Siyonist rejimi vekil olarak kullanan ABD hükümeti, bölgedeki Direniş Ekseni'ni stratejik bir yenilgiye uğratacağı inancıyla Gazze nüfusunun tamamını ezmeye yönelik bir politika izlemektedir. Bu strateji, Washington'un Batı Asya üzerindeki Amerikan hâkimiyetini yeniden tesis etmek ve bölgedeki bağımsızlıkçı güçleri dağıtmak için son girişimi olabilir.
Grandin; Vietnam Savaşı'nın uzamasına yardım ettiği, Kamboçya, Doğu Timor ve Bangladeş'teki soykırımlara destek verdiği, Afrika'nın güneyindeki iç çatışmaları tırmandırdığı ve Latin Amerika'daki darbeleri ve ölüm mangalarını desteklediği için Kissenger’ın ellerinde en az 3 milyon insanın kanı olduğunu da ekliyor.
Bu bağlamda Kemal Dîb Suriye Tarihi Üzerine adlı kitabında merhum Cumhurbaşkanı Hafız Esad'ın İran'la yakınlaşmasının nedenlerinden birinin "İran Devrimi’nin ahlaki erdemler taşıdığına ve liderliğiyle anlaşmaya varmanın mümkün olduğuna" inanması olduğunu belirtmektedir.
Al-Monitor için haber yapan Yemenli gazeteci Mareb al-Ward, Çin'in Yemen büyükelçilerinin Ensarullah'ın temsilcileriyle düzenli olarak görüştüğünü ve Çinli görevlilerin örgütten 1962 devrimcilerinin halefi olarak bahsettiğini belirtti.
ABD, doları silah haline getirerek ve yaptırımları kör bir araç olarak kullanarak kendi ayağına kurşun sıktı. Dünya, Amerika'nın zorba taktiklerinden kurtulmak için sabırsızca gün sayıyor! Açıktır ki, ABD hegemonyası günleri geride kalmıştır. Küresel ticaret işlemlerinde dolar tamamen geçersiz hale geldiğinde son çivi de çakılmış olacak!
Derrida, Fârâbî’nin söylediklerini okusaydı onun, kendisinden bin yıl kadar önce bu meselelere işaret ettiğini görmüş olacaktı. Yani benim dış dünyadaki varlığım, faal akıl vasıtasıyladır. Faal akılla olan irtibatımdan ve bu aklın her yerde var olmasından dolayı evrende algıladığım, işittiğim ve anladığım her şeyde hâzır ve nâzır olurum. Ancak faal akla gereken ilgiyi göstermeyen Fransız filozof, dış dünyada gördüğü cisimlerde hâzır olduğunu söylemekte ve bunu ifade ederken “huzûr” sözcüğünü (bulunuş metafiziği) kullanmaktadır.
2015 yılında Basil el-Arac, Beyrut'taki Direnişi Destekleme Konferansı'na katıldı. Filistin'e döner dönmez birkaç genç adamla birlikte bir haftalığına ortadan kayboldu. Filistin Yönetimi, bu grubun İsraillilere karşı askeri bir operasyon düzenlediğini bildirdi. Buna paralel olarak İsrailliler de bu grubun Lübnan Hizbullahı tarafından silah altına alındığını iddia etti.