"İşte o zaman Kojève, tarihin sonu hakkındaki liberal okumasıyla ortaya çıktı. Bu teori kanatlarda bekliyordu, SSCB'nin çöküşünden sonra Fukuyama Batı'ya bunu hatırlattı ve küreselci merkezler onu alıp uygulamaya başladılar. Tek kutuplu dünya düzeni, Hegelci eskatolojinin liberal versiyonuna dayanıyordu."
Fakat Suriye bir taş değil, hele sıçrama taşı hiç değil. Suriye sert bir kayadır. Suriye; Rusya, İran ve Çin ile birlikte dünyanın hayal edebileceği en güçlü ittifaka sahiptir. Bu Barış İttifakı, ABD-NATO-Brüksel’in yıkım ve öldürmeye dayalı şeytani terör ittifakı karşısında en sonunda muzaffer olacaktır.
(2014 tahminine göre) yalnızca 17 milyon sakiniyle Suriye, şimdi dünya üstündeki en güçlü koalisyonla karşı karşıya – gerçek anlamıyla, bütün geleneksel Batılı sömürgeci ve yeni-sömürgeci ülkelerden oluşan bir koalisyon bu.
Suudi Arabistan tarafından finanse edilen El-Arabiye hatalı bir şekilde Yunusi’nin “İran bugün tarihte olduğu gibi bir imparatorluk haline gelmiştir ve başkenti şimdi Bağdat’tır. Burası dün olduğu gibi bugün de medeniyetimizin, kültürümüzün ve kimliğimizin merkezidir” dediğini aktardı. CNN Arapça servisi manşetten, Yunusi’nin “İran bir imparatorluktur ve başkenti Irak’tır. Biz bölgeyi Vehhabilerden, yeni-Osmanlılardan ve ateistlerden koruyoruz” dediğini yazdı.
Tekfirciler Cezayir’de bebekleri çarmıha germedi mi? Çeçenistan’da videoların karşısında rehinelere işkence etmedi mi? Bosna’da düğünlere kurşun yağdırmadı mı? Endonezya’da bombalarla insanları havaya uçurmadı mı? Afganistan’da insanların canlı canlı derilerini soymadı mı? Çeçenistan’da rehineleri kurtların olduğu deliklere atmadı mı? Suriye’de insanlara ölünceye kadar işkence edip çarmıha germedi mi?
Dünya çapındaki sözde Selefiler, Abdülaziz ibn Baz ve Şeyh Ebu Abdullah Muhammad ibn el-Usaymin’e büyük itibar göstermektedir. İbn Baz, 1990’ların başlarında fetva hizmetini ABD kuvvetlerinin Arap Yarımadası’nı işgal etmesi için vermişti. El Kaide ve onun Suriye kolları, Suudi rejimiyle olan bağları iyi bilinen Şeyh İbn el-Usaymin’in önünde eğiliyorlar.
"İhvan'ın en büyük hatası, direniş eksenine, yani büyük bir başarıyla Siyonist ve emperyalist güce karşı duran Hamas-Hizbullah-Suriye-İran eksenine katılmayı reddetmekti."