Allah’ı kavramlarla değil, zâtımız ve fıtratımızla bulduğumuzdan, âlemi de O’nun nurunun ışığında görmeye başlarız. Eğer Hakk’ın nuru olmasaydı, âlemi göremezdik. “Allah göklerin ve yerin nurudur.”
Sadrü’l-Müteellihîn (Molla Sadrâ) de ilmi varlıkla eşit kabul etmiştir. Tıpkı varlığın ve ışığın teşkikî olması gibi, yani zayıflık ve güçlülük mertebelerine sahip olması gibi ilim ve bilinç de teşkikîdir, zayıflık ve güçlülük dereceleri vardır. Baba Tâhir’in sözünden de bu çıkıyor.
Eğer biz bu anlamı bilmezsek bu sözü küfre sebep olan, hatta açıkça küfür olan bir söz olarak görürüz. Fakat onun bundan kastettiğini dikkate alırsak bunun küfür olmadığı gibi tevhidin ta kendisi olduğunu anlarız. Yani ezeli, ebedi, mutlak, hiçbir kaydı ve şartı olmayan, yokluğu ve faniliği olmayan varlık (vücud) sadece Hak Tebarek ve Teâlâ’dır. Diğer her varlık (mevcud) da Hak Tebarek ve Teâlâ’nın varlığı (vücud) sayesinde anlam kazanıyor.
Soruna sahip olan sadece insandır ve karar almak sadece insana aittir. Başka hiçbir varlık karar almaz. Ve yalnız olan tek varlıktır. Başka hiçbir varlık yalnızlık hissetmez. Her varlık olduğu gibidir, bulunduğu ortamladır. Ama insan bir topluluk içinde bulunsa dahi eğer kendindeyse yalnızdır. Eğer kendine gelirse tabii ki. Peki insan ne zaman yalnızlık hisseder? Ciddi bir karar aldığı zaman.
Aklın tatmasına örnek sanatçılardır. Sanat işte böyle ortaya çıkıyor. Sanatçı, aklı tat alan kimsedir. Kavram yaratmıyor, tadıyor. Sanatçı kavram yaratmaksızın kendi tattığına ulaşıyor. Akıl tadar, zevk aklın tadışıdır. O halde şuhûd aklın görmesidir, zevk ise aklın tatmasıdır. Demek ki akıl olmadan ne şuhûd olur ne de zevk.
İnsan bir şeylerini unutabilir; ama insan “ben”i unutabilir mi? Allah korusun bir kişi bir kaza yapabilir ve komaya girebilir. O hastanedeyken mekânı zamanı, nerde olduğunu vs. her şeyi unutabilir. Hatta ismini bile unutabilir. Ancak “ben”ini unutabilir mi? Yani “ben” olduğunu unutamaz. İsmini bile unutabilir, ama ben demeye devam eder. İşte o ben huzurdur.
Asli başlangıç, yani Hak Teâlâ... Her şey Hak Teâlâ ile başlar. Peki nerede biter? Mutlaka Hak’ta bitmelidir. Her şey Hak Teâlâ ile başlar ve her şeyin sonu da Hak Teâlâ’ya varır. Bakın Kur’an ayeti ne diyor? “Kema bedeekum teûdûn” (Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.) (Araf:29)