Yıkılan kasaba ve şehirlerin dışında, Suriye'nin tarım sektörü de tahrip edildi. Bir zamanlar Roma İmparatorluğu’nun tahıl ambarı olan Suriye, 2011 başında buğday üretiminde kendi kendine yetiyordu. Savaş devam ederken tarımsal üretim düştü.
Yaklaşık iki ay önce Musul’un batısında ele geçirilen bir IŞİD komutanı, ‘Özgürleştirici Güçler’ olarak adlandırılan Haşd Şabi’ye işaretle ‘Eğer Haşd olmasaydı sizler Musul’un ya da başka bir yerin bir milimetresini dahi bizden alamazdınız’’ dedi.
İnsansız hava araçları tarafından çekilen fotoğrafların da oraya koyduğu gibi 700 km uzaktan hedefini mikro hassasiyetle vurabilen İran füzeleri, "İran'ın füze teknolojisi, bu füzelerin hassasiyeti ve yıkıcı gücü" hakkında Amerika ve İsrail tarafından 30 yıldır piyasaya sürülen yalanları bir kalemde çürüttü.
Eski Suudi Kralı'nın, Suriye yönetiminin değişmesi için 200 milyar dolar harcadığı söyleniyor. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de aynı şekilde bu konu için büyük para harcadı. Şu an ise, destekledikleri eksenin yenilgisini kabul etmekten başka yapacakları hiçbir şey yok.
Bunun yanında Hillary Clinton’da “El Kaide’yi biz yarattık” diyerek müthiş bir itirafta bulunmuştu. Bu açıklama dünyada şok yarattı ve Amerikan medyasında bile yer buldu. Fakat kısa süre sonra ABD’deki ana akım gazetelerden kaldırıldı, zira ABD’nin dünya çapındaki suçları tarihinde yeni bir leke olmasından korkuluyordu.
"Bu gelişmelerin ortaya koyduğu şey, El Nusracı isyancıların harcandığıdır. Artık desteklenmiyor ve özgürlük savaşçıları olarak savunulmuyorlar. Washington, Batılı müttefikleriyle istişare içinde, şimdi Suriye ordusu tarafından yenilgiye uğratılan El Kaide bağlantılı piyade askerlerini feda etmeye karar verdi."
"Batı, bu silahların “ılımlılara” gönderildiğini iddia ederken, bizzat ABD Dışişleri Bakanlığı El Kaide’nin Suriye’nin bütün büyük şehirlerinde faal olduğunu, yüzlerce terörist saldırı gerçekleştirdiğini ve çatışmada açık ara en örgütlü ve en fazla öne çıkan militan cephesi olduğunu kabul ediyor."