"Tel Aviv Üniversitesi İran Araştırmaları Merkezi tarafından yıllar önce yapılan ve sonuçları Haaretz tarafından yayınlanan bir ankete göre İsraillilerin yaklaşık dörtte biri, İran nükleer silah elde ettiğini açıklar açıklamaz Filistin’den kalıcı olarak göç etmeyi düşünüyor."
Kesin olmayan öngörülerde bulunarak şüpheli spekülasyonlara dalmak gereksiz, ancak bu Haziran'ın gerçekten sıcak geçebileceği söylenebilir. Arap bölgesindeki son 75 yıl içerisinde birçok savaşın patlak vermesine tanık olan sayısız "Haziran"a benzer şekilde…
Sünni hükümdarlar tarafından papağan gibi tekrarlanan bir eleştiriyi tekrar ederek, İran'ın "Filistin'de Arap Sünni hükümetlerinin egemenliğini baltalamak için iyi bir araç bulduğunu" ve "bu sayede Arap Sünni kitlelerin" desteğini kazandığını iddia ediyor. Bu değerlendirme, Devrim’den önce bile, İran'ın dini ve laik muhaliflerinin Filistin yanlısı olduğu ve halkın Şah'ın İsrail'e desteğine muhalefet ettiği gerçeğini göz ardı ediyor.
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) komutanı General Kenneth F. McKenzie, “ABD, İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellese bile, İran'ın balistik füzeleri ve insansız hava araçları sorununu çözmüş olmayacak” uyarısında bulundu.
Basra Körfezi tüccarları The Cradle'a yaptıkları açıklamada, İran'ın şu anda Viyana'da müzakere edilmekte olan ve henüz imzalanmamış Ortak Kapsamlı Eylem Planı anlaşması olmaksızın günde en az 3 milyon varil petrol sattığını doğruladı. Petrol yeniden etiketleniyor, kaçırılıyor ve gecenin köründe tankerlerden transfer ediliyor.
"Ukrayna krizinde bugüne kadar yaşanan gelişmelerin fayda-maliyet analizini yapacak olursak, İran'ın en büyük kazanan olduğunu, İsrail işgal devletinin ise kaybedenler arasında yer aldığını söyleyebiliriz."
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2016'daki İran'ı ziyaretinde “İran'ın Çin’in bölgedeki en büyük stratejik ortağı olduğunu” söyleyerek bunu dile getirmişti. Tahran'a, Çin’in milyarlarca dolarlık yüzlerce yatırımı ve büyük ticaret anlaşmaları olan Suudi Arabistan'ı gölgede bırakan bir statü verdi.