Siyonist rejim İran karşısındaki kırmızıçizgiyi geçti mi?

Siyonist rejim İran karşısındaki kırmızıçizgiyi geçti mi?
Tahran'ın yeni belirlenen angajman kurallarından öğrenilecek bir şey varsa, o da "İsrail" ile topyekûn bir savaşa girmenin Devrim Muhafızları için hiç sorun olmadığıdır. Biraz sabırla bölgedeki direniş güçlerinin nasıl bir ciddi darbe indireceğini görmek kolay olacaktır. "İsrail", belirli kırmızıçizgileri geçmemesi için defalarca uyarıldı ve öldürdüğü kişilerin mezarları üzerinde dans ederek bu çizgileri sürekli ihlal ediyor.

 

 

Robert Inlakesh

 

 

Al Mayadeen English

 

 

Siyonist rejimin İran karşıtı provokasyonları yıllardır devam ediyor, peki son eylemleri "Tel Aviv"in bedelini ağır ödeyeceği şekilde kırmızıçizgiyi geçti mi?

 

ABD hükümetine Obama dönemi Nükleer Anlaşmasını ihlal etme bahanesi sağlayan ve Tahran'a yaptırım savaşının yolunu açan propaganda kampanyasında "İsrail"in büyük bir rol oynadığı sır değil. İsrail'in İran'ın yakında nükleer silah elde edeceğine ilişkin iddiaları, sabık İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres'in “Tahran'ın 1999 yılına kadar bombaya sahip olacağını” söylediği Ekim 1992'ye kadar uzanıyor. Bu nedenle, bu tür iddialar herhangi bir saygın uluslararası kuruluş tarafından nadiren ciddiye alınıyor.

 

İran'ın nükleer bomba peşinde olduğu iddiasıyla ilgili son korkutma girişimi, bu Salı İsrail Başbakanı Naftali Bennett'ten geldi. Bennett, eski İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya benzer bir tarzda, okul öncesi çocuklara yönelik sunumlar aracılığıyla, "İsrail"in İran'ın nükleer silah programı hakkındaki yalanlarını kanıtlayan gizli dosyalar elde ettiğini iddia etti. Açıkça görülüyor ki, "İsrail'in" yeni çıkan belgelerinin Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı (UAEK) kandırdığını kanıtlaması bir yana, böyle bir nükleer silah programının varlığına dair hiçbir delil de yok.

 

"Tel Aviv"den gelen bu tür propaganda İran için kesinlikle bir baş belası olsa da tam olarak herhangi bir ezici tepkiyi garanti etmez, üstelik Siyonist rejimin son eylemleriyle birleştiğinde, Siyonist davaya yardım etmenin tam tersine de yol açabilir.

 

Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin Ocak 2020'de öldürülmesinde İsrail'in rolü olduğu artık iyi biliniyor. Ardından 27 Kasım 2020'de Mossad adına çalışan ajanlar İran'ın en iyi nükleer bilim adamı Mohsen Fakhrizadeh'i İran topraklarında öldürdü. Ayrıca 2021'de İranlı yetkililerin "İsrail"i suçladığı, Natanz nükleer tesisine yapılan saldırı gerçekleşti. Bunlar, "İsrail"in İran'a yönelik en son provokasyonlarından sadece birkaçı.

 

Mossad tarafından gerçekleştirilen ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) üyesi Hassan Sayyad Khodaei'nin hayatını mal olan son suikast Tahran'da yapıldı. Ertesi gün "İsrail'in" savaş bakanı Benny Gantz, ABD hükümetinin İran Devrim Muhafızları'nı Washington'un "terörist örgütleri" listesinden çıkarma konusunda taviz vermemesini alkışladı. "İsrail"in bu tür suikastları gerçekleştirmekle kalmayıp, böylesi eylemlerle İranlılarla alay etmeye çalıştığı açıkça belli oluyor.

 

Tahran'ın yeni belirlenen angajman kurallarından öğrenilecek bir şey varsa, o da "İsrail" ile topyekûn bir savaşa girmenin Devrim Muhafızları için hiç sorun olmadığıdır. İsrail'in Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında düzenlediği hava saldırısında 2 İran vatandaşının öldürülmesinin ardından İran intikam alacağını duyurmuştu. 13 Mart'ta İran Devrim Muhafızları, Irak'ın Erbil kentine yaklaşık bir düzine balistik füze fırlatarak Mossad üssünü hedef aldı ve raporlara göre 3 Mossad ajanı öldürüldü, 7’si de yaralandı.

 

İran'ın Mart ayındaki misillemesi, İslam Cumhuriyeti'nin zamanı geldiğinde "İsrail" üzerindeki harareti artırmaya istekli olduğunu gösterdi. İran Devrim Muhafızları üyesine yönelik son suikasta Tahran'ın yanıt vereceğine dair açık belirtilere rağmen, "Tel Aviv" yaraya tuz basmaya geldiğinde kendini tutamıyor gibi görünüyor. Bu, İsrail’in İran karşıtı söylemiyle ve ayrıca Filistin Direnişi ile tüm bölgesel güçleri kışkırtarak, yerleşimcilerin geçen Pazar günü Mescid-i Aksa'ya saygısızlık edip tüm kırmızıçizgileri aşmak suretiyle düzenledikleri “Bayrak yürüyüşü"ne izin vermesiyle gerçekleştirilmiş durumda.

 

Biraz sabırla bölgedeki direniş güçlerinin nasıl bir ciddi darbe indireceğini görmek kolay olacaktır. "İsrail", belirli kırmızıçizgileri geçmemesi için defalarca uyarıldı ve öldürdüğü kişilerin mezarları üzerinde dans ederek bu çizgileri sürekli ihlal ediyor.

 

 

Çeviri: Medya Şafak