Dünya kapitalist krizinin daha önceki dönemlerinde hegemonik düzenin çöküşüne siyasi istikrarsızlık, yoğun sınıfsal ve toplumsal mücadeleler, savaşlar ve yerleşik uluslararası sistemdeki kırılmalar damgasını vurmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının 1936-39 İspanya İç Savaşı ve onun sonucu olan faşist diktatörlük olduğunu hatırlayalım. Filistin'de tehlikede olan küresel geleceğimizdir.
Gizliliği kaldırılan resmi Amerikan belgeleri, mevcut IŞİD elebaşı Muhammed Sa'id Abdurrahman el-Mevla'nın ABD muhbiri olarak görev yaptığını gösteriyor. Bu bilgi, İslam dünyasında on yıllardır yaşanan olayların genel çerçevesine çok iyi uymaktadır.
Siyasi pusulaları Suudi destekli "âlimler" tarafından belirlenen Selefi eğilimli Müslüman çevreler, Washington’un Uygur yemini yutmuş görünüyor. Pekin'in NATO'nun tuzağına düşmekten kaçınmasının tek yolu, Uygur Müslümanlarına karşı uyguladığı...
Neoconlar ABD'nin çıkarlarını İsrail'in çıkarlarıyla birleştirerek George Washington’un “yabancı karışıklıklardan” kaçınma tavsiyesini görmezden geliyorlar. Filistin'deki Siyonist sömürgeciliğe karşı direnişin yok edilmesinin ancak Tahran'ı yenerek başarılabileceğini anladıkları için ABD'nin İran ile savaşa girmesini istiyorlar.
18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başları boyunca yankı bulan bu İslami Cumhuriyetçi yeraltı hareketi, Fransız Devrimi ile sonuçlanan diğer pek çok Aydınlanmacı akımla da işbirliği içinde olmuştur. İki öncü İngiliz Romantik Percy ve Mary Shelley de radikal ütopik fikirlerini İslami Cumhuriyetçilikle eşit tuttukları bir evreden geçmişlerdir – onların düşünsel durumunu Garcia “Gnostik Şii İslam” olarak...
1990'larda Fransız ve Cezayir gizli servisleri tarafından Cezayir'de Silahlı İslami Grup'un (Groupe Islamique Armé / GIA) yaratılışına şahitlik ettik. GIA, IŞİD Suriye'de ne yaptıysa Cezayir'de kesinlikle onu yaptı. Geniş çaplı katliamlar, tecavüzler ve benzeri şeyler İslam adına işlendi. IŞİD'in Ebu Bekir el-Bağdadisi gibi Şerif Gousmi, namı diğer Ebu Abdullah Ahmed adında sahte bir halifeleri vardı.
Dünya düzeni zaten değişmiştir. Çin’in Amerika’nınkinden daha büyük, daha güçlü bir endüstriyel ve üretime dayalı ekonomisi var, iç tüketici pazarı da ABD’ninkinden dört kat daha büyük. Ekonomiler tüketici bazlı olduğundan Çin’in sahip olduğu potansiyel, ABD’ninkinden dört kat daha büyük bir ekonomi demektir.