Belçika kralı bunu yapmak istemeyerek, haksız kazançlarını harcamak için muazzam bir dizi bayındırlık işine girişti ve modern Brüksel'i yarattı. Şimdi AB ve NATO burada toplanıyor ve insanlık tarihinin en acımasız zulüm örneklerinden bazılarının kazançlarıyla çevrelenmişken, evrensel insan hakları konusunda küstahça nutuklar atıyorlar.
Bir önceki makalem neden bitcoin’in ABD doları hegemonyasına karşı bir tepki olarak görülmesi gerektiğini ve neden öteki ülkeler ve merkez bankalarının dolarsızlaşmanın getirdiği dolar kriziyle karşı karşıya olduğunu izah ediyordu. Bu makalede bu noktaya nasıl geldiğimizi ve hangi mekanizmaların borç temelli bir toplumun hayata geçirilmesine yardımcı olduğunu ele alacağım.
Mayıs 2003’te Yakın Vadede İran Sahnesi (TIRANNT) savaş oyunları senaryosunun (sızdırılmış gizli belge) hayata geçirilmesinden itibaren, İran ve Suriye’ye yönelik askeri eylemi içeren bir tırmanış sahnesiyle karşı karşıya olundu ve 2011 yılında Suriye bunun ilk safhası oldu.
Brookings Enstitüsü, 2009 tarihli “Hangi yol İran’a gider? İran’a yönelik yeni bir Amerikan stratejisi için seçenekler” başlıklı raporunun tam bir bölümünü, İran hükümetinin devrilmesinin tertip edilmesine ayırmıştı.
Leslie Stahl 1996 yılında 60 Dakika isimli TV programında ABD’nin BM Büyükelçisi Madeleine Albright’a “Yarım milyon çocuğun öldüğünü duyduk. Yani, Hiroşima’da ölenlerden daha fazla sayıda çocuk. Sizce buna değer mi?” diye sorduğunda, Albright’ın yanıtı “Bunun çok zor bir seçim olduğunu düşünüyorum, fakat bize göre buna değer” oldu.
İşte bu nedenle İsrail’in odak noktası, Suriye’de Beşar Esad’ın seküler hükümetiyle, Lübnan’da Hizbullah’la müttefik olan İran’ın oluşturduğu düşünülen tehdit olmuştur. İsrail tahakkümü karşısındaki bu direniş kemerinden sıklıkla, “Şii Hilali” diye bahsedilir.
Filistin ve Lübnanlı direniş güçlerinin depolarında 220.000’den fazla roket bulunuyor ki bunların yarıdan fazlası Hizbullah’a ait. 2006’dan bu yana Hizbullah teşkilat olarak da büyüdü ve en ön saflarında savaştığı IŞİD cephelerinden çok önemli dersler edindi. Dahası Seyyid Hasan Nasrallah’ın geçtiğimiz Haziran ayında yaptığı bir konuşmada belirttiği gibi, yeni bir savaş çıkması durumunda mücadele belli bir noktaya ulaşırsa tüm bölgeden çok sayıda savaşçının Hizbullah saflarına katılacağı da bekleniyor.