Körfez ülkeleri, Suriye yönetimini devirmek amacıyla feci bir çatışmayı finanse etmek ve körüklemek için çok şey yapmış ve yapmaya devam ediyor olmalarına rağmen, oradaki savaştan kaçan tek bir Suriyeli mülteciyi bile kabul etmemişlerdir. Gazzelilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini asla kabul etmezler. Ancak Körfez rejimlerinin Filistinlilerin Mısır, Ürdün ve Irak gibi başka yerlere yerleştirilmesi için kesenin ağzını açmaları mümkündür.
"Kudüs Gücü Komutanı Şehid Süleymani ile merhum Dr. Şallah, Fecr-5 füzelerinin Tel Aviv’i ilk kez vurduğu 2012 yılındaki Gazze saldırısı misillemesinden bu yana ortak komuta odasında Direnişi birlikte yönetiyorlardı. Dr. Şallah Tel Aviv’i füzelerle vurma kararını Hac Kasım ile istişare ederek almıştı."
"Suudi yöneticisi ise İran'a karşı farklı bir yol izledi. Maskat'ta, Umman hükümdarı Sultan Heysem Bin Tarık'tan, Suudi Arabistan'ın Yemen'de içine gömüldüğü bitmeyen iç savaşı da sona erdirecek bir anlaşma umuduyla, Riyad ve Tahran arasında arabuluculuk yapmasını istedi."
Yerinden edilenlerin çoğu Türkiye'ye veya kuzey İdlib'e, bir kısmı da Suriye'nin diğer bölgelerine taşındı. Belediye başkanı birçok kişiyle temas halinde ve çoğunun geri dönmek istediğini söylüyor. Ancak silahlı gruplar (HTŞ/Nusra) ayrılmalarına izin vermek için büyük meblağlar talep ediyorlar.
"Kudüs Kılıcı savaşının son günlerinde Nakhaleh, Şam'da Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmek üzere Filistinli gruplardan oluşan bir heyete başkanlık etmişti. Nakhaleh, uzlaşma için olumlu işaretler verdi ve Esad'a Hamas'ın selamlarını iletti. Esad da aynı şekilde karşılık verdi. "
Bu hafta, Taliban liderliğinin talebi üzerine İran, hareketin enerji ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak için Afganistan'a petrol ve gaz tedarik etmek için harekete geçti. İran'ın Afganistan'a petrol ihracatı hacmi günde yaklaşık 20.000 varil olup, bunun Taliban yönetiminin ilk aylarında ikiye katlanması bekleniyor. Taliban, İran malları üzerindeki vergileri %70 oranında düşürmeye de karar verdi.
Bu âyet-i kerimenin ışığında şunu söyleyebiliriz: Toplumu yönetme hakkı olanlar; peygamber, ondan sonra vasi (Rabbanî) ve ondan sonra da yeterli donanıma sahip adil bir fakihtir (ahbâr).