Musavi’nin kampanyasının baş yetkilisi, 2009 seçimlerinde hile olmadığını kabul etti

Musavi’nin kampanyasının baş yetkilisi, 2009 seçimlerinde hile olmadığını kabul etti
2009 seçimleri sonrasında Tahran’da başlayan ayaklanmanın dünyanın gündemine girmesinden beş sene sonra, İran’ın devlet televizyonunda yayınlanan ilgi çekici bir video, Mir Hüseyin Musavi'nin baş seçim müşahidi Abbas Ahundi’nin seçimden beş gün sonra, dört cumhurbaşkanı adayının dördünün de kampanyalarında görev almış önde gelen kişilerin İslam Devrimi Lideri’lye yaptıkları bir toplantıda, “temel olarak herhangi bir seçim hilesinin yapılmadığını” söylediğini gösterdi.

 

Tarihi bir dipnot kamuoyuna açıklandı: Musavi'nin kampanyasının önemli bir yetkilisi, 2009 seçimlerinde hile olmadığını kabul etti

 

 

Fars News Agency

 

 

TAHRAN (FNA)- 2009 seçimleri sonrasında Tahran'da başlayan ayaklanmanın dünyanın gündemine girmesinden beş sene sonra, İran'ın devlet televizyonunda yayınlanan ilgi çekici bir video, Mir Hüseyin Musavi'nin baş seçim müşahidi Abbas Ahundi'nin seçimden beş gün sonra, dört cumhurbaşkanı adayının dördünün de kampanyalarında görev almış önde gelen kişilerin İslam Devrimi Lideri'lye yaptıkları bir toplantıda, “temel olarak herhangi bir seçim hilesinin yapılmadığını” söylediğini gösterdi.

 

12 Haziran 2009 Cuma günü İran, bir kez daha sıcak bir cumhurbaşkanlığı yarışı nedeniyle ilgi odağı oldu. Oy verme hakkı olan seçmelerin %85'ten fazlası, sonraki dört yıl boyunca ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçmek üzere oy verme merkezlerine geldi. Adaylar, görevdeki Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmadinecad, eski başbakan Mir Hüseyin Musavi, İlkeci politikacı ve İslam Devrimi Muhafızları'nın (IRGC) eski baş komutanı Muhsin Rızai ve İran Parlamentosu eski sözcüsü Mehdi Kerrubi idi ve ülkenin çoğunluğu, ilk iki aday arasında seçim yapacaktı.

 

Fakat göründüğü kadarıyla Musavi kesin zaferinden o kadar emindi ki, İçişleri Bakanlığı ilk sonuçları açıklamadan saatler önce, sandıklar kapandığında, ülke çapında zafer kazandığını ve İran İslam Cumhuriyeti'nin yeni cumhurbaşkanı seçildiğini ilan etmek üzere bir basın toplantı düzenledi. 

 

Ancak ertesi gün resmi sonuçlar açıklandığında, İran seçim merkezleri, İran'ın 10. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kullanılan toplam 39,165,191 oydan 24,527,516'sını, yani oyların %62.63'ünü Mahmud Ahmedinejad'ın aldığını, en büyük rakibi Mir Hüseyin Musavi'nin ise sadece 13,216,411 (%33.75) oy alabilidiğini söyledi.

 

Muhsin Rızai, 678,240 oyla (%1.73) üçüncü gelirken, Mehdi Kerrubi 333,635 oyla (%0.85) sonuncu oldu.

 

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından hem Musavi hem de Kerrubi'nin destekçileri özellikle Tahran'da, yenilen adaylarının liderliğinde, seçimde hile yapıldığı varsayımıyla protesto için sokaklara döküldü ve her gün düzenlenen gösterilere ve ayaklanmaya yöneldi. 

 

Bunun ardından Rehber Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, dört adayın dördünün de önde gelen kampanya yetkililerini, sorunu tartışmak üzere ofisine çağırdı.  

 

Bu tarihi buluşma ve tüm katılımcıların söyledikleri, İslam Cumhuriyeti'nin yakın tarihinde dönüm noktası teşkil eden bir olaydı. Toplantıya katılan pek çok kişi daha sonra, Musavi'nin tayin ettiği, oy verme işlemi başlamadan önce sandıkların yanında beklemeye başlamış ve oyların sayımı ve yeniden sayımı bittikten sonra ayrılmış yaklaşık 40 bin seçim ve sayım müşahidinin başı olan, Musavi'nin baş müşahidi Abbas Ahundi'nin bu toplantıda, seçim hilesi iddialarının temelsiz olduğunu itiraf ettiğini aktardı. Dönemin Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) sözcüsü olan ve pek çok başka AKK ve İçişleri Bakanlığı yetkilisiyle birlikte toplantıda hazır bulunan Abbas Ali Kedhüdayi, Khamenei. ir sitesine, “Ahundi, Rehber'e Ahmedinejad'ın seçimler başlamadan önceki performansı nedeniyle Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından diskalifiye edilmiş olmasının gerektiğini söyledi” diye açıkladı.

 

Yıllar sonra, Ahundi parlamentoya Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından, Yol ve Bayındırlık Bakanı adayı olarak sunulduğu zaman da Bay Ruhani, milletvekillerine, Ahundi'nin 2009 seçimlerinde hile yapılmadığını kabul ettiğini hatırlattı.

 

Şimdi, bu olaydan beş yıl sonra devlet televizyonu tarafından ülkeye, Ahundi'nin – Mir Hüseyin Musavi'nin kampanyasının iki numaralı adamının – o toplantıda seçim sürecine dair neler söylediğini gösteren bir video sunuldu.

 

Bu toplantıdan iki gün sonra, Tahran tarihindeki en büyük cemaat namazlarından birinde milyonlarca kişiye hitaben önemli bir Cuma hutbesi okuyan Devrim Lideri, seçimde gerçekleşen yüksek katılımın ve 40 milyondan fazla İranlının sandığa gitmesinin, halkın İslam Cumhuriyeti'yle dayanışmasının büyük bir tezahürü olduğunu söyledi.

 

Ayetullah Hamaney, 12 Haziran seçimlerinin İranlıların, ülkenin geleceğini belirleme yönündeki “ortak sorumluluk duygusunu” gösterdiğini söyledi.

 

Rehber, seçime katılan herkesin, İslam Devrimi karşısında duydukları “siyasi bilinç ve bağlılığı” dünyaya kanıtladığını ekledi ve seçimdeki yüksek katılım oranının düşman için bir “siyasi deprem”, ülkenin dostları için ise “gerçek bir bayram” olduğunu söyledi.

 

"İran İslam Cumhuriyeti, halkın oylarına hiçbir şekilde ihanet etmeyecektir” diyen Lider, seçimlerde uygulanan hukuki mekanizmanın, İran seçimlerinde herhangi bir kaydadeğer kuralsızlık meydana gelmesinini engellediğini ekledi.  

 

Diğer yandan Ayetullah Hamaney, seçimleri denetlemekle görevli olan Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin, seçim sonuçlarından memnun olmayan adayların şikayetlerini dikkate alacağını belirtti.

 

Rehber ayrıca, devletin hiçbir zaman yasadışı taleplere boyun eğmeyeceğini ekleyerek, bütün cumhurbaşkanlığı adaylarına şikayetlerini, yasal yollardan ortaya koyma çağrısında bulundu.

 

Ayetullah Hamaney, seçim sonuçlarını ve İranlıların çoğunluğunun ortaya koyduğu tercihi altüst etmeyi amaçlayan yasadışı sokak protestolarına da son verme çağrısı yaptı.

 

İmam Hamaney ayrıca bütün cumhurbaşkanı adaylarına, fitne tohumları ekme amaçlı düşman komplosu olarak adlandırdığı şeyin karşısında ihtiyatlı olma çağrısı yaptı ve İran'ın düşmanlarının, halkın kurumlara olan güveninin altını oymaya çalıştığı ikazında bulundu.

 

Videoda görüldüğü gibi İnkılap Rehberi İçişleri Bakanlığı'na ve İran'da seçimleri izleyen Anayasayı Koruyucular Konseyi'ne, adaylar ve onların kampanya görevlileri tarafından ileri sürülen her türlü yolsuzluk iddiasını araştırma talimatı verdi. İslam Cumhuriyeti'ndeki en yüksek inceleme kuruluşu olan ve seçim meselelerinde son sözü söyleyen AKK, adaylara şikayetlerini arz etme ve iddialarını temellendirecek kanıtlar sunma çağrısı yaptı, ancak Musavi ve Kerrubi bu anlamda hiçbir şey yapmadı. İki isim yalnızca seçim sonuçlarına itiraz etme ve seçimlerin yeniden yapılması yönünde çağrı yapma ısrarında bulundu.

 

Şikayet dosyalarını sunmak için verilen resmi süre dolduğu zaman Konsey, adaylara yeniden düşünecek daha fazla zaman vermek için süreyi beş gün daha uzattı, fakat ikisi de bu olanağı kullanmadı.

 

Ardından AKK, oyların kısmen yeniden sayılması için özel bir komite kurdu. En yüksek hukuki yapı, sandıklardaki oyların yüzde 10'unun yeniden sayılması sonucunda, herhangi bir seçim yolsuzluğu görülmediğini teyit etti.

 

İran kanunlarına göre Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin seçim sonuçlarını onaylaması, seçimlerin tekrarlanması ihtimalini ortadan kaldırıyor.

 

Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, birkaç hafta sonra parlamentoda düzenlenen özel bir törenle, ikinci dönem için yemin etti.  

 

Ancak Musavi ve Kerrubi'nin seçimde hile yapıldığı şeklindeki inadı, birkaç ay boyunca Tahran'daki ayaklanma sahnelerinin parçasını teşkil etti.

 

Fakat ülke çapında farklı toplumsal kesimlerden insanların İslam Cumhuriyeti'ne destek amaçlı büyük gösteriler düzenlemesinden ve kanunun ve Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin 10. Cumhurbaşkanlığı seçimini tasdik etmesinden sonra, başkentte yeniden sükunet tesis edildi. Tahran'daki en büyük gösterinin gerçekleştiği 30 Aralık (9 Dey) 2009 günü milyonlarca katılımcı, Musavi ve Kerrubi ile onların yabancı destekçilerinin fitneci girişimlerinin heveslerini kursaklarında bıraktı.

 

www.medyasafak.net