"İsrail" ekonomi gazetesi Calcalist, "F-16'ların, Apache helikopterlerinin ve Demir Kubbe füzelerinin Lübnan'dan İsrail'e sızan bir insansız hava aracını engelleyemediğini" doğruladı.
Yani, her ne kadar Suriye’deki savaş yavaşlıyor olsa da, bu savaş her zaman daha büyük bölgesel savaşın (İslam topraklarının kalbinde bir Siyonist savaş) sadece bir cephesiydi. Bu savaş devam ediyor. Siyonist mevcudiyet tam manasıyla def edilene kadar ve ırkçı ideolojisi tarihin tozlu raflarındaki yerini alana kadar da bitmeyecek.
Raporun tüm bölümlerindeki sonuçların tamamını birleştirince, Amerika’nın 11 Eylül sonrası savaşlarında öldürdüğü insan sayısı tahminimce 6 milyon civarına ulaşıyor. Belki 5 milyondur, belki de 7 milyon… Ama oldukça kesin bir biçimde ifade ediyorum ki birkaç milyon…
Kimi Vehhabî müellifler, mevcut koşulları fırsata çevirerek ilahî kitabın azametine halel getirecek birtakım görüşler ileri sürmüşler, Ehl-i Beyt Mektebi’nin, Şia’nın Kur’ân’ın tahrif edildiğine inandığını iddia etmişlerdir. Bu makalede, Şiî ulemanın görüşleri çerçevesinde Vehhabîlerin bu iddiası çürütülmeye çalışılacaktır.
Brookings Enstitüsü, 2009 tarihli “Hangi yol İran’a gider? İran’a yönelik yeni bir Amerikan stratejisi için seçenekler” başlıklı raporunun tam bir bölümünü, İran hükümetinin devrilmesinin tertip edilmesine ayırmıştı.
Salvador ordusundan kaçmış bir askerin New York Times’a verdiği bir röportaja göre o dönemde ABD’li askeri danışmanlar, küçük yaştaki tutuklulara işkence yapma yöntemlerini öğretti. Salvador Ulusal Muhafızları’nın eski üyesi, gerilla olduğu söylenen insanları bulan ve onlara işkence yapan on iki kişilik bir manganın üyesiydi.
İşte bu nedenle İsrail’in odak noktası, Suriye’de Beşar Esad’ın seküler hükümetiyle, Lübnan’da Hizbullah’la müttefik olan İran’ın oluşturduğu düşünülen tehdit olmuştur. İsrail tahakkümü karşısındaki bu direniş kemerinden sıklıkla, “Şii Hilali” diye bahsedilir.