Ebu Ali Kuntar şehit oldu… İsrail nasıl bir bedel ödeyecek?

Muhammed Ballut

El-Sefir

En ''değerli tutsak'' Semir Kuntar'ı şehit eden İsraillilerin sevinci uzun sürmeyecek. Faturayı kesip bitirdiklerini düşünüyorlar ama Seyyid Hasan Nasrallah'ın Kuntar'ın şehit edilişi üzerine yapacağı konuşmasının son cümlesi tamamlanınca, kesilecek yeni bir faturanın beklemede olacağını görecekler. Bu faturanın fiyatı da yüksek olacak. En azından Mukavemet ehlinin hesaplarına göre öyle olacak.

İsrail'in 2006 Temmuzundan, hatta özgürlüğün sağlandığı 2000 yılından bu yana (Hizbullah İsraillilerin hesabında olmayan bir sürpriz yapmadan önce) istihbarat, güvenlik ve sahada kendisine yüksek eli sağlayacak çatışma halinde olduğu Mukavemet ehli tarafından biliniyor.

Kuntar'ın İsrail tarafından hedef alınması ne şehit Kuntar için, ne Mukavemet ne de şehidin ailesi için sürpriz oldu. Çünkü Şehit Kuntar sürekli şu ifadeyi tekrarlıyordu: ''İnanın bana buraya sadece Filistin'e geri dönmek için döndüm, geri dönmek üzere döndüm…''

Hayatı, Naharya'daki ilk operasyondan başlamak üzere 30 yıl süren esirlikten sonra, tekrar Mukavemet saflarına katılıp şehit olana kadar esirlik ve özgürlük arasındaki bir Direniş otobüsünde geçen bir direnişçiydi Kuntar. Ebu Ali şehit oldu ama Lübnan, Suriye ve Filistin'de bir tohum ekti. Bu tohum hiçbir zaman solmayacak ve onu anlatacak birilerini daima ve sonsuza kadar bulacak.

Ayrıntılara gelecek olursak; Suriye Sivil Savunma ekipleri, İsrail'in 4 ton patlayıcı taşıyan 4 akıllı bombasının yıktığı binanın moloz yığınına dönüşen beyaz taşlarını 12 saat geçmeden kaldırmaya başladı.

Arama tarama çalışmaları sabaha doğru 04.30'a, binanın ikinci katında konuk olan cesetleri ve son kurbanı, Golan Halk Komiteleri komutanı şehit Kuntar'ın sağ tarafı kana bulanmış cesedini bulana kadar sürdü.  Şehit Kuntar'ın yoldaşı olan Muhammed Naaso ve Halk Direnişi Komiteleri komutanı Ferhan Şaalan da şehit olanlar arasındaydı. Binanın sakinleri olan 20 kişinin enkaz altından ölü değil de yaralı bir şekilde kurtarılmaları da mucizeydi.

İsrail'in iki tane F-15 uçağı binayı uzaktan hedef aldı. İsrail'in 69. filosuna bağlı iki uçak, işgal altındaki güney Filistin'den, Netzarim Üssünden havalanıp kuzeye yöneldi. Suriye ordusunun gözlemevleri, bu uçakların Tiberya gölü üzerinde dönüşlerini ve Golan ateşkes hattını geçmeden 4 tane akıllı kanatlı Spice 2000 tarzı bomba fırlattığını gözlemledi. Bu akıllı bombalar Tiberya semalarından başlayarak akşam 22.15'te beyaz taşlı binada patlayana kadar 90 km yol katetti. El-Sefir gazetesine konuşan Suriye kaynakları, Suriye radarlarının bu kanatlı bombaların Suriye sahasına girişlerini Jaramana'da patlamadan önceki 15.  km'de gözlemleyebildiğini aktarıyor.

İsrail'den suikast operasyonu ile ilgili gelen herhangi bir resmi açıklama yok. Şam'ın da ayrıntılarla ilgili sessizliği devam ediyor. Resmi, askeri ve parti (Hizbullah) güvenlik servisleri soruşturmalarını yürütüyor. Görünüşe göre İbrani 1. Kanalın aktardığının (yerden yere füze) aksine Mukavemet'in benimsediği suikast hikâyesi, suikastın havadan akıllı bombalarla gerçekleştirildiği şeklinde.

İsrail'in Jaramana'ya yönelik saldırısı, Suriye ve Lübnan'a yönelik hava saldırılarında büyük bir dönüşümü teşkil ediyor. İsrail, Filistin hava sahasına 'sığınarak' ve çevredeki hava sahalarını ihlal etmeden 90 km öteden saldırı gerçekleştiriyor. Daha önce hiç görülmeyen bir suikast tarzı bu.

İsrail'in bu saldırısı, İsrail'in teknik ve beşeri sızmaları ile ilgili soruları da akla getiriyor. Semir Kuntar'ın hareketliliğinin İsrail tarafından gözlemlendiği belli. Özellikle Beyrut'tan Şam'a gelişi üzerinden 12 saat geçmeden suikasta uğraması buna işaret. Bilgi sahabi kaynaklara göre de Semir Kuntar'ın Jaramana ziyaretleri iki ayda bir defadan ve birkaç saatten fazla değildi.

Kuntar, yaklaşık 30 yıl süren esirlikten sonra zorla serbest bırakıldığından beri İsrail için bir endişe kaynağıydı. İsrail, daha önceki bütün esir değişimlerinde ayrı tuttuğu Semir Kuntar'ı, İsrail devriyesine yönelik operasyondan 2 yıl sonra, yani 2006 Temmuzunda serbest bırakmak zorunda kaldı ama ''rezil duruma düştüğünü'' unutmadı.

Kuntar özgür ama aynı zamanda avcıların da hedefi olmaya başladı. Öncelikle İsrailliler için ''rezil duruma düşmenin'' intikamı alınacaktı, ikinci olarak Semir Kuntar'ın, Golan çevresinde İsrail nüfuzunu delmeye yönelik girişimlerinin ve Cebel Şeyh doğusundaki Dürzi köylerindeki gençleri, Halk Direnişi Komitelerinde örgütlemesinin önüne geçilmeliydi.  Halk Direnişi Komiteleri Golan'da, Suriye ordusu ve Mukavemet saflarında tekfircilerin ve İsrail'in tehditlerine karşı Dürzi köylerinde savaşıyor. Özellikle geçen bahar Nusra Cephesi'nin eliyle katliama uğrayan Hadr beldesinde.

Şehit Kuntar Dürzi Cebel Şeyh eteklerindeki köylerin, İsrail'in ''güvenlik şemsiyesi'' altına girmesini engellemede büyük rol oynadı. İsrail'deki bazı Araplardan bu yönde sesler geliyordu.  Geçen haziran ayında ''Güney Fırtınası'' operasyonundaki silahlı gruplar Saala Havaalanına yaklaşıp Süveyda'yı tehdid edince de bu sesler ve İsrail'in girişimi hız almıştı.

Kuntar'a yönelik ilk suikast girişimi, Hadr beldesi girişinde Kuntar'ın da içinde olması beklenen bir konvoyu İsrail helikopterinin hedef alması sonucu geçen yaz başarısız olmuştu. Bu saldırıda direnişçilerden 3 kişi öldürülmüştü. İsrail o zaman hızlı bir şekilde Kuntar'ın öldürüldüğünü duyurmuş sonra haberi geri çekmişti.

Amerikalıların ve İsraillilerin, Jaramana'da Kuntar'ın suikastını beraber hazırlamış olmaları büyük ihtimal.  Geçen Eylül ayının 8'inde Amerika, Semir Kuntar'ı aranan teröristler listesine ekledi. Bu durum İsrail'e, bir suikast için aslında gerek duymayacağı bir örtü sağladı. Filistin'e ''Sadık Söz''den sonra, kendisinin dediği gibi, geri dönmek üzere ayrılmıştı. Bu geri dönüşü ancak Filistin sınırında ama şehit olarak Suriye toprakları üzerinde oldu.

Çev: Hasan Sivri

www.medyasafak.net