Kennedy'i Siyonistler mi Öldürdü?

Kennedy'i Siyonistler mi Öldürdü?
John F. Kennedy David Ben-Gurion’dan İsrail’in, Yahudilerin bu denli düşman bir dünyada hayatta kalması için gerekli olan nükleer caydırıcılık programını sonlandırmasını istemişti. JFK suikastını araştıran pek çok kişi, Başkan Kennedy’nin Merkez Bankası’nın Amerikan doları üzerindeki tekelini sonlandırma kararının suikastın gerekçelerinden biri olduğunu ileri sürüyorlar.

Grassy Knoll tepesinden İsrail mi ateş ettirdi?

 

Kevin Barrett

 

Press TV

 

 

Kısa bir süre önce “İtiraf: Jüri kararı, CIA'in JFK'yı [Kennedy] öldürdüğünü kanıtlıyor” başlıklı bir makale yayınladım.


John F. Kennedy'ye yönelik darbenin merkezinde CIA'in olduğunu biliyor olsak da, ayrıntıların tümü çözülmedi.  Özel olarak, emir-komuta zinciri hakkındaki herşeyi, suikastın ilk elden kimin fikri olduğunu ve hangi güçlü figürlerin suikastı önerdiğini veya onlayladığını bilmiyoruz. Çeşitli oyuncuların göreceli güç düzeyleri hakkındaki herşeyi de bilmiyoruz: kim kimden olur almaya çalıştı, kim emir veriyor, kim emir alıyordu, kim kime para ödüyordu, vesaire. 


Yakın zamanda radyoya konuk ettiğim Dr. Laurent Guyénot, Michael Collins Piper'ın tezinin – İsrail ve küresel Siyonist suç şebekesinin Kennedy suikastındaki ana oyuncu olduğu veya başlıca oyuncular arasında olduğu yönündeki tezin – ciddiye alınması gerektiğini söyledi. 


İsrail'in güçlü bir gerekçesi vardı. Yakın zamanda Jerusalem Post'ta yayınlanan bir makaleye göre: 


“Tarih bize bazı meselelerin, Amerika Birleşik Devletleri başkanının bile İsrail'e bir şeyleri dayatmasına izin vermeyecek kadar kritik olduğunu gösterir… Bunun en çetin örneği yaklaşık 50 yıl önce gerçekleşti; o tarihte John F. Kennedy David Ben-Gurion'dan İsrail'in, Yahudilerin bu denli düşman bir dünyada hayatta kalması için gerekli olan nükleer caydırıcılık programını sonlandırmasını istemişti.”


Ben Gurion, Kennedy'nin İsrail'den nükleer amaçlarından vazgeçmesini isteyen mektubuna yanıt vermeyi mağrurca reddetti. Aksine, istifa etti. Altı ay sonra, John F. Kennedy halkın içinde öldürüldü. Bundan birkaç yıl sonra Gurion, nükleer silahlarına ve özlemle beklediği, Kudüs'ü çalma savaşına kavuştu.

  
Siyonistleri Kennedy suikastında temel oyuncular olarak görenler, diğer Kennedy karşıtı grupların hiçbirinin bu denli baskın bir varoluşsal gerekçesinin, yahut bu denli vahşi ve kayıtsız aldatmaca ve şiddet geçmişinin olmadığını söylüyorlar. Onlara göre Siyonist müdahalesi olmadan, ABD ordusu, CIA ve organize suç grupları Kennedy'ye, daha yumuşak yollar kullanarak geri adım attırabilirdi.

 
Siyonistler gerçekten de Kennedy suikastını hayata geçirebilecek durumda mıydı? Şüpheciler İsrail'in yalnızca sekiz milyon nüfuslu küçük bir topluluk olduğunu, bu yüzden ABD imparatorluğuna hükmettiğini veya tarihin çarklarını döndürdüğünü düşünmenin mantık dışı olduğunu ileri sürüyor. Ancak gerçekler başka türlüdür: Sekiz milyon nüfuslu küçük Siyonist topluluk, dünya çapında kendisine sadık olan milyonlarca fanatikle birlikte, açıkça ABD dış politikasına hükmediyor ve Kennedy'nin öldürülmesinden bu yana bunu yaptı. Göründüğü kadarıyla JFK darbesi bir dönüm noktasıydı: Eisenhower ve Kennedy'nin başkanlıkları, İsrail'in çıkarlarına değil ABD'nin çıkarlarına odaklanan bağımsız dış politikalar izledi. Fakat Kennedy'lerin katledilmesinden bu yana ABD, İsrail'in gururdan yoksun bir kölesidir.

 
İsrailliler nasıl Amerika'da bir darbe hazırlayabildi? Michael Collins Piper'ın  “Final Judgment” (“Kesin Hüküm”) isimli kitabı, paranın gücünün – ve CIA karşı-istihbarat şefi James Jesus Angleton'un ihanetinin – Kennedy  suikastının arkasındaki gerçek emir-komuta zincirinin anlaşılmasında temel önemde olduğunu ileri sürüyor.


James Jesus Angleton, CIA'in Mossad'la bağlantısı – ve de facto bir Mossad köstebeğiydi. Guyénot'nun bize hatırlattığı gibi: 


“Angleton'un en yakın deniz aşırı profesyonel dostları […] Mossad'dan geliyordu ve […] İsrailli meslektaşları ile, ölümünden sonra onu büyük nişanlarla ödüllendirecek olan İsrail devleti nezdinde inanılmaz bir itibara sahipti.”

 

CIA karşı-istihbarat şefi olarak Angleton, CIA'deki ve ordudaki diğer kişileri Kennedy'nin komünistlerin bilinçli veya bilinçsiz bir ajanı olduğuna ikna ederek Kennedy'nin öldürülmesine “izin vermiş” olmalıdır. Muhtemelen bunu, İsrailli dostlarının kışkırtmasıyla yapmıştı. John F.Kennedy CIA karşı-istihbaratı tarafından hain ve düşman bir ajan olarak görüldükten sonra Teşkilat'ın astları, Başkomutanlarına karşı mobilize edilebilirdi.  

 
Suikasttan sonra Angleton, yersiz bir şekilde Rusları suçlayarak bir şaşırtma operasyonu gerçekleştirdi. Başyargıç Earl Warren, kendisine cinayetin arkasında Rusların olduğu ve gerçeğin açığa çıkması halinde sonucun termonükleer savaşı olduğu anlatıldıktan sonra, Kennedy karşıtı komplonun üzerini örtmeye ikna edildi.

 
Siyonistler, Amerika'nın karşı-istihbarat şefini satın almanın yanında, Kennedy'nin hayatına yönelik tasarımlarında bir başka koza sahipti: paranın, özellikle de CIA ve organize suç ortaklarının örtülü operasyonlarını besleyen kirli paranın gücü. Michael Collins Piper, Kennedy suikastının arkasındaki “parayı izlediğimiz” zaman, kesenin iplerini Siyonistlerin tuttuğunu bulacağımızı anlatmaktadır.


New Orleans Bölge Savcısı Jim Garrison, Kennedy darbesinin arkasındaki gizli faillerin efsanevi Mossad finansörü  Tibor Rosenbaum'un sahip olduğu bir İsviçre bankasının iştirakı olan Permindex isimli bir kara operasyon bankası tarafından finanse edildiğini keşfetti. Permindex'in başında, İsrail lobisinin lideri ve Kanada'daki Bronfman ailesinin en nüfuzlu kişisi olan Louis M. Bloomfield vardı. Bronfman'ler çok uzun süredir Meyer Lansky'nin suç şebekesiyle birliktedir ve İsrail'in arkasındaki en büyük “para güçlerinden” biridir.

 
Bu yüzden Siyonistler, CIA'in gizli operasyonlarını gerçekleştirenleri “satın alan” para piramidinin en tepesindeydi. Ayrıca suikasta katılan organize suç unsurlarını da satın almışlardı.


Anlaşılan o ki, Rosenbaum'un İsviçre bankası yalnızca CIA'in Kennedy suikastı da dahil olmak üzere gizli operasyonlarını değil, aynı zamanda çete lideri Meyer Lansky'nin başlıca “kara para aklama makinesini” de finanse ediyordu.  (Lansky, Amerika'daki büyün organize suçların başıydı, çünkü keselerin iplerini kontrol ediyordu.)  


Üst düzey İsrailli CIA köstebeği James Jesus Angleton'un Kennedy suikastıyla ilgili pek çok soruşturmanın kapsamının dışında kalmayı büyük ölçüde başarabilmesi,  Howard Hunt ve William Harvey gibi orta düzeyli kişilerle Frank Sturgis ve David Sanchez Morales gibi alt düzeydeki kişilerin  Kennedy cinayeti nedeniyle büyük ölçüde teşhir edilmesi manidardır. Benzer şekilde, daha düşük seviyedeki suç  patronları olan Johnny Roselli ve Sam Giancana Beyaz Saray Suikast Komitesi'nde ifade vermeden önce ortadan kaldırılırken, patronları Siyonist hortumcu Meyer Lansky çok ileri yaşlara kadar yaşamıştır.



Permindex yönetim kurulu üyesi Clay Shaw'a da işaret edildiğini ve Shaw'un görece genç öldüğünü, Siyonist patronları Bloomfield ve Rosenbaum'un ise gölgede kalmayı başardığını hatırlayalım.

 
“Parayı izlemek”ten bahsetmek gerekirse: JFK suikastını araştıran pek çok kişi, Başkan Kennedy'nin Merkez Bankası'nın Amerikan doları üzerindeki tekelini sonlandırma kararının suikastın gerekçelerinden biri olduğunu ileri sürüyorlar. Siyonistlerin, Merkez Bankası'nın sahibi olan bankacılık kartelinde orantısız bir rol oynadığı da not edelim.


CIA'in Kennedy suikastında merkezi bir rol oynadığına dair sağlam kanıtlarımız olsa da, CIA'in üstüne ve ötesine işaret eden ikincil kanıtlar dikkat çekicidir. Michael Collins Piper'ın “Kesin Hüküm” kitabı, İsrail'in Kennedy suikastının arkasındaki önde gelen bir güç olduğunu güçlü bir şekilde gerekçelendiriyor.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com