İmam Hamenei son 12 ayda gerçekleştirdiği farklı toplantılarda yedi kez kitap okumayı tavsiye etti. Bu süre zarfında iki kitabı, onlar hakkında tuttuğu notları ile birlikte kamuoyuna tanıttı. Konuşmalarında bazı okunması gerekli kitaplardan söz etti. Yani, her beş haftada bir, İmam Hamanei bir şekilde toplumu kitap okumaya davet etmiş.
Âlûsî, Muhammed Sûresi’nin 27-31. âyetlerinin tefsirinde şöyle der: Bana göre Yezid'in buğzu münafıklık alametlerinden daha kuvvetlidir. Ah keşke ilahi rahmetten kovulmuş Yezid hakkında ne söylüyorsunuz, bir bilebilseydim! O, Hz. Ali’ye sevgi mi besliyordu yoksa buğz mu ediyordu? Allah’ın lâneti ona olsun!
Ahmed b. Hanbel’e göre -Zehebî’nin dediği gibi- o Müslümanlık izharında bulunan bir münafık değil kâfirdir. Onun küfrü açıktır. Önceki programlarda Âlûsî, ez-Zehebî ve diğerlerinin Yezid’in Nâsıbî olduğuna dair açıklamalarını okumuştuk.
Ben Ömer b. Abdülaziz’in huzurunda idim. Bir şahıs Yezid b. Muaviye’yi anmak için ‘‘Emirü’l-Müminin Yezid’’ deyince Ömer ‘‘Emirü’l-Müminin Yezid ha!’’ dedi ve ona yirmi kırbaç vurulmasını emretti.
Şöyle bir itiraz gelebilir: ‘‘Bu çıkarım doğru mudur? Muaviye’nin hilafete Ömer b. Hattab’dan daha layık olduğunu söyleyen Emevî yönelimli birisi gerçekten de mevcut mudur?’’ Buna cevabımız evettir, çünkü bu sözü ilk defa söyleyen Muaviye’dir. Hilafete Ömer b. Hattab’dan daha layık olduğunu ilk iddia eden Muaviye’nin kendisidir.
Hizbullah’ın siyasi ve askeri önderliği asla uyumuyor. Şayet uyusa bile bu, bir gözü kapalıyken diğeri açık olan kurdun uykusu gibidir. Hizbullah’ın güney sınırına bakan gözü her daim açıktır. İşte İsrail’in bir sınır çitindeki deliğin yarattığı korku ve panik halinin giderek büyümesinin sebebi de tam olarak budur.
İbn Teymiyye’nin (Minhâcü’s-Sünne adlı eserinde) bu hadisi inkâr etmeye ve yalanlamaya yeltenmesi cidden şaşılacak bir husustur. Nitekim bundan önceki hadis için de aynı tutumu takınmıştır. Allâme Albanî’nin söz konusu ettiği hadis “Ali’den ne istiyorsunuz? O bendendir ben de O’ndanım!” hadisidir.