Hayber Şiken füzeleriyle gerçekleştirilen operasyon Siyonistler için hangi mesajı taşıyor? / İran füzelerinin evrim süreci – Şahab füzelerinden Hayber’lere

Hayber Şiken füzeleriyle gerçekleştirilen operasyon Siyonistler için hangi mesajı taşıyor? / İran füzelerinin evrim süreci – Şahab füzelerinden Hayber’lere

"Roket motorlarının ve ilgili teknolojinin gelişmesiyle, Fatih-110'a dayanan bu yeni varyantlar zaman içinde menzillerini artırdı. Fatih-313 500 km'ye, Zülfikar 700 km'ye, Dezful 1.000 km'ye ve son olarak da Hayber Şiken1.450 km'ye vardı."

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

Allah’ı kavramlarla değil, zâtımız ve fıtratımızla bulduğumuzdan, âlemi de O’nun nurunun ışığında görmeye başlarız. Eğer Hakk’ın nuru olmasaydı, âlemi göremezdik. “Allah göklerin ve yerin nurudur.”

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (9): İnsân-ı Kâmil ve Mutlak Kemâl

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (9): İnsân-ı Kâmil ve Mutlak Kemâl

En büyük istidat insana ait iken, diğer taraftan sonsuz (ya da en büyük) fiiliyet de, Hakk Tebârek ve Teâlâ’ya aittir. Dolayısıyla Mutlak Kemâl olan Hakk’ın kâmil ifâzesi (feyz verişi) nereye nazil olur? Mutlak istidada, yani insân-ı kâmile… Mutlak istidat kime aitti? Nasıl ki Hakk Teâlâ mutlak fiiliyet ise, insan da mutlak istidattır. İnsân-ı kâmil kimdir? Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (7): Cedel ve Münâzara Âdâbı, En Güzel Şekilde Mücadele Etmek (Cedel-i Ahsen)

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (7): Cedel ve Münâzara Âdâbı, En Güzel Şekilde Mücadele Etmek (Cedel-i Ahsen)

Örneğin göz, kulak münfail olurlar (etkilenirler). Ancak buradaki büyük dilemma şudur: İdrak, infial (etkilenme) değil, fiildir. Fiil olmadıkça, idrak de oluşmaz. İnfial esasında idrak değildir. İdrakin kendi zâtı, fiildir. Bu fiil de nefs-i natıkaya aittir. Nefs ile beden arasındaki fark, burada ortaya çıkmaktadır.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (12): Tûsî’ye Göre Amelî (Pratik) Hikmet

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (12): Tûsî’ye Göre Amelî (Pratik) Hikmet

Dünyadaki tüm bilimleri bir ağaca benzetecek olsak, bunların kökünün metafizik ve ilâhiyatta olduğunu söylememiz gerekecekti. Bu görüş, “ilâhiyâtın köklerinin nerede yer aldığı” gibi bir soru sorularak eleştirilmeye çalışılıyor. Bizim buna cevabımız şudur: İlâhiyâtın kökeni, Varlık’tadır. Vücûd ile mevcut [Varlık ile var olanlar] arasında bir fark vardır.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (9): Zihin kalbin zuhurudur / Şuhûd, vehim ve hayal değil aklın görmesidir

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (9): Zihin kalbin zuhurudur / Şuhûd, vehim ve hayal değil aklın görmesidir

Yani akıl adeta dile gelip şöyle diyor: “Ben sonsuzun bir anlamının olduğunu biliyor, onu anlıyorum. Ancak o benim kalıplarıma sığmaz ve benim tasavvur edebileceğim bir şey değildir." Bu neyin hükmüdür? Aklın. İşte bu, kendi sınırlarının bilincinde olmaktır.