Son yirmi yılda Hizbullah üyelerinin uyuşturucu ticareti yapmalarına ve bunu düşmanlarını hedef almak için bir silah olarak kullanmalarına izin veren bir fetvanın varlığını iddia eden yüzlerce kitap, araştırma ve makale yayımlandı. Tüm bu yayınlarda fetvanın varlığına delil olarak gösterilen ana kaynak, seksenlerin başında Amerikan vatandaşlığı alan ve resmi Amerikan kurum ve departmanlarında çalışan İsrailli Yosef Bodansky'dir.
Belki 2017’de olduğu gibi sınırlı bir saldırı başlatacak (bu yazı dün gece gerçekleştirilen ABD’nin Şam saldırısından önce kaleme alındı; Medya Şafak). Ancak bu saldırıların ABD’nin Suriye’deki mutlak başarısızlığını değiştirmek için yapabileceği çok şey yok.
Kendi paranızı kullanın, Batı’nın para birimlerini, hele hele ABD dolarını veya onun bir yan ürünü olan euro’yu kullanmayın. Rusya ve Çin’in dolarsızlaşma örneğini izleyin ve ihtiyaç olması halinde, Batı’ın yaptırımlarının üstesinden gelmek için, dış ticaret için hükümet tarafından kontrol edilen ulusal bir kripto para birimi geliştirin – Venezuela’ya bakın.
Şu anda gördüğümüz şey ise Brookings planının 6 ve 7. bölümlerinin bir kombinasyonudur. Ruhani hükümetinin neo-liberal ekonomi politikalarını protesto eden, bir düzeyde halk hareketi denebilecek bir hareketin arkasında, dün gece görüldüğü gibi, militan bir hareket bir iç savaşa yol açabilecek bir tırmandırma stratejisi tesis ediyor.
Öte yandan İran’ın bu üçlünün baskıları sebebiyle binlerce şehit ve yaralı vermiş ve miyarlarca dolar zarara uğramış mazlum milletlerin yanında durmaktan vazgeçip Amerika, İsrail ve Suudi Arabistan ile anlaşması ise olacak şey değildir. Çünkü bir kere bölge halkları, kendi ülkelerini, kaderlerini ve geleceklerini bize satmış değildir ki biz de onlardan vazgeçme imkanına sahip olalım.
Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Ali Abdullah Salih’in oğlunu Yemen cumhurbaşkanlığına seçme planı ile Salih’in Emirliklerde bulunan 23 milyar dolarlık mal varlığını serbest bırakması da Ali Abdullah Salih’i son darbe girişimine kışkırtan en önemli sebeplerdi.
Mühendis, Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı düzenlediği Halepçe ve Enfal operasyonlarında şahsen yaralanmış. “1991’den sonra Kürdistan’ın kurtarıldığını görmekten” memnun olmuş ve “Kürdistan’da onları savunurken düşen şehitlerimiz var” diye vurguluyor; kendini de, liderleriyle iyi ilişkileri koruyan bir Kürt dostu olarak görüyor. Irak Ordusu ve HSB’lerin yanında İranlı danışmanlar aynı zamanda, “Daeş’in Erbil’i ele geçirmesini de engelledi.”