Yani gerçekte o, her şeyi ve her yeri o kadar kaplamıştır ki, bu onu görmenize bir engel teşkil eder. Peki, vücûdu görememem onun sadece gizlenmiş olmasından dolayı mıdır? Hayır. Burada da bazıları, onu gizli olduğu için göremediğimizi varsayar. Oysa durum bunun tam tersidir. O, bunca aşikâr olduğu için onu göremeyiz.
İsmail Kaani ise İsrail ve Amerika’yı zor günler beklediğini duyurdu. Bu açıklamaların Amerika’da San Diego üssünde çıkan büyük gemi yangınına işaret edip etmediğini bilmiyoruz. Ancak 17 kişinin yaralanmasına sebep olan bu yangının siber saldırı sonucunda meydana geldiği söyleniyor.
Âlûsî, Muhammed Sûresi’nin 27-31. âyetlerinin tefsirinde şöyle der: Bana göre Yezid'in buğzu münafıklık alametlerinden daha kuvvetlidir. Ah keşke ilahi rahmetten kovulmuş Yezid hakkında ne söylüyorsunuz, bir bilebilseydim! O, Hz. Ali’ye sevgi mi besliyordu yoksa buğz mu ediyordu? Allah’ın lâneti ona olsun!
Ben sevgiyi fiili değil, zati sıfat olarak görüyorum. Yani Allah nasıl zat olarak “âlim” ise aynı şekilde zat olarak “muhib”dir. Muhabbet, Hak Teâlâ’nın varlığından ayrı değildir. Hak Teâlâ’nın varlığı muhabbettir, rahmettir. O’nun rahmeti gazabını geçmiştir.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei Dünya Kudüs Günü (22 Mayıs Cuma) münasebetiyle bir konuşma yaptı.
Attâr işte burada diyor ki Hz. Hâtemü’l-Enbiyâ’nın zâtı, Hak Tebârek ve Teâlâ’nın Esmâü’l-Hüsnâ’sıdır. Yani Allah’ın en güzel isimlerinin, kemâl, cemâl ve celâl sıfatının, kısaca Allah’taki tüm güzelliklerin tam mazharı Hz. Peygamber’in kendisidir. Allah’ın tüm Esmâü’l-Hüsnâ’sı Hz. Peygamber’in mübarek varlığında yer almıştır.
Bazıları yalnızca mevcûdâtı bildikleri için Varlığı (Vücûd) onunla aynı kavram sanıyorlar. Ancak biraz daha dikkat etseler, aslında bir mevcûdun mevcut olmasının Varlığı bilmekle ilgili olduğunu görürler. Yani şu çiçek, şu masa ya da şu duvar mevcuttur; ama ben varlığa (vücud) inandığım için bunun mevcut olduğunu söylüyorum.