Siyonist ve Vahhabi akait Allah'tan değil Şeytan’dandır

Siyonist ve Vahhabi akait Allah'tan değil Şeytan’dandır
Siyonizm karşıtı Yahudilerle bir alıp veremediğimiz yok; hedef kitlemiz, ritüelleri Ha-Şem’e (Tanrı) yönelikken politik aidiyetleri Şeytan’a olan Yahudilerdir. Bu tiplerin neredeyse tamamını kontrol ettiği ana akım medya, dünyanın geri kalanına “Yahudileri” sadece ritüelleriyle tanımlamak istiyor.

 

 

 

 

Ebu Zer

 

 

Crescent.icit.digital.org

 

 

Basitçe ifade etmek gerekirse; Siyonistler, İslami hür iradenin, İslami bağımsızlığın ve İslami özyönetimin baş düşmanıdır. Yahudiliğin Siyonizm ile tahribi ve suiistimali; gizlenmiş, örtülü ve ihtilaflıdır. Siyonizm karşıtı Yahudilerle bir alıp veremediğimiz yok; hedef kitlemiz, ritüelleri Ha-Şem'e (Tanrı) yönelikken politik aidiyetleri Şeytan'a olan Yahudilerdir. Bu tiplerin neredeyse tamamını kontrol ettiği ana akım medya, dünyanın geri kalanına “Yahudileri” sadece ritüelleriyle tanımlamak istiyor. Ve aynı şeklide mütecaviz savaşları, gasp ettikleri kutsal toprakları, Filistinli Müslüman ve Hıristiyanları mütemadiyen çarmıha gerişleri konusunda -sadece Yahudiliğin emirlerini (!) yerine getiriyor olmaları nedeniyle- yapacak bir şeyleri bulunmayan kimseler olarak tanımlıyorlar.

 

Şimdi kolları sıvayacak ve sadece Filistin'i gasp etmeden evvel Yahudiliğin tarihini çalmış olan bu tip “Yahudilerin” şeytani psikolojisini değil aynı zamanda da Arabistan'dan önce İslam tarihini çalan “Müslümanların” haysiyetsiz psikolojisine değineceğiz. 

 

Haydi, İsrailli Siyonistlerden iktibas edip hükmü size bırakalım: 

 

• “Arap topraklarına yerleştiğimizde Arapların tümünün yapabildiği tek şey şişenin içindeki uyuşturulmuş hamamböcekleri gibi korkuyla etrafa kaçışmak oldu.” (Raphael Eitan, İsrail Ordusu Genel Kurmay Başkanı, New York Times, 14 Nisan 1983).

 

• “Eğer bir Arap lideri olsaydım, İsrail'le asla bir anlaşma imzalamazdım. Normal olan bu, ülkelerini aldık, bu doğru: Tanrı orayı bize vaat etti, bu onları ne ilgilendirir? Bizim tanrımız onlarınki değil, bunu neden kabul etsinlerdi?” (Yahudi Paradoksu, Nahum Goldman, s. 121)

 

• “Her zaman bir şeyler yaparız, bize Amerika şunu yapacak, Amerika bunu yapacak diyorsunuz. Size çok açık bir şey söylemek istiyorum: İsrail üzerindeki Amerikan baskısını dert etmeyin. Biz Yahudiler Amerika'yı kontrol ediyoruz ve Amerikalılar bunu biliyor. (İsrail Başbakanı Ariel Şaron, 3 Ekim 2001, İsrail Radyosuna bağlandığında Şimon Peres'e hitaben.)  

 

• “Yahudi köyleri Arap köylerinin yerine inşa edildi. Sizi kınamıyorum çünkü coğrafya kitapları artık bulunmuyor.” (Moshe Dayan, Hayfa'daki bir konuşmasından, Haaretz'de yayımlandı, 4 Nisan 1969)

 

 • Rabin'in Dalit planı dâhilinde Lut şehrinin zaptının ardından yaptığı tanım: “Arap nüfusunu oduncular ve garsonlar mertebesine indirgemeliyiz.” (Yuri Lubrani, Başbakan Ben Gurion'un Arap ilişkilerinden sorumlu danışmanı,  Sabri Jirius'un İsrail'deki Araplar'ından alıntıyla,1960)

 

• “Zaman içerisinde unutulan çok sayıda gerçeği kamuoyuna açık ve cesur biçimde açıklamak İsrailli liderlerin görevidir: Bunların ilki, Arapları tahliye etmeden ve topraklarını istimlâk etmeden Siyonizm, kolonizasyon ya da Yahudi devletinin olmayacağıdır. ” (Yoram ben Porat, Yedi‘ot Ahranot, 14 Temmuz 1972)

 

• “Bir milyon Arap bir Yahudi'nin bir tek tırnağı dahi değmez” (Haham Yaacov Parin, 27 Şubat 1994; New York Times 28 Şubat 1994'te alıntıladı, s.1)

 

• “Biz Yahudiler, yok edicileriz ve yok ediciler olarak kalacağız. Taleplerimiz ve ihtiyaçlarımıza ulaşmamız konusunda yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Sonsuza kadar yok edeceğiz çünkü kendimizin olan bir dünya istiyoruz.”  (Morris Samuel, Siz Yahudi Olmayanlar, s. 155)

 

• “İsteseniz de istemeseniz de bir dünya hükümetimiz olacak. Bununla ilgili tek soru, bu hükümetin zorla mı yoksa rıza ile mi tesis edileceğidir.” (Yahudi bankacı Paul Walburg, 17 Şubat 1950, ABD senatosundaki bir konuşmasının öncesinde.)

 

• “Bizim ırkımız üstün ırktır; bizler bu dünyadaki tanrısal varlıklarız. Bizler böceklerin ırkı olan alt tabakanın ırkından çok farklıyız. Aslında, bizimkine kıyasla diğerlerininki ucubelerin ve hayvanların ırkıdır, en iyi ihtimalle sığırlarınki.  Diğer ırklar insan dışkısı olarak itibara alınır. Bizim kaderimiz alt ırklara hükmetmektir. Bizim küresel krallığımız demir asalı liderimiz tarafından yönetilecek. Kitleler ayağımızı yalayacak ve kölelerimiz olarak hizmet edecekler.” (İsrail Başbakanı Menachem Begin'in İsrail Parlamentosu Knesset'te yaptığı bir konuşmadan alıntılayarak, Amnon Kapelyuk,  Begin ve Canavar, New Statesman, 25 Haziran 1982)

 

Şimdi Vahhabilere geçecek, Araplar ve Müslümanlarla ilgili ne tür şeyler söylediklerini göreceğiz. Ve yargıç siz olacaksınız. Suudi baş müftüsü, İbn Baz'ın halefi, tekfirci itikadın numune-i timsali Muhammed b. İbrahim el Şeyh, hacimli kitabında Müslümanların çoğunu kâfir olarak mütalaa ediyor. (Cami el-Fetava, c.1, s. 77)

 

• İslam ülkeleri küfür ülkeleridir. (c. 6, s. 188)

 

• Mürtet, İslam'ı inkâr eden kimse değildir; Müslüman olduğunu söyleyip mutmain bir Vahhabi olmayan kişidir. (c. 12, s. 183)

 

• Her kimin atası Vahhabi değilken ölmüşse, müşrik olarak ölmüştür.

 

• Müslüman olmak Vahhabi olmak demektir. (c. 12, s. 198)

 

• Müslüman olan birisi, Vahhabi tarikiyle mi yoksa Vahhabi olmayan tarikle mi Müslüman olduğu tahkik edilmediği müddetçe “şüpheli Müslüman” olarak kalacaktır. (c. 5, s. 196)

 

• Müslümanlar Vahhabiler tarafından savaş esiri olarak alınabilir ve onlara köle olarak muamele edilebilir. (c. 6, s. 208)

 

• Vahhabiler, “diğer” Müslümanların mallarına ve servetine el koyma salahiyetine sahiptir. (c. 6, s. 216)

 

• İbadi, Eş'ari ve Şafii mezhebine mensup kişiler mahkeme şahitliğinden men edilmiştir. (c. 1, s. 256)

 

• Şiiler puta tapıcılardır, böyle kimseler münafık addedilmelidir. (c. 8, s. 189)

 

• Mısır halkı İslamlarından feragat etmiştir. (c. 8, s. 40)

 

• Kâbe'nin örtülerini satmak şirke eşdeğerdir. (c, 1, s. 102)

 

• Ebu Cehil İslam hakkında, Müslüman bilginlerden (ulema) daha fazla şey biliyordu.  (c. 1, s. 84)

 

• Zeydî mezhebine mensup olanların kadı olması caiz değildir. (c. 12, s. 324)

 

• Vefat etmiş faziletli ve ahlaklı kişilere muhabbet şirktir. (c. 1, s. 122)

 

• Faziletli, dürüst ve ahlaklı bir müteveffa Müslüman'ın metfun olduğu mekânda onu yâd etmek için oturmak şirktir. (c. 1, s. 133)

 

• İbrahim Peygamber'in (a.s.) makamını yok etmek caizdir (c. 1, s. 6)

 

• Ümmül Müminin Hatice'nin mezarının üzerindeki yapının yok edilmesi caizdir.

 

• Peygamberin amcası Ebu Talib'in Müslüman olduğunu söyleyen kişinin katlinin vacip olduğuna dair fetva…

 

• Dünyanın dönmediğine dair fetva… (c. 2, s. 182)

 

Ve daha niceleri… Bu örneklerden, Siyonistler ve Vahhabilerin her ikisinin de Müslümanların yok edilmesine karar kıldığını; Müslümanların, savaş kampanyalarının ve savaş çabalarının meşru hedefi olduğunu kanıtlamak için bahsettik. Her ikisi de şeytani bir psikolojiye sahip olup soykırım savaşlarını meşru kılacak iblisane politikalar benimsemişlerdir. Her iki topluluk da Filistinlileri, Arapları ve Müslümanları alt tabaka ve madun olan “öteki” telakki ediyor. Netanyahu ve Bin Selman'ı el sıkışırken, kameralara sırıtırken ve karşılıklı içmek için bir yığın danışman, koruma ve maiyetleri eşliğinde otururken gören biri şaşırmalı mı? Herhangi bir miktardaki Yahudi ya da İslam ritüeli, ortak karakterlerini ve eş ruhluluklarını gözden kaçıramaz.

 

Ahlaksız emelleri için (Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman) din adamalarını kullanan politikacıların sefih karakterlerini anlayabiliyoruz fakat bu sefih emeller için kendini kullandıran din adamlarını anlayamıyoruz. Vahhabi Siyonistler ve Siyonist Vahhabiler şeytani tapınaklarının içindeki aynı mihrapta dua ediyorlar. Ve kutsal kitapları nüfusların açlığını, hırçın savaşlarını ve on milyonlarca Müslüman'ın yerlerinden edilmesini meşrulaştırıyor. Eğer Netanyahu ve Bin Selman'ın iki farklı dine mensup olduklarına inanıyorsanız o zaman din tanımınız Kur'an referanslı değildir. Onlar Allah'ı dille zikredip şeytan için kurşun sıkıyorlar. Ve sıktıkları kurşunlar, takvalı sözcüklerinden daha yüksek sesle konuşuyor. 

 

Kitap ehlinden bir grup, sizi saptırmayı arzu eder… (Âl-i İmrân/69)

 

 

 

Çeviri: Medya Şafak