ancak Alman politikacılar mesajı henüz almış değiller. Xi - ve Putin – Avrasya sahasında, hayati önemde siyasi, ekonomik ve stratejik sonuçlarla dolu yeni bir ekonomik gerçeklik inşa ediyor.
Bu arka planı bilmeyen biri, İranlılar ve Amerikalıların kamuoyu önünde düşman olduklarını iddia ederken perde arkasında oynadıkları “oyun” hakkındaki basitleştirici anlatılara ve komplo teorilerine kolayca inanabilmektedir. Bunların amacı ise elbette biz Arapları kandırmaktır.
Mursi'nin devrilmesinden kısa bir süre önce Crescent-online'da yayınlanmış bir analiz...
"Washington, Mübarek dönemi Mısır’ı, Bahreyn ve Uganda ile aynı sıralara katılmak üzere. Senatör Lindsay Graham’in şu çirkin çalışmasının ortaya koyduğu gibi, bugün 'anayurt savaş alanıdır'. O halde siz de düşman savaşçılarsınız."