Ben “Ey müminlerin emiri! Benim kalabalık bir ailem var, daha fazla ver” dedim. Ömer "Şimdilik bu kadar yeter; benden sonra birisi hilâfete ulaşacak, akrabalığını gözetecek ve ihtiyacını giderecektir; bu sır aramızda kalsın” dedi. Said der ki: Ömer'in hilâfetinden sonra onun tayin etmiş olduğu şûrâyla Osman hilâfete ulaştı. Osman, hilâfetinin ilk gönlerinden itibaren benim rızamı kazandı ve isteğimi çok güzel bir şekilde yerine getirdi.
“Muna anaokulunu yeni bitiriyordu ve okula başlamaya hazırlanıyordu. Ertesi gün okul malzemeleri almaktan bahsediyorduk. Ne olduğunu hatırlamıyorum, fakat gözümü açtığımda hastanedeydim ve bana Muna’nın öldüğünü söylediler.” – 5 Haziran 2013’te Humus’un İkrime mahallesinde gerçekleşen bir roket saldırısını anlatan anne (Kasım 2013).
Demek ki Müslümanların bir bölümü “Allah’ın Kitab’ı ve Sünnet’im” şeklindeki isnad zincirinden yoksun bir rivayeti hadis diye aktarıyorken “Allah’ın Kitab’ı ve İtret’im” şeklindeki mütevatir hadisi ise zayıf görüyor ve nakletmiyormuş.
İbn Teymiye diyor ki: “Ali bin Ebu Talib’i, Abdurrahman b. Mülcem adlı bir harici öldürdü. O, (İbn Mülcem) insanların en âbidlerinden ve ilim ehlinden idi.” (Minhacu’s-Sunne, c. 5, s. 47)
"Acaba Ehl-i Beyt İmamları bu konu hakkında ne diyorlar?" diye sorulabilir. Bizler şu ana kadar konu hakkındaki Ehl-i Sünnet bilginlerinin açıklamalarını sunduk. Ehl-i Beyt İmamları'ndan -yani Ali, Hasan, Hüseyn, Seccad, Bakır, Rıza vd.- hiçbirisi Peygamber hanımlarının kavramın kapsamına girdiğini söylememiştir. Onların ittifak halindeki açıklamalarına göre kavram kendilerine özgüdür.
Taberi, Camiü’l-Beyan adlı tefsirinde şöyle der: “Rivayetler ayetin Hz. Peygamber, Ali, Fatıma ve Hasan ve Hüseyin hakkında indiğini söylemektedir. Bu görüşü destekleyen rivayetler Ebu Said el-Hudri, Aişe, Enes, Ümm-ü Seleme ve Sa’d İbn Ebu Vakkas tarafından rivayet edilmiştir. İkinci görüşün yegane rivayetini ise İkrime aktarmıştır.”
Bu tartışmaların faydası nedir şeklindeki soruya ilişkin olarak, bu konu öyle bir faydaya sahiptir ki bundan daha büyük bir fayda bulunmamaktadır, deriz. Ehl-i Beyt’ten muradın Ali, Fatıma ve Hasaneyn olduğu kesinleşince “Sünnetime sımsıkı sarılın” buyruğunda geçen sünnetin ne olduğu açığa çıkar.