Seyyid Hasan Humeyni: Günümüz Gençliği İmam Humeyni’yi Niçin İzlemelidir?

Seyyid Hasan Humeyni: Günümüz Gençliği İmam Humeyni’yi Niçin İzlemelidir?
"İmam Humeyni’nin düşüncesi niçin devam ettirilmelidir? Önceki nesil gençliğini İmam’la geçirdiğinden sonraki nesil de böyle mi yapmalıdır? Bunlar, gençlerin sıklıkla gündeme getirdiği iki sorudur ve cevaplanmaları gerekir."
Seyyid Hasan Humeyni: Günümüz Gençliği İmam Humeyni’yi Niçin İzlemelidir?

 

İmam Humeyni’nin düşüncesi niçin devam ettirilmelidir? Önceki nesil gençliğini İmam’la geçirdiğinden sonraki nesil de böyle mi yapmalıdır? Bunlar, gençlerin sıklıkla gündeme getirdiği iki sorudur ve cevaplanmaları gerekir.

İmam Humeyni’nin torunu Hüccetülislam Seyyid Hasan Humeyni, Müderrisler Encümeni üyeleri ile Tahran Üniversitesi ve Tahran Tıp Fakültesi öğrenci derneklerini kabulünde yaptığı konuşmada “Öznel ve nesnel önermeleri birbirinden ayırmak içtihadın temel prensiplerinden biridir. Özel şartlar altında sarf edilmiş birtakım sözleri başka bir ortamda söylemek olmaz; çünkü söylenenlerin çoğu öznel önermelere dayanır ve bütün zamanlara teşmil edilemez. Eğer bu ayrımı yapmazsak çok sayıda sorunla karşılaşırız” dedi.

İmam Humeyni’nin düşüncesini niçin ve nasıl devam ettirileceği üzerinde duran Hüccetülislam Hasan Humeyni şöyle konuştu: “İmam’ın düşüncesini bugün nasıl koruyacağız ve yarına nasıl aktaracağız, sorusuna cevap verebilmek için önce başka bir soruyu gündeme getirmeliyiz ki o da şudur: İmam’ın düşüncesi niçin devam ettirilmelidir? Önceki nesil gençliğini İmam’la geçirdiğinden sonraki nesil de böyle mi yapmalıdır? Bunlar, düşünürlerimizin hep beraber cevaplaması gereken önemli sorulardır.”

Bütün toplumların bir bayrağa ve sembole ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Hüccetülislam Hasan Humeyni “Kâbe yolu kaybetmemek için bir göstergedir. Aşura ve Gadir, insanın yolunu kaybetmemek için ihtiyaç duyduğu toplumsal sembollerdir” diye konuştu.

“İmam Humeyni, ülkemizdeki üç tarihi akımın hedeflerinin birbirine kavuştuğu semboldür” diyen İmam Humeyni’nin torunu Hasan Humeyni konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dindarlık, bağımsızlık ve özgürlük, İran halkının yüz yıllık üç temel isteğidir. İmam’dan önce halk bu isteklerden sadece biri için mücadele ediyordu. Meşrutiyet, özgürlük isteğiydi ama antiemperyalist ve dinî yönü belirgin değildi. Petrolün sanayinin millileştirilmesi hareketi, antiemperyalist bir hareketti lakin dinî akımla bir arada bulunamadı.”

Bu üç hedefin 1979 yılında bir insanın şahsiyetinde netlik kazanarak inkılâbı zafere ulaştırdığını vurgulayan Hüccetülislam Humeyni, “İmam Humeyni hem bağımsızlık talebine hem de özgürlük ve dindarlık taleplerine cevap verdi. İmam, bu toplumun en büyük sembolüdür, bayrağıdır ve bu yüzden de İmam’ın düşüncesi devam ettirilmelidir” dedi.

Hüccetülislam Hasan Humeyni şunları ilave etti: “İmam’ın düşüncesi esasınca faaliyet gösteren dinî akımlar, dindarlığın yanı sıra bağımsızlığı, sömürü ve emperyalizm karşıtlığını da şiar edinmişlerdi. Milletimiz yolu kaybetmemek adına bu talepleri korumalıdır.”

Konuşmasında “İmam’ın düşüncesinin devam etmesi için ne yapmalıyız?” sorusunu ele alan Hüccetülislam Humeyni, “Şiî dünyasındaki çok büyük âlimler mücadeleye katıldılar. Merhum Müderris, Ayetullah Kaşani, Mirza-yi Şirazi gibi… Ama hiçbiri İmam Humeyni gibi bütün taleplere cevap veremedi. İmam çağını çok iyi tanıyan bir insandı. Çağının sıkıntılarını ve bu sıkıntıların çözüm yollarını çok iyi biliyordu. İmam 1963’deki doğrudan Şah’ı hedef aldığı konuşmasında toplumsal sorunları ne kadar iyi bildiğini gösterdi. O zaman birileri meşrutiyet modelini, kimileri de başka modelleri öneriyorlardı; ama İmam asıl sorunla ilgileniyordu” diye konuştu.

İmam Humeyni’nin torunu, “İmam Humeyni, özgürlüğün antiemperyalizm, bağımsızlık ve dindarlıkla birlikte hareket etmesi gerektiği kanaatindeydi. Bunlardan biri eksik olursa istenilen hedefe ulaşılamaz” diye devam etti.

İmam Humeyni’nin düşüncesinde içtihadın bu düşüncenin muhafazası için elzem şart olduğuna dikkat çeken Hasan Humeyni, “İmam, zamanımızın sorunlarına cevap verdi. Bu cevaplar önceden hazır değildi, daha önce dile getirilmemişlerdi de.  Bizim de günümüzün sorunlarına, içtihada özgü yöntemi uygulayarak, İmam’ın düşüncesinden cevaplar bulmamız gerekir” dedi.

İmam’ın düşüncesine gönül vermiş insanların onun düşüncesini bugüne ve yarına tanıtması gerektiğinin altını çizen Hüccetülislam Humeyni  “Güncel sorunlara, çağdaş karmaşayı göz önüne alarak, İmam’ın düşüncesinden hareketle cevaplar üretmeliyiz” dedi.

İçtihatta öznel ve nesnel önermelerin birbirilerinden mutlaka ayrıldıklarını vurgulayan Hasan Humeyni, “Bu iki önermenin arasını ayırmak içtihadın temel prensibidir. Özel şartlar altında sarf edilmiş birtakım sözleri başka bir ortamda söylemek olmaz; çünkü söylenenlerin çoğu öznel önermelere dayanır, bütün zamanlara yayılamaz. Eğer bu ayrımı yapmazsak birçok sorunla karşılaşırız” dedi.

Hücetülislam Hasan Humeyni konuşmasını şöyle sürdürdü: “Savaş zamanında birisi bir yazısında İmam Humeyni’nin ‘Ben bu devletin çenesini dağıtırım’ sözünü nakletmişti. Öznel önermelerin bu tür kullanımları, bağlamlarından koparıldıklarında gülünç olmaktadır. Bu örnekteki kullanımın problemli olduğu çok açıksa da çoğu zaman hatalar açık değildir ve yanlış anlaşılmaya yol açmaktadır.”

Mugan döneminin sona erdiğini sanma / İçilmemiş binlerce bade asmanın damarlarındadır” beytini okuyan Hasan Humeyni, “Testi düşer, kadeh kırılır ama üzüm bağı her zaman var olacaktır. Birinin ortaya çıkıp üzüm bağından maneviyat ve özgürlük şarabı yapması gerekir” ifadelerini kullandı.

İmam Humeyni’nin düşüncesini muhafaza etmenin ve yaymanın bir tek şarta bağlı olduğunu ifade eden Hüccetülislam Hasan Humeyni, “Bu şart, iniş çıkışlarda ümitsizliğe kapılmamaktır. Yolun inişli çıkışlı olması ilahî bir kuraldır. Önemli olan, insanın kendini tanıması, imanını güçlendirmesi ve hedefinden şaşmamasıdır. Yorgunlukla bir yere varılamaz, her an geleceği düşünmek gerekir” dedi.
 

medyaşafak