Dilin bir mahiyeti vardır. Buna, dilin yapısı, “structure” diyorlar. Yani Çince, Farsça, Arapça, İngilizce vs. dillerin suretleridir. Dilin yapısı dediğimiz ise insanın fıtratıdır. İnsanın yapısı, dilin yapısıdır. İnsan dilden ibarettir. Bu yapı insanın yarattığı bir şey değildir. O yapı olmasa insan hiçbir dili de konuşamaz. Kelimeler, lafızlar, dilin nâzil olmuş en aşağı mertebesinden ibarettir.
Birincisi aşk insana ait bir şeydir. Melekler aşkın ne olduğunu bilmezler. Hayvanlar, bitkiler, cansızlar âşık olmazlar. Elbette melekler bir anlamda sevgiye sahiptir. Onlar Allah sevgisine, Allah aşkına sahiptir. Ama dertle birlikte olan aşkı bilmezler. Onlarda firak yani ayrılık acısı yoktur.
Cevşen-i Kebir çok popüler oldu, çünkü bu yakarış derin manevi, ibadî ve irfani anlamlara sahiptir. Bu dua yaygınlık kazandı ve Al-Manar TV kanalında güzel ve hüzünlü bir sesle sürekli okundu. O kadar ki, dua ilahi ve irfani manaları barındırdığı ve tek bir taifeye has kılınamayacak derinliği nedeniyle Hıristiyanlar tarafından da okunmaya başlandı.
Ben sevgiyi fiili değil, zati sıfat olarak görüyorum. Yani Allah nasıl zat olarak “âlim” ise aynı şekilde zat olarak “muhib”dir. Muhabbet, Hak Teâlâ’nın varlığından ayrı değildir. Hak Teâlâ’nın varlığı muhabbettir, rahmettir. O’nun rahmeti gazabını geçmiştir.
Peki kendisini nasıl görüyor? Yani kendisine ait bir tasavvura mı sahiptir? Yani Hak Teâlâ kendisini tasavvur mu ediyor? Bir şeyin tasavvuru o şeyin dışındadır. Bir şeyin tasavvuru o şeyin kendisinden farklıdır. Hak Teâlâ’nın kendisini görmesi, kendi kendindeki huzuru demektir. Bu ise huzurun esasıdır. Gören, görülen ve görmek hep O’dur.
Biz yokluğa dair bir anlayışa sahibiz, yokluğun ne demek olduğunu biliriz. Biliriz ki yokluk olmayan, var olmayan şeydir. Bunu biliriz ancak yokluk mevcut değildir. Gerçekliği yoktur, yokluk nerededir? Yokluğun bulunduğu bir yer yoktur ki… Fakat benim ona dair bir tasavvurum var. (kendisine değil, kavramına; haz.)
Nokta vahdetin sembolüdür. Sonuçta bir noktaya ulaşıyorsun ki orada hiçbir boyut yoktur. Yani hiçbir kesret yoktur. Nokta hiçbir şekilde bölünemez. Bölünememesi demek kesretin olmaması demektir. İşte o nokta sizin kendi varlığınızın nihai sırrıdır.