Ancak 2011 yılında, ilk provokatörler Suriye caddelerine çıkmadan öncesinde de ABD durumun içindeydi. New York Times gazetesinde yayımlanan 2011 tarihli bir makalede, ABD’li grupların, isyanların büyümesine yardım ettiği itiraf ediliyor. (https://www.nytimes.com/2011/04/15/world/15aid.html)
Eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a ait sızdırılmış e-postalar ayrıca İsrail’in örtülü bir şekilde çatışmayı yaratmadaki rolünü ve Esad’ın devrilmesi planının uygulanmasına ABD ve diğer ülkelerin dâhil olmasının sağlanmasındaki açık rolünü ortaya çıkarıyor. Clinton tarafından danışmanı Jacob Sullivan’a iletilen bir e-posta, İsrail’in, Esad hükümetinin devrilmesi halinde İran’ın bölgedeki “tek müttefikini” kaybedeceği kanaatinde olduğunu söylüyor.
Bu ise Suudi Arabistan’ı sinirlendirdi ve onları, ufukta bir sonu görünmeyen bir çatışmaya çekti (Amerika’nın 1980’lerde Sovyet İmparatorluğu’nu, ordusunu yaklaşık 10 yıl sürecek bir savaş için Afganistan’a çekmek yoluyla çökertme yönündeki örtülü stratejisini düşünün).
Suriye caddelerinde yakında İran savaş birliklerinin varlığını ve İran istihbarat üslerini göreceklerinin altını çizen İsrailli oryantalist "İranlılar Suriye'de konuşlanarak İran'dan Golan Tepelerine ve Lübnan Hizbullahı'na uzanan bir kara köprüsü inşa ediyorlar. Aynı şekilde Suriye'de ellerinde 200 binden fazla Şii savaşçı bulunuyor" dedi.
Bu uyarı mesajında da şunlar dikkat çeki: “Hayfa'daki depolar nereye taşınırsa taşınsın, füzelerimiz oraya ulaşacaktır. Ben bugün düşmana sadece Hayfa'daki amonyak depolarını kaldırması konusunda değil, Dimona nükleer tesislerini de kaldırması konusunda çağrıda bulunuyorum."
Benim geçmişte hazırladıklarım, İsrail’in Suriye çatışmasına yönelik müdahalesini kapsamlı olarak belgelemişti. Söz konusu müdahalelere, Hizbullah ve İran’ın silah konvoylarına düzenlenen çok sayıda hava saldırısı, İsrail işgalindeki Golan’ın üzerinde birkaç metre gezen bir Suriye jetinin düşürülmesi, Hizbullah ve İran komutanlarına düzenlenen suikastlar, El Kaide’yle müttefik El Nusra birimlerine teçhizat atılması ve İsrail ordusu subayları ile isyancı komutanlar arasında düzenlenen doğrudan istihbarat brifingleri dahil.
IŞİD yeryüzünden silindikten sonra Irak’a ne olacağını zaman gösterecek, fakat uzun ve kademeli Balkanlaşma süreci bugün halihazırda geri dönüşsüz hale gelmiş gibi görünüyor.