Son yirmi yılda Hizbullah üyelerinin uyuşturucu ticareti yapmalarına ve bunu düşmanlarını hedef almak için bir silah olarak kullanmalarına izin veren bir fetvanın varlığını iddia eden yüzlerce kitap, araştırma ve makale yayımlandı. Tüm bu yayınlarda fetvanın varlığına delil olarak gösterilen ana kaynak, seksenlerin başında Amerikan vatandaşlığı alan ve resmi Amerikan kurum ve departmanlarında çalışan İsrailli Yosef Bodansky'dir.
İsraillilerin karar alma mekanizmaları, Seyyid Hasan Nasrallah'ın açıklamalarından kaçınılmaz bir şekilde etkileniyor. Nasrallah'ın konuşmalarından son derece etkilenen Devlet Başkanı Netanyahu, Savunma Bakanı Moşe Yalon ve Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot İsrail'in tüm işlerini belirleyen 3 önemli isim olarak tanınıyor.
Bu arada İsrail Kanal 10 televizyonu, Suudi yetkililerin bu toplantılarda Filistin davasını çözüme kavuşturmakla ilgilenmediklerini söylediklerini ve İsrail rejiminden İran karşısında Suudi Arabistan’ın yanında durmalarını istediklerini bildirdi. Netanyahu Şubat ayının ortasında da Tel Aviv’in bazı Arap ülkeleriyle olan yakın bağlarını ifşa etmenin zamanının geldiğini söylemişti.
Tel Aviv'de bugün (Salı) düzenlenen Ulusal Güvenlik Çalışmaları konferansında konuşan Siyonist rejim savunma bakanı Moşe Yalon, Tahran'ın "nükleer arzuları ve "terör altyapısının" kendileri için IŞİD'den daha büyük bir tehlike arz ettiğini söyledi.
Bu hafta İsrail’in El Kaide müttefiki isyancılara yardım ettiğini şu ana kadarki en yüksek seviyede teyit eden kişi, İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon’dan başkası değildi. İsrail medya kaynağı i24, Yalon’un “İsrail, sınırındaki Suriyeli isyancılara verdiği desteği, onların Suriye’deki Dürzi azınlığa zarar vermeme sözü vermesi şartına bağlıyor" dediğini aktardı.
Şu anda belki de, taktik bir kazanımın stratejik bir yüke dönüştüğü ender anlardan birini yaşıyoruz: İsrailli yetkililer ilk coşkularından yalnızca birkaç saat sonra, bir mayına basmış ve onun patlamasını bekleyen bir insan gibi korkmuş ve kaygılı bir hale geldi.
Meselenin her ne pahasına olursa olsun Filistin Direnişi’ni silahsızlandırma etrafında döndüğü, geri kalan her şeyin sadece gösteri olduğu artık netleşti. Yeni bilgilere göre bu doğrultudaki çabalara, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’le koordinasyon içinde Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülük ediyor.