El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri, Ebu Musab Zerkavi’ye (bu mektup ABD güçleri tarafından 9 Temmuz 2005’te ele geçirildi) yazdığı bir mektupta -Zerkavi ABD’nin Irak işgalinin ilk yıllarında işgalciler yerine Şiileri hedeflediğinde- şöyle sormuştu: tarihte Şiileri ortadan kaldırmayı başarmış herhangi bir İslam devleti var mı?
Enis Nakkaş'tan önemli bir röportaj daha...
Selefiler, İhvan ve Suudi rejimi arasındaki karmaşık ilişkilerin ve çatışmaların tarihsel seyrini ele alan önemli bir analiz...
El Ahbar’a konuşan bir cihadçı kaynağa göre Bağdadi, “dost bir Sünni Müslüman ülkeden Suriye’ye girmek için teşvik edici sinyaller ve bu amaç doğrultusunda mali destek sözü” aldı. Her ne kadar kaynak bu ülkenin adını vermese de, Suudi Arabistan mı yoksa Katar mı olduğu sorulduğu zaman “bu ikisinden biri” yanıtını verdi.
El-Kaide Suriye'ye, cihadist hareketi kurmak üzere 2011 yılının Temmuz ve Ağustos ayları arasında girdi. Ebu Muhammed Colani (çev. notu: Nusra'nın lideri) Irak İslam Devleti’nden 8 kişi ile beraber, Ebu Bekir Bağdadi'nin (çev. notu: IŞİD lideri) görevlendirmesi ile Şam topraklarına ayak bastı. Bilgi sahibi İslami kaynaklara göre ise hikâyenin tamamı şöyle:
El Kaide lideri Eyman el-Zevahiri, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye Suriye’de savaşmaya son verme ve Irak’a dönme çağrısı yaptı. Zevahiri, Bağdadi’yi Suriye’deki İslamcı savaşçılar arasndaki çatışmadan ötürü suçladı ve Bağdadi’nin kendisine biat sözü verdiğine dair “kesin kanıtlar” ortaya koyarak onu “El Kaide’nin isyancı askeri” olarak tanımladı.
“Küresel cihad” hareketi ikiye bölündü. El Kaide üyeleri şimdi iki emirden biri arasında seçim yapmak zorunda kalacak. Sözde “Horasan yemini”, El Nusra Cephesi ile Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) arasındaki uzlaşma girişimlerinin tabutuna son çiviyi çaktı. Bölünme artık sadece Suriye için geçerli değil ve küresel cihadın diğer alanlarına da yayıldı.