İsrail 70 yaşında: Savaşın, ırkçılığın ve gericiliğin sembolü

İsrail 70 yaşında: Savaşın, ırkçılığın ve gericiliğin sembolü
Dünya halklarının 70 yaşındaki İsrail hakkında farklı bir değerlendirmesi var. Nefret edilen bir devlet ve uluslararası bir sabıkalı; Pentagon tarafından silahlandırılıp salınmış bir savaş köpeği; savaş, ırkçılık, apartheid ve gericiliğin sembolü. Bölgenin tüm halkları için bir tehlike.

 

 

 

Liberation News / Global Research

 

 

13 Mayıs 2018

 

 

İsrail yerleşimci devleti 14 Mayıs'ta 70'ine basıyor. Emperyalist başkentlerde, özellikle de İsrail ve ABD'de, Filistin halkının kemikleri üzerinde yükselen bu devletin kuruluşu övgüyle kutlanacak. ABD aynı gün Kudüs'te elçilik açacak.

 

İsrail, yalanlar üzerine kurulmuş bir devlettir.

 

Dünya halklarının 70 yaşındaki İsrail hakkında farklı bir değerlendirmesi var. Nefret edilen bir devlet ve uluslararası bir sabıkalı; Pentagon tarafından silahlandırılıp salınmış bir savaş köpeği; savaş, ırkçılık, apartheid ve gericiliğin sembolü. Bölgenin tüm halkları için bir tehlike.

 

Filistin halkının süregelen mücadelesi sömürgecilerin hayallerinin çökertilmesindeki en büyük etkendir.

 

 

ABD tarafından çözülmüş savaş köpeği

 

İsrail, kuruluşundan beri, her şeyden önce bir savaş aracıdır.

 

Trump yönetiminin İran ile Nükleer Anlaşmadan çıktığını ilan edişinden sadece bir gün sonra, koordineli bir hareketle İsrail Suriye sınırlarını ihlal etti ve buradaki “İran mevzileri” dediği yerleri bombaladı. Bu saldırılar ve sonraki günlerdeki bombardıman provakasyonuyla Suriye ve müttefiklerinin tırmanacak bir çatışmanın içine çekilmesi hedefleniyordu. İsrail'in bu saldırılara kendi içinde verdiği isim “satranç”tır.

 

İsrail, sınırındaki tüm ülkelere saldırmıştır. Lübnan gibi bazılarına ise on yıllar boyunca defalarca kez saldırmıştır. Tüm tarihsel Filistin'i ve Lübnan, Mısır, Suriye ve Lübnan'daki bazı bölgeleri işgal edip ilhak etmiştir. Bu durum, varlığını sürdürebilmek için böyle yapmak zorunda oluşundan kaynaklanmamaktadır. Bunun nedeni İsrail'in çalınmış Filistin toprağı üzerindeki kuruluşunun emperyalizm tarafından desteklenmesi ve bunun da Yahudi halkına bir anayurt olarak değil de Arap bağımsızlığı karşısında bir savaş aleti olarak öngörülmesi nedeniyledir. Holokost'tan sağ çıkarak İsrail nüfusunu oluşturanlar, emperyalizm için savaşıp ölmeyi amaçlıyorlardı.

 

ABD 8.5 milyonluk bu devlete kuruluşundan bu yana 254 milyar dolar vermiştir. Bunların çoğu gelişmiş silahlar ve casusluk teçhizatı şeklinde bağışlandı. İsrail, ABD emperyalizminin lehine olarak her zaman komşularıyla savaş içinde olmuştur.

 

 

ABD ile yapılan savaş tatbikatlarıyla yeni işgallere hazırlanılıyor

 

Ufukta yeni işgaller gözüküyor. Mart ortalarında ABD ve İsrail “Juniper Cobra” adını verdiği bir ortak tatbikat gerçekleştirdi. Binlerce ABD ve İsrail askeri, İsrail'e Lübnan, Suriye, İran ve hatta Gazze'den aynı anda binlerce füzeyle gerçekleştirilecek bir saldırıya hazırlık yaptılar. ABD ordusunun Avrupa Komutanlığı ise, kendilerine ihtiyaç duyulması halinde Amerikan askerlerinin iki ya da üç günde İsrail'e ulaşabileceğini bildirdi.  

 

Eylül ayında da İsrail Hizbullah'ı hedefleyen bir Lübnan işgalinin simülasyonunu gerçekleştirdi. İsrail ordusunun tüm birimlerinin katıldığı bu tatbikat, İsrail'in son 20 yılındaki en büyük askeri manevrasıydı.

 

 

Suriye ile gizli savaş

 

İsrail Suriye karşısında altı yıldır örtük bir savaş yürütüyor. İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Amir Eshel Ağustos ayında, İsrail'in 2012 yılından bu yana Suriye'ye yaklaşık 100 hava saldırısı gerçekleştirdiğini söyledi. Bunların pek çoğunda Suriye'yi parçalamak için savaşan el-Nusra'ya hava desteği verilmiş oldu. İsrail onlara tıbbi yardımda da bulunuyor. İsrail ordusu 2011'den bu yana 1000 el-Nusra savaşçısına tıbbi tedavi verdiğini kabul ediyor.

 

 

Apartheid devleti

 

İsrail Gazze'ye iki kez canice saldırdı ve 11 yıldır da blokaj altında tutuyor. Sürekli ve sistemli olarak Batı Şeria'yı ilhak ediyor ve aktivistleri düzenli olarak tutuklayarak belirsiz sürelerde hapsediyor. İsrail, nüfusunun %20'si Filistinli olmasına rağmen diğerlerini dışlayıcı bir şekilde kendisini Yahudi devleti olarak ilan etti. Filistinli mültecilerin kendi toprak ve evlerine dönmesine sadece Yahudi değiller diye engel oluyor. Afrika Ulusal Kongresi üyeleri işgal edilmiş Filistin'de gördüklerinin Güney Afrika'daki apartheid rejiminden daha kötü olduğunu söylemişlerdi.

 

Irkçılık sadece Filistinlilere yöneltilmiyor. İsrail rejimi çoğu Eritre ve Sudanlı olan binlerce göçmeni Afrika'ya sürmek istiyor. İsrail hayalperestleri olarak tanımlanan bu kişilerin pek çoğunu başka evi olmayan ve İbranice ile büyüyen çocuklar oluşturuyor.

 

 

Ne demokrasi, ne de Yahudi “anavatanı”

 

İsrail bir demokrasi ve Yahudi anayurdu olduğunu iddia ediyor. Bu “demokrasi”, Ocak ayında, üyelerini ülkeden kovduğu 20 insan hakları örgütünün listesini yayınladı. Bunlar arasında bazı Filistin haklarını savunan Barış için Yahudi Sesi (Jewish Voice for Peace) gibi Yahudi gruplar da var.

 

Antisemitizm karşısında bir sığınak olma iddiasındaki bu devlet, Netanyahu rejiminin çoğu savaş suçu olan politikalarına karşı çıkanları da dahil etmek suretiyle bu kavramın tanımını değiştirdi. Bu rejim aynı zamanda diğer devletlerin de bu yanlış tanımı kabul etmeleri ve yasal olarak geçerli kılmak için uluslararası bir kampanya yürütmektedir. Bu kampanya Filistin işgaline son verme, Filistinliler için eşit haklar ve tüm mültecilerin ülkelerine dönmesi çağrısında bulunan BDS (boykot) hareketine de yöneltilmiştir.

 

ABD'de, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi vekiller buna mutlu bir şekilde boyun eğdiler. Bu yasa ABD Kongresinde onaylanmayı bekliyor ve 23 eyalette BDS'yi antisemit olmakla suçlayan kanunlar yürürlüğe girmiş durumda.

 

İsrail hükümetinin kinizm ve oportünizminin başka göstergeleri de mevcut. ABD elitinin tüm segmentleri içinde Netanyahu rejimine an yakın olan dinci aşırı sağ ve neo-conlar, aynı zamanda ölümcül ırkçılıkları ve antisemitizmleri ile de meşhurdur.

 

 

İsrail devletinin sınıf karakteri ifşa oldu

 

Bu rejim ayrıca Arap dünyasındaki en gerici, baskıcı ve anti-demokratik güçlerle, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle de ittifak içerisindedir.

 

 

İstikamet ve mücadele nesnel faktörler olmuştur

 

1948 yılında 800,000 Filistinli yurtlarından sürüldüğünde İsrail'in ilk başbakanı David Ben Gurion “Yaşlılar ölecek ve gençler de unutacak” demişti.

 

Bu bir hayaldi.

 

Yerli halkının sürülmesinden 70 yıl sonra Filistin'in insanlık ve ulusal mücadelesi üç nesil gördü; hala canlı ve giderek büyüyor.

 

Filistin davasının haklılığı uluslararası arenada daha da açık görünüyor. Filistin halkının bugünlerde Büyük Geri Dönüş Yürüyüşünde görünen sebatı tüm dünyaya ilham veriyor.

 

Suriye halkı da 7 yıllık savaştan sonra ülkelerini savunmak için hala azimliler. ABD'nin 13 Nisan'da Suriye'yi bombalamasından sonra yüzbinlerce insan dayanışma göstermek için sokaklara döküldü.

 

ABD ve İsrail yeni saldırılar planlıyor olabilir, fakat bu, onların nihai sözü söyleyecekleri anlamına gelmiyor. Ezilenlerin azmi ve esneklik kabiliyeti mücadelelerini nesnel bir etkene çeviriyor. Ve bu güç füzeler, bombalar ve keskin nişancılar ile alt edilemeyecek.

 

 

 

Çeviri: Medya Şafak