Siyonistler 3. Dünya Savaşı için Komplo Kuruyor

Catherine Shakdam

Press TV

İsrail ve onun yabancı vekillerinin Filistin halkına dayattığı korkunç ve aşağılayıcı şeyler, Siyonistlerin yollarına ilerlemeleri halinde İslam dünyasının nelere maruz kalacağını hatırlatacak canlı bir örnek olmalıdır.

Pek çok uzman, politikacı ve analist bu tür uyarıları çoğu kez “komplo teorisi” diye yaftalasa da, sahadaki gerçekler ve daha önemlisi yakın zamanda dünyada meydana gelen gelişmeler, bu tür teorileri evrensel gerçeklik haline getirdi. 

Benjamin Franklin'in zekice ortaya koyduğu gibi, “Yarım gerçek çoğu zaman büyük bir yalandır.” İsrail örneğinde, pek çok yarım gerçek dünyanın en büyük aldatmacalarını ortaya koymuştur.  

Bir örümceğin ağını örmesi gibi Siyonistler, dünya gücü merdivenini baş döndürücü bir hızla çıktı ve onun dünyaya hükmetme gündemine karşı çıkan ve tepedeki yönetimiyle rekabet etmeye çalışan her kim ve ne varsa onları ezmeye ve devre dışı bırakmaya meyletti. 

Şimdi, onun karşısında yalnızca İslam ve onu savunmak isteyenler duruyor. İsrail'in onun emperyalist vizyonuna kaşı çıkmak isteyen herkesle nasıl uğraştığını ve onları nasıl ezdiğini anlamak için Gazze'ye bakmak yeterlidir. Koca bir ülkeyi suistimal etmekle ve soymakla yetinmeyen, temelsiz dini iddialara dayanan Siyonistler, Hazreti Muhammed'in (s.a.a.) mesajının ebediyen onların hainliklerinin ve sapkın dogmalarının ağırlığı altında yerin altına gömülmesini sağlamak için, İslam'ı yok etmek ve ortadan kaldırmak istiyor.  

Örtülü dünya imparatorluğunda kuklaların efedisi olan Siyonistler, bir süredir planlarını dünyanın görebileceği şekilde açık hale getirdiler. Güçlerine o kadar güveniyorlar ki, ifşa olmaktan ne korkuyor ne de endişe ediyorlar. Dünyanın zahmet edip duvarlarda yazanlara bakması yeterlidir. 

Aldatmaca derinlerde yer etmiş olsa da, plan son derece basit: dünya nüfusunu kendi seçkinlerinin çıkarlarına hizmet etmeye mahkum etmek.

Veterans Today köşe yazarı Dean Anderson'un ifade ettiği gibi:

“Rockefeller/Rothschild petrol tekelinin bölgedeki (Ortadoğu'daki) petrolü keşfetmesinden beri, petrol kazançlarını kendi halkları için elinde tutmak isteyen Bumedyen, Nasır ve Musaddık gibi bölgesel milliyetçi liderler ile, petrolü giderek büyüyen kapitalist şirketin tekerleklerini yağlamak için kullanan İlluminati bankacılık karteli arasında kaynak savaşları yaşandı. İsrail, sömürgecilik karşıtı Arap halk kareketlerinin üstesinden gelmek için böl ve ele geçir stratejilerini izleyerek, bölgede bu kartelin uygulayıcısı işlevi gördü.” 

Tarih, Batılıların ve Siyonistlerin hainliklerine tanıktır. 28 Haziran 1914 günü Saraybosna'da Avusturya Arşedükü Franz Ferdinand'ın öldürülmesiyle tetiklenen Birinci Dünya Savaşı patlak verdiği zaman, İngiliz İmparatorluğu, o tarihteki baş düşmanı Osmanlı İmparatorluğu'na ölümcül darbeler indirmek için Levant bölgesindeki ve Ortadoğu'daki giderek artan etkisini kullandı.  Bölgenin doğal kaynakları üzerinde doğal hak iddia etmeye ve İslam'a saldırmaya hevesli olan İngiliz ajanları, Türkleri içeriden yok etmek, iç dokusunu parçalamak için büyüyen ulusal hisleri kullanmaya koyuldular. 

Bu metod şu anda, İslam dünyası çapında kullanılıyor. Siyonistler, düşmanları birbiriyle uğraşırken kendilerinin şeytanca hedeflerini – tam kontrol – hayata geçirebilecekleri umuduyla bölge çapında mezhepsel bölünme tohumları ekti ve kardeşi kardeşle karşı karşıya getirdi.

Birinci Dünya Savaşı ilk adımdı; bunu, Siyonist topluluğun yaratımasını ve İslam'ın en kutsal şehirlerinden biri olan Kudüs'ün yağmalanmasını gören İkinci Dünya Savaşı izledi.

Siyonistler, İkinci Dünya Savaşı sonrasında zayıf ve bitkin halde bulunan bir dünya topluluğunu Filistin toprağında bir Yahudi devleti kurmak için sözde meşru dini haklarının peşinden gitmeleri için kandırdıklarından beri, İslam dünyasını esir aldılar ve bir sonraki savaşın temel taşını yerleştirdiler.Eğer gözlerimizi açarsak, Üçüncü Dünya Savaşı'nın hazırlanmakta olduğunu görürüz.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com