Seyyid Nasrallah'a suikast mi planlanıyor? Direniş'in hızlı intikam planları hazır

Seyyid Nasrallah'a suikast mi planlanıyor?  Direniş'in hızlı intikam planları hazır
Son yıllarda Seyyid Nasrallah'a suikast yapmak için yapılan sayısız girişim, İsrailli, Avrupalı ve Amerikan istihbarat hücreleri ve Hizbullah ve Direniş Ekseni’ni düşman ilan eden Lübnanlı faktörlerin işbirliğine rağmen titiz güvenlik önlemleri sayesinde boşa çıkarıldı. Partinin askeri kanadına yakın birinin bize bildirdiğine göre ise buna verilecek hızlı intikam planları da geliştirilmiş durumda.

 

 

İsrail medyası bugünlerde niçin Seyyid Nasrallah suikastıyla ilgili haber ve analizlerle dolu? Gözdağı amaçlı mı yoksa endişeden mi kaynaklanıyor? Üst düzey bir Batılı politikacı bize bu durumu ve nedenlerini nasıl açıkladı?

 

 

Abdulbari Atwan

 

 

Raialyoum

 

 

Gün geçmiyor ki İsrail medyasında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın ve Hizbullah'ın bir sonraki savaştaki rolü üzerine bir haber veya analize, ya da İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizadeh'in öldürülmesinden sonra İran'ın kimi hedef alacağı hakkında bir televizyon tartışmasına rastlanmasın.

 

Seyyid Nasrallah'a yönelik bu siyasi, medya ve istihbarat takıntısı, liderliğinin düşmanda yarattığı endişe ve korkunun kapsamını ve gerilimin birkaç cephede hızla arttığı bölgede yaklaşan herhangi bir savaşta oynayabileceği etkili rolü yansıtıyor.

 

Bölgesel ilişkiler konusunda uzman olan emekli bir kıdemli Batılı politikacıya İsrail'in Sayın Nasrallah ve Hizbullah saplantısının nedenlerini sorduğumuzda, “İsraillileri, siyasi ve askeri kurumlardaki görevlilerini en çok endişelendiren şey, çekinmeksizin savaşa girme kararı verebilen liderlerdir ve Sayın Nasrallah bunların başında gelmektedir. Seyyid Nasrallah ve partisi, 1982'de FKÖ güçlerinin Lübnan ve güneyinden çekilmesinin yarattığı boşluğu daha uyumlu, disiplinli ve ideolojik bir direniş gücü oluşturarak doldurdu ve İsrail'e karşı iki kez savaşma kararı aldı. Birincisinde İsrail güçlerini Güney Lübnan'dan çekilmek zorunda bıraktı ve ikinci defasında İsrail ordusunun iki askerini kaçırıp 2006 savaşının fitilini ateşledi ve yaklaşık 32 gün direnerek onları aşağılamış oldu. Ve 1983'te Beyrut'ta Amerikan ve Fransız kuvvetlerinin iki binasına düzenlenen ve yaklaşık 299 askerin öldürüldüğü saldırıyı da unutmamalıyız!” cevabını verdi.

 

Tel Aviv Üniversitesi İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmalar Merkezi, birkaç gün önce, Lübnan cephesinde yaklaşmakta olan çatışmanın, bölgede topyekûn bir savaş halini alması durumunda, özellikle de İşgalci Devlete, şehirlerine ve altyapısına binlerce füzenin ateşlenmesi senaryosunu içeren 73 sayfalık bir çalışma yayınladı. Bu senaryoya Suriye, Lübnan, Batı Irak ve Gazze Şeridi'nden fırlatılan onlarca veya yüzlerce füze, roketlerle donatılmış yüzlerce insansız uçak da dâhil edildi. Diğer bir senaryo ise Parti'nin unsurlarının sızmasını ve Yukarı Celile'deki yerleşim ve şehirlerin işgalini içeren bir gerilla savaşıydı.

 

Bu enstitünün önemi, başkanının emekli General Amos Yadlin olması ve araştırmacılarının çoğunun, daha önce yönettiği Askeri İstihbarat Birimi'nde (AMAN) kendisiyle birlikte çalışan meslektaşları arasından seçilmelerinde yatıyor. Bu durum, sivil ve askeri İsrail güvenlik hizmetlerinin nasıl çalıştığına dair geniş bilgiye sahip oldukları anlamına geliyor.

 

Lübnan'dan ve birden fazla kaynaktan gelen bilgiler, Hizbullah'ın şu anda Seyyid Nasrallah'a suikast düzenlenmesi veya herhangi bir ani, sınırlı veya genişletilmiş saldırganlık şeklindeki bir İsrail saldırısı ile yüzleşmek için maksimum hazırlık durumunda olduğunu doğrulamaktadır. Nasrallah'ın Lübnanlı yetkilileri ya da Direniş Ekseni sorumlularını kabulü, hatta televizyonda canlı yayında yapılan konuşmalar bile, maksimum güvenlik önlemleri çerçevesinde bu günlerde çok sınırlı hale geldi, hatta neredeyse yok oldu.

 

Son yıllarda Seyyid Nasrallah'a suikast yapmak için yapılan sayısız girişim, İsrailli, Avrupalı ve Amerikan istihbarat hücreleri ve Hizbullah ve Direniş Ekseni'ni düşman ilan eden Lübnanlı faktörlerin işbirliğine rağmen titiz güvenlik önlemleri sayesinde boşa çıkarıldı. Partinin askeri kanadına yakın birinin bize bildirdiğine göre ise buna verilecek hızlı intikam planları da geliştirilmiş durumda.

 

İsrail medyası, Nasrallah'ın varlığından kaynaklı resmi saplantı ve endişelerini yansıtmaya ve suikast olasılıkları hakkında analizler yayınlamakla meşgul olmaya devam edecek. Seyyid Nasrallah ve taraftarları ise uzman medya takip ajansları ile izledikleri bu raporları okuyacak ve gülecekler. Hizbullah'a yakın gazetecilerden birinin dediği gibi, “Nasrallah bu saplantı ve endişeyi tek bir tek bir füze bile fırlatmadan bu kadar yükseltiyorsa on binlerce füze ateşleseydi durum ne olurdu?” Ve ekliyor: “Bırakın endişelensinler. Bu bizim keyif kaynağımız. Onları nelerin beklediğini biliyorlar... Ve Allah da biliyor... Ve bu onlara son sözümüz!”

 

 

Medya Şafak