Tahran, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarını İsrail ile daha uzun süreli bir çatışmanın başlangıcı olarak görüyor. Esasen Devrim Muhafızları Ordusu’nun bu uzun savaş etrafında inşa ettiği doktrin İsrail'e uzun bir süre boyunca yavaş yavaş kan kaybettirmeyi amaçlıyor. Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanlarının da belirttiği gibi, ‘Filistin operasyonu Direniş Ekseni'nin İsrail'i yok etme hareketinin başlangıcıdır.'
ŞİÖ üyeliğinin örtük siyasi ve güvenlik faydaları da önemlidir. İran, ihracat pazarlarını çeşitlendirmek için geniş ve büyük nüfuslu Avrasya bölgesine daha iyi erişim sağlayabilecek, ancak daha da önemlisi, ŞİÖ de ilk kez Batı Asya'ya giriş yapacak. Karayla çevrili Orta Asya’nın ŞİÖ üyeleri de böylece İran'ın limanları ve su yollarına ulaşabilecekler.
Bu hafta, Taliban liderliğinin talebi üzerine İran, hareketin enerji ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak için Afganistan'a petrol ve gaz tedarik etmek için harekete geçti. İran'ın Afganistan'a petrol ihracatı hacmi günde yaklaşık 20.000 varil olup, bunun Taliban yönetiminin ilk aylarında ikiye katlanması bekleniyor. Taliban, İran malları üzerindeki vergileri %70 oranında düşürmeye de karar verdi.
Sonuçta Taliban, Kudüs Gücü'ne 4 taahhütte bulundu. İran sınırında istikrarı koruyacak, yabancı güçlerin varlığına muhalefetinden taviz vermeyecek, diğer etnik grupları veya mezhepleri hedef almayacak, “kardeş kardeşi öldürmeyecekti”.
Elbette, Kudüs Gücü lideri General Kaani’nin Hac Kasım Süleymani döneminde Afgan meselelerinde uzmanlaştığını, dolayısıyla kendisinin de orada olduğunu ve Afganistan'daki farklı tarafları bir araya getirmeye yardım ettiğini çok iyi biliyoruz. Mevcut bölgesel destekten bahsetmiyorum bile.
Taliban, Afganistan'ın çok parçalı toplumunun en fazla %30'unu temsil ediyor. Dini geçmişi ve İslam Emirliği bayrağı altında kendisi için oluşturduğu gündemi nedeniyle Taliban, Peştun olmayan etnik gruplar arasında alıcı bulamıyor. Peştunların kendileri de üç hareket altında toplanıyorlar: Pakistan'ın Hakkani grubu ve diğer okulları tarafından eğitimsel olarak beslenen bir Sünni dini hareket, dini bir Şii Peştun hareketi ve dini olmayan fikirleri destekleyen laik bir Sünni Peştun hareketi.
Bu ifadeyi ilk kez kullanıyorlar. Siyonist rejimin “varlık yokluk” problemi masaya geri döndü. “Biz (İsrailliler) Kurtuluş Savaşı zamanına geri döndük”, bunlar Ariel Şaron'un sözleri. “1947'de bulunduğumuz yere geri döndük. Sağ kalacak mıyız yoksa aksi mi olacak? İsrail baki mi kalacak yoksa yok mu olacak?”