"ABD ve Müttefikleri, Jeopolitik Çatışma Arayışında"

"ABD ve Müttefikleri, Jeopolitik Çatışma Arayışında"
Bir analist Press TV’ye, ABD ve Batılı müttefiklerinin, Rusya ve Çin’e de yayılacak büyük bir “jeopolitik çatışma” şeması dahilinde egemen ülkeleri yıkma yolları aradığını söyledi.
ABD ve müttefikleri, jeopolitik çatışma arayışında

Press TV


Bir analist Press TV’ye, ABD ve Batılı müttefiklerinin, Rusya ve Çin’e de yayılacak büyük bir “jeopolitik çatışma” şeması dahilinde egemen ülkeleri yıkma yolları aradığını söyledi.


Press TV, konuya daha fazla ışık tutmak amacıyla haftalık Executive Intelligence Review haber dergisinden Lawrence Freeman’le bir röportaj yaptı. 

Freeman’e iki konuk daha eşlik etti: Beyrut’tan, Hizbullah medya sözcüsü İbrahim Musavi ve yine Beyrut’tan, Oxford Üniversitesi yardımcı öğretim üyesi Şermin Narvani. 

Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır.

Press TV: İlk önce Bay Freeman’le başlayalım. Bazı ana akım Batılı medya kuruluşları Beyrut’taki son bombalama hadisesi nedeniyle oklarını Suriye’ye yöneltti. 19 aydır yabancı destekli silahlı gruplarla sürdürülen bir savaş içinde olan Suriye’nin bu olaydaki sorumluluğunun ne kadar olabileceğini soralım. Sizce, içinde bulunduğumuz anda Suriye’nin bu olayda parmağının olma ihtimali ne kadar?

Freeman: Biz kuruluş olarak ve dergi olarak bu saldırının Suriye tarafından gerçekleştirilmiş olup olamayacağını halen araştırıyoruz. Benim bu yönde şüphelerim var, emin olmasam da muhtemelen Suriye’yle bir ilgisi yok, zira Suriye’nin böyle bir saldırıdan hiçbir çıkarı olamaz. 

Türkiye’yle olan duruma bir bakalım. Suriye hükümeti, iki ülke arasında iki haftadır devam eden çatışmalara yol açan saldırıyı gerçekleştirmekle suçlandı, fakat benim durumun gerçekte böyle olmadığı ve Türkiye’nin kullanıldığı yönünde ciddi şüphelerim var.

Türkiye’ye doğru ateş açanın çeşitli El Kaide şebekeleri veya bağlantılı şebekelerden olmadığını kim bilebilir? Lübnan’daki durumun da böyle olma ihtimali var zira, önceki konuşmacının da belirttiği gibi şu anda bölgede büyük çaplı bir kaos yaratma planı bulunuyor.  

Bence geçen yüzyılın başlarında Sykes-Picot [Anlaşması] ile bütün bu pisliği yaratan İngiliz kraliyet ailesine, Suudi kraliyet ailesine ve bir ölçüde Katar’a bakmanız gerekir. Ben bölge çapında ulus devletleri yıkma yönünde kasıtlı bir politika olduğu kanaatindeyim.

İçinde bulunduğumuz durumda ABD Başkanı Obama ve onun BM’deki dengesiz temsilcisi Susan Rice, BM’nin Cenevre Anlaşması’na aykırı olmasına rağmen Esad rejimini devirmeye çalışıyorlar, Rusya ve Çin ise buna bütünüyle karşı çıkıyor çünkü bunun, kendilerine yönelik bir saldırıya dönüşebileceğini görüyorlar.


Bu yüzden bölgedeki ülkelerin çöküşü ve kaos meydana gelmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız ve aynı zamanda bunun daha büyük bir savaşa, Rusya ve Çin’le yapılacak bir nükleer savaşa dönüşme ihtimali de var. Bu gerçekten çok ciddi bir durum ve bunu görebiliriz. 

Press TV: Sayın Freeman, Suudi Arabistan’dan, Katar’dan ve İngiltere’den söz ettiniz. Bu ülkelerin bundan ne çıkarı olabileceği konusunu biraz daha açabilir misiniz?  

Freeman: On yıldan daha uzun bir zamandır Tony Blair gibi kişilerin hükümetteyken rejim değişikliği ve koruma sorumluluğundan söz ettiğini görüyorsunuz, oysa ki bu 1648 tarihli Westphalia sözleşmesinin tanımadığı ulus devlet doktrinine aykırı. Diğer yandan şu anda Transatlantik finans imparatorluğunun çöküşüne tanık oluyoruz. Bunu Avrupa’da gördünüz. 

Bu süreç ABD’de de devam ediyor ve bazı aileler ile siyasal-finansal çevreler, kendi finansal sistemleri çözülürken güçlü ulus devletler görmek istemiyorlar. Prens Bandar ve dünya çapındaki unsurlarla 2001’de ABD’de gerçekleşen 11 Eylül saldırısının doğrudan parçası olan, benzer unsurlarla 2012’deki 11 Eylül saldırısında payı olan Suudi hanedanı için de bu geçerli.

Ve biliyorum ki şimdiki büyükelçimiz de dâhil olmak üzere ABD içindeki bazı gruplar, İngiltere’deki gruplarla birleşerek ulus devletleri yıkmayı, Tony Blair’in söz ettiği türden rejim değişiklikleri yapmayı istiyor ve bölgeyi kontrol edip yönetmelerinin en iyi yolunun bu olduğunu biliyorlar. 

Bu yüzden kanaatimce sorumlunun kim olduğunu derhal bulmak gerekecektir, fakat Lübnan da tıpkı Suriye’nin ve başka ülkelerin, Rusya ve Çin’e yayılacak bir jeopolitik çatışma için kullanıldığı gibi kullanılacaktır. Büyük resme baktığınızda jeopolitik gerçeğin çok ciddi olduğunu görürsünüz. 

Press TV: Bay Freeman, süremiz dolmak üzere. Sizce Tel Aviv’in burada kaos yaratma girişimlerinin arkasında olma ihtimali ne kadar?

Freeman: Eğer arkasında Tel Aviv varsa onlar da maşa olarak kullanılıyor demektir zira muhtemelen bildiğiniz üzere İsrail içinde de büyük bir kavga sürüyor. Bu doğrultuda eski Mossad şefi Washington’da yaptığı son konuşmada İran’a saldırıya ve Suriye’nin daha fazla istikrarsızlaştırılmasına karşı çıktı, ABD Genelkurmay Başkanı General Dempsey de aynı şekilde. 

Dolayısıyla dünya çapında, bu bölgedeki çatışmaların bir dünya savaşına evrilmesini istemeyen pek çok kişi var. Fakat rejim değişikliklerinden yana olan bir grup da var ve buna şu andaki ABD Başkanı Barack Obama da dâhil. 

Bölge için ihtiyaç duyduğumuz şey bir konferans toplamaktır; bu konferansa Rusya, İran, Suriye, Lübnan ve bölge ülkeleri katılmalı, karşılıklı ekonomik çıkarlar ve istikrar tartışılmalı ve Türkiye’yi de içine alacak şekilde, bölge halklarının refahını ve ekonomik durumunu geliştirecek ilişki biçimleri çıkarılmalı, bu sorunları halletmek için savaşın ve rejim değişikliklerinin kullanılması kınanmalı ve devre dışı bırakılmalıdır.

Suriye’de Batı destekli El Kaide eliyle yaşananlar uluslararası hukukun ihlalidir. Suudilerin ve diğerlerinin, hükümetleri devirme girişimlerini durdurmamız gerekiyor.

medyaşafak