"Türkiye – Suriye Savaşının Tek Kazananı İsrail"

"Türkiye – Suriye Savaşının Tek Kazananı İsrail"
"Nil’den Fırat Nehri’ne kadar olması önerilen Büyük İsrail’i yaratmak için İsrailliler komşularını küçük parçalara bölmek ve Amerika’nın askeri gücünü Orta Doğu’ya karşı faaliyete geçirmek, bütün Orta Doğu ülkelerini küçük etnik ve mezhepçi parçalara ayırmak ve asla Büyük İsrail’e tehdit olamayacak hale getirmek zorundalar."
Türkiye – Suriye savaşının tek kazananı İsrail

 Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle Türkiye’ye Suriye ile son çatışması bakımından itidal göstermesi çağrısında bulundu.


Türk yetkililerle görüşmek için İstanbul’da bulunan Westerwelle Cumartesi günü yapılan bir toplantıda mevkidaşı Ahmet Davutoğlu’na düşüncesini belirtti.

Westerwell, “Kimsenin ateşe benzin dökmemesi önemlidir”, dedi. Bununla birlikte , Türkiye’nin Moskova’dan uçan Suriye uçağını engelleme kararını destekledi.

3 Ekim 2012’de Suriye’den ateşlenen bir havan topunun Türkiye’nin sınır köyü Akçakale’ye düşüp beş kişiyi öldürmesinin ardından Türkiye ve Suriye arasındaki gerilim yükseldi.

Ankara gecikmeksizin misilleme atışıyla cevap verdi ve bu, daha sonraki günlerde de sürdü; Türk kanun koyucular da hükümete, ihtiyaç duyulduğunda Suriye’ye karşı askeri güç kullanması için yetki verdiler.

Press TV Madison’dan İslami Çalışmalar uzmanı Kevin Barret ile meseleyi derinlemesine tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi.

Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.

Press TV: Biz Almanya Dışişleri Bakanının Türkiye’deki sözlerini biliyoruz ki o, Türkiye bir çıkmaz sokağa doğru ilerliyor, komşusu Suriye ile savaş davulları çalınıyor gibi görünüyor, demişti. Akla gelen ilk soru “niçin”dir? Demek istediğim Türkiye Suriye ile savaşa hazırlanmak için hangi can alıcı menfaati görüyor, kendisi için kar zarar hesabı yaptı mı?

Barret: Evet, bu güzel bir soru. Onlar (Türkler) ne düşünüyor dünyadaki hiç kimsenin gerçekten anlamadığını zannettiğimden siz bu soruyu hakikatten Türkiye’deki politika yapıcılara sormalısınız.

Onlar komşularla sıfır problem politikasıyla çok iyi yapıyorlardı, bölgedeki bütün ülkelerle ticaret yapıyorlardı, kesin bir tarafsızlık politikası sürdürüyorlardı, Amerika Irak’ı işgal ettiğinde Amerika’ya ülkelerinden geçme izni vermeyi reddettiler ve Siyonist varlık karşısında bazı bağımsız politikalar geliştirmeye başlamışlardı ki, Türkiye, Türkiye’de özellikle orduda olmak üzere yüksek mevkilerde bulunan Dönme Yahudilerin yozlaşmış ağı yoluyla uzun bir süre İsrail’in müttefiki olmuştu.

Öyle ki, Türkiye bağımsızlığa, demokrasiye, tarafsız dış politikaya ve bölgede yükselen bir nüfuza doğru ilerliyor görünüyordu. Çin’e kadar uzanan yollarla Türkiye Türkçe konuşan halklar hinterlandına sahip ve onlar gerçekten doğru yöne hareket ediyorlardı ve sonra bu Suriye’deki dengesizlik, biz ortaya çıkan durumu destabilizasyon olarak tanımlayabiliriz ve düşünebildiğim tek açıklama ki, bunu kimse ileri sürmedi ve benim için bir anlam ifade etmiyor, Erdoğan NATO içindeki nüfuzlu güçlerden özür dilemeyi deniyor ve… İsrail onlara iki yıl evvel çizgi çekmişti.

Her nasılsa Türkiye’deki iktidar değişti görünüyor ve başından beri NATO’daki insanlar İsrail bağlantılı Likud çılgınları ki, bunlar Türkiye’deki gücün çoğunu yeniden ele geçirenlerle birlikte çalışıyorlar. Ve şayet bölge ülkelerinin destabilizasyonu devam ederse Türkiye kendisini de destabil hale getireceğinden, bu Türkiye için bir felakettir.

Kürt milliyetçiliğinin tırmanışı, Irak’ın Kürt kısmının ayrılması muhtemelen Suriye’yi takiben Türkiye’nin bölgesel bütünlüğünü tehdit eder,  özelikle Türkiye Avrupalılarla bir aile olma niyetinden dolayı Kürtlere makul bir şekilde davranmak zorunda ama bu noktada Avrupa Birliği’ne dahil olma arzusu başarısız bir girişim gibi görünüyor.

Bu durumda, bence Türkiye liderliği korkunç, dehşet verici bir hata yapıyor ve ancak Türkiye’nin akil insanları bunu fark eder, Türkiye halkı kesinlikle bunu yapmalı. Türkiye halkının üçte ikisi Suriye’ye karşı husumeti yükselten kavgacı politikaya karşıdır. 

Öyleyse umalım ki Türk hükümeti halkının sağduyusunu izler.

Press TV: Kısaca, günün sonunda, bu gibi bir çatışmadan kim kazançlı çıkar ve Türkiye için sonuçları neler olacaktır.

Barrett: Peki, ben başından beri, İsraillilerin Oded Yinon planı üzerinde çalıştıklarını, Orta Doğu’ya girip destabilize etmek ve Orta Doğu ülkelerini etnik ve dini mezhep temelinde daha küçük parçalara bölmek istediklerini tartışmayı arzuluyorum.

Öyle ki,  onlar Orta Doğu halkı Filistinlilerin etnik temizliğini ki, Filistin soykırımı olarak anabileceğiz,  asla kabul etmediğinden bölgelerinde çok güçlü, başarılı herhangi bir ülke olsun istemiyorlar.

Öyleyse bölgede hayatta kalmak ve büyümek ve belki de Nil’den Fırat Nehri’ne kadar olması önerilen Büyük İsrail’i yaratmak için İsrailliler komşularını küçük parçalara bölmek zorundalar ve Amerika’nın askeri gücünü Orta Doğu’ya karşı faaliyete geçirmek,  bütün Orta Doğu ülkelerini küçük etnik ve mezhepçi parçalara bölmek ve asla Büyük İsrail’e tehdit olamayacak hale getirmek için burada, Amerika’da İsrail destekli bir darbe dizayn ettiler ki, 11 Eylül saldırısından bu yana olan budur.

Bence bu politika İsrail’in Likud fraksiyonundaki çılgınlar tarafından dikte edildi ve onlar bölge destabilize edilip parçalara bölündüğünde kazanacaklar.

medyaşafak