Tahran, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarını İsrail ile daha uzun süreli bir çatışmanın başlangıcı olarak görüyor. Esasen Devrim Muhafızları Ordusu’nun bu uzun savaş etrafında inşa ettiği doktrin İsrail'e uzun bir süre boyunca yavaş yavaş kan kaybettirmeyi amaçlıyor. Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanlarının da belirttiği gibi, ‘Filistin operasyonu Direniş Ekseni'nin İsrail'i yok etme hareketinin başlangıcıdır.'
İsrail’in insansız uçağının düşürmek için kullanılan silahın modelinin teşhis edilememesi, İsrail rejimi hava kuvvetlerinin sahip olduğu gelişmiş askeri uçaklarla savaşması karşısında etkili ve caydırıcı bir unsur oldu. Bu uçakların Lübnan hava sahasında hedeflenmesi, ilgili taraflara Direniş güçlerinin hava savunma sistemlerine sahip olduğu ve uygun zamanda kullanacağı mesajını taşıyor.
İlk olarak şunu soralım; bu operasyona niçin “Nasrun min-Allah” ismi verildi? Bana kalırsa bu operasyonun ismi “Nasrun min-Allah” aynı şekilde ayetin devamındaki “ve fethun qarib” (Zafer Allah’tandır ve fetih yakındır – Saff / 13) mesajını taşıyor.
Seyyid Seri, istihbarat gözlem operasyonu için Suudi Krallığı içerisindeki “şerefli ve özgür” kişilerin işbirliğine değindi. Bu, Şii azınlığın yoğun olduğu doğu bölgesindeki devrimci Şii hücrelerin de operasyona katıldığı anlamına mı geliyor?
İsrailli askeri uzmanlar bu günlerde, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin İran İslam Cumhuriyeti ile arasındaki koordinasyon ve büyüyen işbirliği ile meşguller. Zira taraflar arasındaki ilişki en yüksek stratejik ittifak aşamasına ulaştı. Bunun sonucunda da Gazze Şeridi’ndeki Direniş gruplarına en gelişmiş askeri teknoloji ulaştırıldı.
Biz iki cephe ile karşı karşıyayız: Amerika, Siyonist rejim ve bazı Arap ülkeleri liderlerinden -ki geçmişte İran Şahı da bu topluluk arasında idi- müteşekkil istikbar cephesi ve ezilenler, yurtlarından atılanlar ve Filistin, Lübnan ve Yemen halkı gibi mazlum milletlerden oluşan cephe. Bu iki cephe birbirinin karşısındadır. Bu çatışmanın sembolü de Filistin ve Mescid-i Aksa’dır.
İşgal edilmiş Filistin toprakları halkı da bu çatışmanın kapsamlılığını ve nihai sonucu doğuracağını anladıklarında silahları ellerine alıp Afganistan sınırlarında başlayarak Bab el-Mendeb’e ve ötesine uzanan Direniş Ekseni’ndeki kardeşlerinin yanında dövüşecekler.