İsrail’in anlatısının sahte olduğunu, uçağın İsrail hava sahasında vurulduğu gerçeğini kamufle etme çabası olduğunu ortaya koyuyor. “Eğer F-16’yı bir SAM-5 füzesi vursaydı, havada patlardı ve geriye hiçbir şey kalmazdı. Uçak, F-16’lar gibi manevra yapabilen, daha küçük fakat daha hassas bir füzeyle vuruldu.” Bu olay, Ayetullah Humeyni’nin Tahran’a dönüşünün ve İran İslam Cumhuriyeti'nin...
Fiyat düşürmenin amacı, Rusya, Venezuela, İran, Ekvador ve Bolivya’yı bu iş alanının dışında bırakmaktı. Bu ülkelerin sosyal harcamaları ve devlet sektörleri, petrol gelirine bağlıdır. Eğer bu merkezi planlamalı, devlet merkezli ekonomiler nakit paraya aç hale getirilebilirse, rejim değişikliğinin temeli kurulabilirdi. Ancak bu olmadı.
Son 15 yıl içinde ABD ve müttefikleri, Afganistan, Irak, Somali, Libya, Suriye, Yemen ve Lübnan’ı istila ve işgal etti ve bu ülkelerden 10 milyon insanı öldürdü, yaraladı veya mülksüzleştirdi. Askeri ve sivil yöneticiler sistematik olarak, ekonomileri tümden yok etti, etnik ve dinsel savaşları körükledi, kadim cemaat ve aile bağlarının altını oydu ve yoz siyasi kuklaları iktidara yerleştirdi.
Suriye’deki kan dökme beş yıldan daha uzun süre önce, Paris’te Suudi-Amerikan-İsrail yetkililerinin kurduğu ortak bir komployla başladı. Korkunç üçlü, çoğu Londra, Paris veya Washington’da sürgünde yaşayan oportünist Suriyelileri kışkırttı ve onlara Beşar Esad’ın kellesinin tepside sunulacağı hızlı bir zafer vaat etti. Komplocular Suriye rejiminin – tıpkı Muammer Kaddafi’nin Libya'sı gibi – birkaç ay içinde, hatta belki de daha kısa süre içinde devrileceğini iddia etti.
Beyaz Saray, bir asırdan uzun zamandır peşinden koştuğu dünya hakimiyeti arayışında, iki temel araca dayandı: ABD doları ve askeri güç. Bazı ülkeler, Washington’un topyekün küresel hegemonya kurmasını engellemek için yakın zamanda, alternatif askeri ittifaklar kurmak ve ABD dolarına olan bağımlılıklarını kırmak yoluyla, bu iki unsur karşısındaki pozisyonlarını revize etmeye başladılar.
Her türden vehametin orta yerinde, ezilen Müslümanlar için, hatta aslında bütün ezilenler için bir umut ışığı olarak duran bir ülke var: İslami İran. İslam Devleti, 38. yılına girdi.
Bir başka deyişle ABD, küreselleşme aşamasına geçmek için 1648 yılından beri uluslararası sistemin hakim söylemi olan ve en önemli ilkesi “egemenlik ilkesi” olan Westphalia sisteminden ayrılmaya ihtiyaç duyuyor.