Suriye: Büyük Uzlaşma mı Yoksa Topyekûn Savaş mı?

Suriye: Büyük Uzlaşma mı Yoksa Topyekûn Savaş mı?
"Hizbullah, İran ve Rusya’nın desteğiyle, Beşar Esad rejimine destek noktasında ağırlığını koydu ve düşüşüne engel oldu. Ve Lübnan direnişi bir sene içerisinde, Suriye hükümetine askeri stratejisini yenilemede ve pek çok cephede dengeyi Şam lehine çevirmede yardım sağladı."

Suriye: Büyük Uzlaşma mı Yoksa Topyekûn Savaş mı?

 

İbrahim el Emin

 

Al Akhbar

 

Bölge, savaşan tarafların müzakere sürecine girişi öncesinde, karşılaşmanın son raunduna yaklaşıyor. Önümüzdeki aylarda tüm taraflar, büyük güçlerin konuşma kararı almalarından önce en büyük kazanımı elde edebilmek için sahaya iyice yüklenecekler.

 

Suriye krizinin ilk 18 ayı esnasında Batı ve onun yerel müttefikleri Şam rejimini kuşatmayı başarmış ve rejime, geniş bir alanı muhalefete teslim ederek savunma savaşı verdirmeyi başarmıştı. Fakat militanlar başkentin kalbine doğru yakınlaşmaya başladıklarında, Suriye'nin müttefikleri de kavgaya girme kararı aldılar.

 

Hizbullah, İran ve Rusya'nın desteğiyle, Beşar Esad rejimine destek noktasında ağırlığını koydu ve düşüşüne engel oldu. Ve Lübnan direnişi bir sene içerisinde, Suriye hükümetine askeri stratejisini yenilemede ve pek çok cephede dengeyi Şam lehine çevirmede yardım sağladı.

 

Hizbullah'ın olaya müdahalesinin cevabı pek çok şekilde gerçekleşti ve bunun zirvesi de ABD'nin doğrudan dış müdahale tehdidinde bulunması oldu. Buradaki amaç rejimin son kazanımlarını devre dışı bırakmak ve Esad'ın düşüşüne yol açacak ölümcül darbeyi vurmaktı. Fakat pek çok neden bu senaryonun gerçekleşmesini engelledi, öyleyse bunun alternatifi nedir?

 

Uzlaşı savaş karşısındaki yegâne mantıki alternatiftir, fakat herhangi bir çözüm bu sefer bölgesel olacağa benzemektedir. Sonuçta Suriye krizine neden olan tüm dosyaların -Arap İsrail mücadelesi de dahil olmak üzere- arkasında Batı, özellikle de Washington bulunmaktadır.

 

Çözüm kuşatıcı olmalıdır, fakat bu, bölgenin bütün başlıca problemlerinin tek bir paketle halledileceği anlamına gelmez. Fakat bu durum yine de uzlaşı doğurmaya müsait farklı bir politik ortam yaratacaktır ki devrilmek istenen fakat ayakta kalmayı başaranlar da burada güçlü bir mevcudiyet gösterecekler.

 

Hiç şüphe yok ki böylesi bir bölgesel anlaşmanın karşısında pek çok engel yer alacak ve Suud'un egemen ailesi gibi kuvvetli unsurlar bunun gerçekleşmesine mani olmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Riyad'ın buna ulaşmak için elinde çok fazla bir stratejisi filan yok, para ile istediği her şeyi elde edebileceğine inanıyor sadece.

 

Ama Suriye'ye ne olacak? Akan kan yakın bir zamanda dinecek mi?

 

Suriye'de herhangi bir çözüme varmanın önünde hala uzun ve kanlı bir yol var, çünkü müzakerelere başlansa bile çatışmalar devam edecektir. Ne bölgesel ne de uluslararası hiçbir güç ülkede uzlaşma sağlamaya muktedir değil, kalıcı barışı, sadece savaşan taraflar arasındaki bir anlaşma sağlayabilir.

 

Sorun şurada ki Suriye çatışması uzun süreden bu yana sadece ulusal bir mesele olma özelliğini yitirmiş halde, bu nedenle meseleyi içerde çözme kararı almak neredeyse imkânsız. Ve en azından bir on yıl daha, Suriye bölgenin ve dünyanın ilgi odağı olmaya devam edecek, ta ki Suriye halkı sorunları kendi eline alıncaya dek.

 

Çev: Ozan Kemal Sarıalioğlu

 

medyasafak.com