Mizzî’nin (h. 742) Tehzîbü’l-Kemâl adlı eserine bakalım. Mizzî burada Ömer b. Sa’d’ın tercüme-i hâlinde şöyle der: "Ahmed b. Abdullah el-İcli şöyle derdi: Ömer b. Sa’d babasından hadisler rivayet ederdi. İnsanlar da ondan rivayette bulunurdu. Ömer b. Sa’d, Hüseyin’i öldürdü. Tabiî ve sikadır."
Meşhur Direniş Ekseni’ni daha iyi anlamak için, İran’ın devrimci hareketinin ve yönetim sisteminin köşe taşları işlevini görmüş olan prensipleri anlamak gerekir: bu, merhum Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin ifade ettiği haliyle Velayet-i Fakih’tir.
Ehl-i Beyt Medresesi ve âlimlerinin Kur’an-ı Kerim’in tahrif edildiğine inanmadıklarını söyleyebiliriz. Onlar şöyle derler: Eğer Kur’an muharref olsaydı Ehl-i Beyt İmamları rivayetleri Kitab’a arz etmemizi nasıl emredebilirlerdi? Muhammed Gazzali de Şia’ya nispet edilmeye çalışılan tahrif görüşünün boş bir iddia olduğunu açıkça dile getirmektedir.
Consortium News’ten Jonathan Marshall’ın hazırladığı olağanüstü bir haber, Batı’da, Suriye iç savaşının kıvılcımını çakan gösterileri tetikleyen olay ve bu savaşın tüm kökeni hakkında ilk defa bir sunum gerçekleştiriyor.
Bu anlatıya göre bütün mültecilerin sorumlusu da varil bombaları – hükümetlerimizin egemen ülkelere yönelik emperyalist, cani saldırıları değil. “Sevimli” insan Annie Sparrow da [ Roth’un eşi] İdlib’deki bütün yıkım nedeniyle Suriye Arap Ordusu’nu suçluyor. Teröristlerin kimyasal silahlarından, cehennem toplarından, havan toplarından, intihar bombacılarından, kafa kesenlerden, ırkçılardan ve tecavüzcülerden ve onların sivil bölgelerde Captagon almış halde gerçekleştirdiği canice saldırılardan tek kelimeyle bahsedilmiyor.
Bundan sonra başka bir grubu getirirler. Ben onları da tanırım. Benimle onlar arasında bir adam çıkarak ‘Gelin’ diye seslenir. Ben ‘Nereye?’ diye sorarım. Adam ‘Allah’a yemin olsun ki cehenneme’ der. Ben ‘Bunlar ne yapmışlar?’ diye sorarım. O şöyle cevap verir ‘Bunlar senden sonra gerisin geriye, eski hallerine döndüler.’ Rivayetteki ‘onlar arasından bir adam’ ifadesiyle bizim açık hadislerimize göre Hz. Ali b. Ebu Talib'e işaret edilmektedir. Önceki programlarda onların nasslarla oynadıklarını gösteren nice örnekleri inceledik.
El-Suud sadece Husileri ezmeyi amaçlamıyordu, Yemen’i büyük bir kara istilasına açık hale getirmek ve halkını IŞİD sürüleri karşısında savunmasız hale getirmek istiyordu: bu, Irak’taki yıkımın bir tekrarıydı.