Katar gazetesi: Suudi ekonomisi çöküyor… BAE, Yemen'in servetini yağmalıyor

Katar gazetesi: Suudi ekonomisi çöküyor… BAE, Yemen'in servetini yağmalıyor
Suudi Arabistan'ın Yemen'de başlattığı "Kararlı Fırtına" adı altındaki savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. Bölgede taş üzerinde taş bırakmayarak devam eden savaş, Suudiler için başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor. Suudi yönetimi bu savaşta hiçbir hedefini gerçekleştirme başarısına ulaşamadı.

 

Suudi ekonomisi çöküyor… BAE, Yemen'in servetini yağmalıyor

 

Raya

 

 

·       Savaşın maliyeti Suudi ekonomisini tüketiyor. Gözlerden uzak saha çalışmaları yapılıyor.

·       Abu Dabi, stratejik kentleri ve limanları kontrol altına alırken, gizli hapishaneleri gün yüzüne çıkıyor.

·       Emirlikler (BAE), Yemen'de kent sakinlerini göçe zorluyor ve evlerini askeri karargâh olarak kullanıyor.

·       Suudi ekonomisinde 20 milyar dolar bütçe açığı…  Ve kolera, Yemenlilerin canını alıyor.

 

Suudi Arabistan'ın Yemen'de başlattığı "Kararlı Fırtına" adı altındaki savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. Bölgede taş üzerinde taş bırakmayarak devam eden savaş, Suudiler için başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor. Suudi yönetimi bu savaşta hiçbir hedefini gerçekleştirme başarısına ulaşamadı. Bilakis gerçekler, savaşın mali ve insani bedelini fahiş bir fatura ile ödeyen Suudi Arabistan'ın, Yemen bataklığında boğulduğunu ortaya koyuyor.   

 

Gözlemciler, Suudi Arabistan ve müttefiklerinin -başlarında Yemen'e gözünü diken BAE bulunuyor- büyük bir çıkmaza sürüklendiğini ve kendileri için kan kaybettiren ağır çaplı bir yıpratma savaşına bulaştıklarını vurguluyor. Söz konusu savaş, nispeten ABD'nin Vietnam, Afganistan ve Irak'ta girdiği yıpratma savaşlarına benziyor. İki yıldan fazla zaman önce başlayan ve durmaksızın devam eden bu yıpratma, savaş için harcanan büyük maliyete bakınca net bir şekilde ortaya çıkıyor. Zira savaş boyunca herhangi bir somut sonuç elde edemeyen Suudi Arabistan, sürekli daha fazla silah satın almak zorunda kaldı ve Suudi halkının parasını kullandı.

 

Savaşın fahiş maliyetinin yansımaları Suudi Arabistan'ı doğrudan etkilemeye başladı. Suudi bütçesindeki git gide büyüyen açık, yaklaşık olarak 200 milyar Riyal dolaylarına ulaştı. Diğer yandan, ekonomi raporlarına göre petrol üreten ülkelerin varil fiyatlarının yükselmesi için bulundukları girişimlerinin boşa çıkmasının ardından, kötüye giden mali kriz ve petrol fiyatlarındaki şiddetli düşüş ile başa çıkmaya çalışan Suudi Arabistan bu krizden doğrudan etkilendi. Bu sebeple, ülkede çok sayıda proje durduruldu, pek çok şirket iflas etti, bankalar ile finansal kurumların hisseleri satıldı, on binlerce işçi çıkarıldı ve vatandaşlar daha önce görülmemiş vergilerle vergilendirildi. Tüm bunların yanı sıra, hükümet hazine bonolarını açarak borçlandı ve devlete ait Aramco petrol şirketinden yabancı yatırımcılara hisse satıldı.

 

 

Suudi başarısızlığı

 

Siyasi gözlemciler, Yemen savaşında hedeflerini gerçekleştiremeyen Suudi Arabistan'ın başarısızlığının yanı sıra, uzun ve maliyetli bir yıpratma savaşına bulaştığını doğruluyor. Buna göre Suudi Arabistan'ın egemenliğinin zayıflamasına yol açan bu savaş, aynı zamanda Suudi krallığının Arap ve Müslüman ülkeler üzerindeki etkisini azaltıyor. Ülke içinde şiddetli bir krizin patlamasına yol açabilecek olan bu durum karşısında, Suudi Arabistan'ın önünde iki seçenek bulunuyor. Bunlardan birincisi, Yemen savaşından çekildiğini duyurarak kayıpların azaltılmasını sağlamak. İkincisi ise bu savaşa sonuna kadar yani San'a ve Taif gibi şehirleri kazanana dek devam etmek. Bu durumda Suudi cephesi tehlikeyi hiç de azaltmayan başka bir çıkmaza girmek zorunda kalacaktır. Bu tehlike Husiler,  Ali Ekber Salih yanlıları ve bunlarla işbirliği içinde olanlardan oluşan birlikleri askerleri tarafından açılan çete savaşları karşısında, söz konusu şehirleri nasıl koruyacağı ve bu şehirlerde güvenliği nasıl sağlayacağı sorunudur.

 

 

Yenilgiyi hızlandırma

 

Analistler bu savaşın sürdürülmesinin sadece Suudi Arabistan'ın yenilgisinin hızlandırılmasına ve yönetimin zayıflamasına değil, belki de ülkenin çöküşüne yol açabileceğini belirtiyor. Zira Yemen savaşı, krallık için artık baş ağrısı haline gelmiştir. Bunun sebebi sadece kötüye giden maddi ve insani kayıplar değildir, aynı zamanda küresel itibarını ve prestijini de kaybetmiştir. Kendisini savaş suçu işleyen bir ülke konumuna düşüren Suudi Arabistan, bu gerekçe ile yasal soruşturmaya maruz kalabilir.

 

Bu bağlamda, çıkmaz kelimesi Suudi Arabistan'ın Yemen'deki karanlık tünelini nitelemek için oldukça mütevazı bir tabir kalıyor. Ne var ki bu tünelin ucunda henüz hala bir ışık sızıntısı dahi görünmüyor. Bundan da önemlisi bu tünelin ucu, krallıktaki karar merkezleri de dahil olmak üzere herkesin beklediğinden daha uzakta görünüyor. ABD'nin önde gelen strateji uzmanı Bruce Riedel, bunu doğrulayan bir açıklamada bulundu. Daha önce dört ABD başkanı için danışmanlık görevi üstlenen, eski istihbarat subayı ve Brookings Enstitüsünde istihbarat müdürlüğü görevlerini yerine getiren Riedel bu savaş için şu cümleleri kullandı: "Krallık Yemen'in pahalı çıkmazına saplandı ve ezeli düşmanı olan İran, Suudi Arabistan'a galip geldi. Aynı şekilde bu sebeple Körfez İşbirliği Konseyi de bölünerek parçalandı. İttifaklar sarsıldı ve Atlas okyanusunun her iki yakasında da Suudi Arabistan'ın politikalarına muhalefet arttı."

 

 

BAE'nin hırsı

 

Bu savaşın meyvelerini Birleşik Arap Emirliklerinin topladığını vurgulayan gözlemciler, daha fazla alan genişlemesi elde etmek isteyen Emirliklerin, Hint okyanusu kıyılarını kontrol etmek ve Suudi Arabistan'ın olmadığı bir ortamda Yemen limanlarını kontrol altına almak için Yemen üzerindeki hırsını artırdığını vurguluyor. 

 

Savaşa katılan BAE kuvvetleri on binlerce sakini evlerinden göç etmek zorunda bırakarak, onların evlerini kendilerine merkez edindi. Yemenlileri kentlerinden, stratejik askeri üslerinden, havaalanlarından ve limanlarından tehcir ettirdiler. Bu arada Suudi Arabistan'ın iç durumu ve sınırındaki Husiler ve devrik lider Ali Abdullah Salih'e bağlı güçler ile olan savaşından faydalanan BAE, tüm adayı kontrol altına alabilmek için hükümetin bilgisi olmaksızın Mayyun adasında bir askeri üs kurdu.

 

 

Askeri üsler

 

Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri, Bab'ul Mendeb'e yakın olan Zu'l Bab kentini, tam anlamıyla kontrol altına aldıkları bir askeri üsse dönüştürdü. Sayıları yaklaşık on bini bulan ilçe sakinini de göç etmeye zorladılar. Zu'l Bab halkını sert koşullardaki çöl bölgesinde çadırlara taşıyarak, vatandaşların evlerini de askeri kışlalara çevirdiler.

 

Aynı şekilde Moka limanını da kendileri için askeri üsse dönüştüren Emirlikler, bu limana yaklaşık 400 kişilik kuvvet yerleştirerek Yemenlilerin buraya yaklaşmasını engelledi. Liman onların tekeline girerken, savaş gemilerini ve askeri araçlarını buraya getirdiler. BAE güçleri, Bab'ul Mendeb'ten Moka limanına kadar kıyı şeridinde balık avlamayı engellediler. Balıkçılık bölge halkı için önemli geçim kaynaklarından biridir. Bölgedeki hiç kimse, BAE güçlerini veya bölgede hakim olan koşulları eleştirmeye dahi cesaret edemiyor. Buna kalkışanlar ise alıkonuyor, sorgulanıyor ve BAE güçlerinin gizli cezaevinin yer aldığı Aden'e gönderiliyor.

 

 

İnsani felaketler

 

Suudi Arabistan ve BAE, Yemen halkının belini büken insani krizin çözümünün sorumlusu haline gelirken, Yemen'de 22 ilde kolera salgını yayıldı. Bu arada çeyrek milyondan fazla insanın ülkede savaş halinde bulunduğu kaydedildi.

 

Diğer yandan, Yemen'in doğusundaki Mehra şehrinde yer alan BAE hareketleri, Umman Sultanlığında endişe uyandırmaya başladı. Zira bu şehir, onlar için hayati alanın bir parçası olarak kabul edilir.

 

 

Dış rezervler

 

Son günlerde hazırlanan bazı raporlar, 2014 ün ortalarından bu yana devam eden petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte Suudi ekonomisinin en karanlık dönemlerinden birinin eşiğinde olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum ekonomi analistleri tarafından öngörülürken, analistler bununla birlikte dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan'ın bütçede rekor açık kaydetmesini de bekliyorlar.

 

İnternet üzerinden yayın yapan "Para" gazetesinin geçtiğimiz hafta salı günü kaynaklara dayanarak aktardığı habere göre, Suudi hükümeti açığı kapatmak için ağustos ayından itibaren 80 milyar dolardan fazla dış rezervi geri çekmeye başvurdu. Bir sonraki adımda ise, krallık yönetimi bütçe açığını finanse etmek için yerel bankalardan 20 milyar Suudi Riyali (5.33 milyar Dolar) değerinde hazine bonosu çıkarmasını istedi.

 

 

Giderlerin düzenlenmesi

 

"Rauters" haber ajansı kaynaklara dayandırdığı raporunda, Suudi Arabistan Ekonomi Bakanının bu yılki projeler için bütçeden ayrılan fonların harcanmaması konusunda devlet kurumlarına yeniden talimat verdiğini aktardı. Bu sayede, petrol fiyatlarının düşüşünün karşısında harcamaları düzenleme girişimlerinde bulunuldu.

 

Bunun da ötesinde, İngiliz "Guardian" gazetesi Suudi kralı Selman'ın maliye bakanına geçtiğimiz eylül ayında gönderdiği gizli bir mesajın içeriğini yayınladı. Mesajda, cari bütçesinin son üç ayı içerisinde devletin harcamalarını azaltmak için kemer sıkma tedbirleri alınmasının zaruri olduğu bilgisi yer alıyor. Tüm yeni altyapı çalışmalarının ve araba, mobilya veya diğer ihtiyaçların satın alımının durdurulması gibi maddeler bu tedbirler arasında yer alıyor.

 

 

Kemer sıkma politikası

 

Diğer yandan, "Rai el-Yevm" gazetesi Körfez kaynaklarına dayanarak, Kral Selman'ın petrol gelirinin azalması sonucu bütçe açığının yüksek olması sebebiyle farklı sektörlerde geniş kemer sıkma uygulamaları başlattığını aktardı. Gazete, bu kemer sıkma politikasının su, elektrik ve yakıt başta olmak üzere bir takım temel maddeler için sübvansiyonlarının azaltılmasını içereceğini yazdı. Belki de tamamen iptal edilebilir. Habere göre, yabancılar için yurt dışından gelen havaleler ve gelir üzerinden vergilendirme çalışmalarının yanı sıra, bazı oturum yenileme vergilerinde, ehliyet, ruhsat ve bir takım bürokratik hizmetlerin fiyatında artışa gitme çalışmaları yürütülüyor.

 

 

Başarısızlıklar

 

Yemen savaşı için fahiş bir miktar ödemesine rağmen, Suudi Arabistan hedeflerine dair hiçbir şey elde edemedi. Bu durum ise, krallığın ödediği toplam maliyeti artırdı.

 

Suudi Arabistan, Yemen savaşında herhangi bir askeri ya da siyasi başarı kaydedemezken, savaşın yüksek maliyeti sebebiyle kendisini finansal ve ekonomik bir krize soktu. Bu maliyetten geniş bir şekilde etkilendi. Savaşın kayıpları sadece askeri, diplomatik ve siyasi düzeyde olmadı, ekonomik düzeyde de büyük kayıplar verildi. Bu durum, Yemen savaşının tehditlerinin siyasi ekonomik ve güvenlik boyutlarının başta Körfez ülkeleri olmak üzere bölgenin tamamı üzerinde dolaylı olarak yayılmasına yol açtı. 

 

Bu durum, zafer olmayan savaştan çıkan ve krizlerle boğuşan Suudi Arabistan'ın başarısızlıklarını idrak etmesini sağladı. Bu savaş aynı zamanda bölgesel ve uluslararası düzeyde de Suudi Arabistan'a çok şey çok kaybettirecektir. Savaşın başlangıcından itibaren birçok siyasi ve askeri hedef belirleyen Suudi Arabistan'ın bu hedeflerden hiçbirini gerçekleştiremediği artık herkes tarafından biliniyor. Bundan ziyade birçok ülkenin desteğini kaybeden krallık, kendini tüm uluslararası standartlara göre savaş suçlusu bir ülke haline getirdi. Battığı sorundan kurtulmak için bulduğu çıkış yolları ise, durumu daha zor bir hale getirdi.

 

Çünkü Suudi Arabistan'ın savaş kararı, hiçbir başarı elde edememesine rağmen hala devam ediyor. Savaşın manevi maliyeti günden güne artarken, maddi maliyeti ise bilgi, teknoloji ve gelişmiş silahlar düzeyinde büyük bir harcamayı gerektiriyor. Mali düzeydeki büyük bir açığın ve başta Suudi Arabistan olmak üzere, savaşa katılan ülkelerin karşı karşıya kaldığı ekonomik zorlukların gölgesinde savaş hala sürüyor.

 

 

Çeviri: Merve Soydaş

 

 

www.medyasafak.net