Habersiz olduğumuz son konu, yakın zamanda Hizbullah’ın askeri medyasında yayımlanan ve “Görev tamamlandı” diyen videoda ortaya çıktı. Burada hassas güdümlü füzelere atıfta bulunulmadığı açıktır, zira Seyyid Hasan Nasrallah zaten kamuoyuna açıkça “Evet, işgal altındaki Filistin'de herhangi bir İsrail askeri tesisini vuracak kadar hassas güdümlü füzelere sahibiz” demişti.
“Zamanının imamını tanımaksızın” veya “Zamanının imamına biat etmeksizin ölen kimse cahiliyye ölümüyle ölmüştür” hadisi bağlamında bizim problemimiz çözülmüştür ki bu da On İkinci İmam'dır. Size göre bu imam kimdir? Azizlerim Muhammedî (s.a.a.) varisin kim olduğunu araştırınız. Bize göre Muhammedî varis şu anda On İkinci İmam'dır. Sizler ne düşünüyorsunuz?
Demir Kubbe’nin varsayılan başarısı, düzmece gibi görünüyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) füze uzmanı Theodore Postol’a göre Demir Kubbe, Hamas’ın roketlerinin yalnızca %5’ini, yahut daha azını engelliyor. Buna dair başka bir kanıt da Tümgeneral Uzi Dayan’dan gelmiş, Dayan, “Eğer İsrail Hamas’ı durduramıyorsa İran’ı nasıl durdursun” diyen bir İsraillinin hikâyesini anlatmıştı.
Hasan Sivri, Lübnanlı gazeteci ve Körfez uzmanı Ali Murad ile Suudi Arabistan’daki 15 Eylül Hareketini, Suud-Katar krizini ve Yemen'i konuştu.
Bu uyarı mesajında da şunlar dikkat çeki: “Hayfa'daki depolar nereye taşınırsa taşınsın, füzelerimiz oraya ulaşacaktır. Ben bugün düşmana sadece Hayfa'daki amonyak depolarını kaldırması konusunda değil, Dimona nükleer tesislerini de kaldırması konusunda çağrıda bulunuyorum."
Her ne kadar 2003 Irak işgali hakkındaki yaygın görüş bunun tamamen petrol meselesi olduğu şeklinde olsa da, İsrail’in baskısı da burada pek bilinmeyen, ancak temel önemde bir rol oynadı. Seçkin Amerikalı profesörler John Maersheimer ve Stephen Walt, “İsrail lobisi ve ABD dış politikası” başlıklı derinlemesine makalelerinde, Amerikan dış politikasının temel odak noktasının kendi çıkarları değil, İsrail’le olan ilişkileri olduğunu gösterdi.
İsrailli uzman şu sözleri kullanmıştı: "İran nükleer silahlara ihtiyaç duymuyor, çünkü uzun menzilli füzeleri ve diğer gelişmiş silahları aracılığıyla kendini savunma yeteneğine sahip. Bu da son yıllarda İran'ın caydırıcı gücünün seviyesini büyük oranda yükseltti."