Bazı Hamas Üyelerinin Batı Medyasındaki Tehlikeli Oyunu

Bazı Hamas Üyelerinin Batı Medyasındaki Tehlikeli Oyunu
Geçtiğimiz haftalarda, Ortadoğu hakkındaki önemli yayınlarda Hamas liderlerinden nakil demeçler ve söylemler dile getirildi; bu demeçler ve meseleler daha çok belli başlı medya organlarıyla yapılan söyleşilerdi ve bunlar grubun ana söylemlerinin hilafında bir boyut taşıyorlardı.

Sorulması gereken şey bu olayın kaynağının neresi olduğudur

“Tabnak” haber merkezinin son olarak bildirdiğine göre, Hamas grubunun iki yöneticisi, İran ile Siyonist rejim arasında olabilecek bir savaşta Hamas'ın savaşa müdahil olmayacağını beyan ettiler.

Bu minvalde, Hamas'ın Gazze'deki ikinci adamı “Mahmud Zahar” “BBC Farsça” ile yaptığı bir mülakatta şunları söylüyor: “Biz bölgesel ihtilafların tarafı değiliz. Biz burada kendimizi İsrail'den korumak için varız.  Eğer İsrail bize saldırırsa biz de saldırırız, eğer saldırmazsa biz de saldırmayız.”

Benzer ifadeleri, Hamas yönetim kurulu üyesi Salah Bardavil de “The Guardian” gazetesine verdiği demeçte dile getiriyor: “Eğer savaş iki kuvvet arasında olursa, Hamas bu savaşın bir parçası olmayacaktır”.

Sözlerine şöyle devam ediyor: “Hamas bölgesel bir birliğin bir parçası değildir. Bizim stratejimiz, kendi haklarımızı korumaktır”.

Eğer bu sözleri, Hamas liderlerinin evvelki sohbetlerinin ya da konuşmalarının yanına koyarsak, işin mahiyeti daha da aydınlanacaktır. En önemli örneklerden birisi, Filistin Devleti Başbakanı İsmail Haniyye'nin Mısır El-Ezher Camii'ndeki konuşmasında Beşar Esed muhaliflerini himaye edebilecekleri yönünde bir tabir kullanmasıydı.

Bu konuşmaları ve demeçleri tahlil ettiğimizde her birkaç metinden ve mekândan birinin göze çarpar nitelikte olduğunu görmekteyiz. Bu sözler ya Batılıların özel medyasında veya El-Ezher gibi Ehl-i Sünnet için önem ifade eden has mekânlarda dile getirilmiştir.

Açıktır ki, Arap ülkelerindeki devrimci gelişmelerin başlangıcından bu yana Batı medya organları, bölge hakkında karar alma sürecinden ve bölge meselelerinden İran'ı uzaklaştırmak için çabalamaktalar. Suriye meselesinde bu çok açık görülüyordu ve şimdi de Hamas hakkında aynı siyaset uygulanmaktadır.

Aslında Batı, bölge ülkelerindeki “Arapçılığı” yükseltmek istiyor ve Arap devletlerinde devrim süresince ortaya çıkan duygusallıktan istifade ederek, Hamas'ı da bu halkaya eklediler ve bu şekilde onu İran'dan ayırmak istemektedirler. Öyle görünüyor ki Hamas liderleri, farkında olmadan Batılıların oyununa dahil olma eğilimi içindeler.

Hamas liderleri şunu bilmeliler ki, şu anki durum, sabit bir durum değil ve Batı da onlarla gerçek bir birliktelik niyetinde değildir, olsa olsa kendi menfaatlerini sağlama yolunda onlardan faydalanma peşindedir. Bugünlerde alışılmadık demeçler veren Hamas liderlerinin akıllarının bir köşesinde bulunsun; bugün onları gündeme getiren Batı medyası, Siyonist rejim karşısındaki direnişlerini terörist hareket olarak tanımlıyor ve onlara terörist gözüyle bakıyordu.

Bugün de, Arap ülkeleri yeni bir sürece giriyorlar ve onlardan hiçbirinin geleceği de belli değil. Hamas bu ülkelere yaklaşıp İran'dan uzaklaşmayı ve böylece yeni müttefikler elde edip bir yandan da Batı'ya yaklaşmayı düşünüyorsa, bu tahlilinde çok acele ettiğini bilmelidir.

tabnak.ir'de yayınlanan bu yazı Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için çevrildi.