Escobar: Bender Bush, Suriye’yi Özgürleştiren Adam

Escobar: Bender Bush, Suriye’yi Özgürleştiren Adam
Pepe Escobar'dan Suudi "Karanlıklar Prensi" hakkında önemli bir yazı...

Bender Bush: Suriye'yi özgürleştiren adam

 

Pepe Escobar

 

Asia Times

 

Yeniden ortaya çıkan ajandan söz edelim. Prens Bender bin Sultan, diğer adıyla Bender Bush (Dubya[1] için aileden biri gibiydi), 2012 yılının Temmuz ayında uğradığı bir suikast girişiminin ardından hakkında çıkan, hem öldüğüne hem de hayatta olduğuna dair bir dolu söylentiyle geçen araftaki bir yıldan sonra ilgi çekici bir şekilde yeniden ortaya çıktı. Bu geri dönüşünde de vakit kaybetmeden Rusya Başkanı Vladimir Putin ile yüzyüze bir görüşme gerçekleştirerek ilgi odağı olmayı başardı.

 

Bob Dylan gibi söyleyecek olursak, Suud Kralı Abdullah “doğmakla değil, ölmekle meşgul.” Ama en azından geçtiğimiz günlerde eline bir kalem alıp Bender'i Suudi İstihbarat Teşkilatının başına atayacak kadar gücü yerindeydi besbelli. Bu atama sonucunda Bender, Suriye üzerindeki ABD-Suud ortaklığı ile yürütülen büyük oyunun da başına getirilmiş oldu.

 

Bender Bush ve Vlad the Hammer[2] arasındaki dört saatlik buluşma şimdiden efsaneleşti. Dışarıya sızan diplomatik yazışmalara göre, Bender, Vlad'dan temel olarak Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a verdiği desteği kesmesini ve uçuşa yasaklı bir bölge hakkında verilmesi beklenen BM Güvenlik Konseyi kararını veto etmek konusundaki kararlılığından vazgeçmesini istedi. (Sanki Moskova 1973 yılında Libya'ya karşı çıkarılan BM kararının tekrarına izin verirmiş gibi). Bunun karşılığında Suud hanedanı Rusya'dan bol miktarda silah almayı vaad etti.

 

Tahmin edilebileceği gibi Vlad bu tekliften etkilenmedi. Bender'in yüzsüz bir şekilde Esad sonrası dönemde ne tür bir düzen kurulursa kurulsun Suudların tamamen kontrolü ellerinde tutacakları hususundaki ısrarına rağmen Vlad'ın fikri değişmedi. Vlad (ve Rus istihbaratı) bunları zaten biliyordu. Fakat Bender işi abartıp, Suudi Arabistan'ın (örneğin Katar'da olduğu gibi) Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerden hiçbirinin Suriye üzerinden geçen boru hatları diyarına yatırım yapmasına müsaade etmeyeceğini ve onların Avrupa'ya doğalgaz satışı yapmasını engelleyerek Rusya'nın (yani Gazprom gibi şirketlerin) menfaatlerine zarar vereceğini taahhüt etti.

 

Bender bu şekilde bir şey elde edemeyeceğini anlayınca, tekrar geri çekildi: Suriye'de tek çözüm savaştır ve Moskova sürekli ertelenip duran II. Cenevre Barış Konferası'nı unutmalıdır zira “asiler” önceden bunu bildirmeseler de bu konferansa asla katılmayacaklardır.

 

Zaten Vlad'ın Suudilerin (Washington'la “işbirliği” içinde) “asi” galaksiyi ele geçirdiği konusunda bir hatırlatmaya ihtiyacı yoktu. Burada Vijay Prashad'ın üstü kapalı bir şekilde belirttiği gibi Katar (pahalı) bir çöp kovasına kapatılmıştır. Suriye'deki Müslüman Kardeşler'i ve onun şaibeli cihad yanlısı kollarını ve dostlarını yalnızlaştırmak Washington'un planının (şayet böyle bir plan varsa tabi) bir parçasıdır.

 

Bender, kendi propagandasına inanacak kadar aptal değil elbette. Rusya'nın Suriye'ye silah satmayı sürdürmenin çok ötesinde, karmaşık jeostratejik menfaatlerinin olduğunu biliyor. Dahası Bender, “Boru Hattı Diyarı”nda, yüzlerini Avrupa pazarına dönen Körfez ülkeleri arasında süregiden rekabetin Moskova'yı ilgilendirmediğinden bile şüphelenmiş olabilir.

 

2009 yılında Şam'ın Suriye üzerinden geçecek bir boru hattı için Katar'la antlaşma imzalamadığını, ancak geçen sene 10 milyar dolar değerindeki İran-Irak-Suriye boru hattı için mutabakat antlaşmasını imzaladığını hatırlamak da yol gösterici olabilir.  Yani Şam için İran'la yapılan antlaşma çok daha kârlı olduğu gibi, şayet boru hattı döşenebilirse Gazprom altyapı ve dağıtım sürecinde bu projenin bir parçası bile olabilir. Moskova'nın ulaştığı sonuç, Gazprom'un Katar doğalgazına karşı Avrupa enerji piyasasındaki sağlam konumunu kaybetmeyeceğidir. Hatta Gazprom'un, tükenmiş, gittikçe kötüleşen, adeta iflas etmiş euro bölgesi üzerinde Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) daha çok nüfuzu var.

 

Vlad'ın korkusu ise Esad sonrası dönemde oluşacak muhtemel kaos ortamının Selefi cihadçılar tarafından istismar edilmesi. Halep ve Grozni arasındaki mesafenin aşağı yukarı 900 km olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Suriye'deki Küresel Cihad hareketi için bir sonraki durak Kafkaslar olacaktır. Tam da bu noktada Bender Bush ve Vlad the Hammer birbirlerine yaklaşabilirler. Bender her ne kadar onları silahlandırıyor olsa da, aslında iki taraf da cihadcıların üzerinde hüküm sürmek istiyor.

 

 

Yeni Afganistan

 

Moskova Şam'ı yalnız bırakmayacaktır. Nokta. Aynı zamanda, Bender'in ikaz ettiği gibi, II. Cenevre Konferansı'nın gerçekleşmesi Obama yönetiminin insansız uçak saldırılarıyla Yemen'de ölüm saçmayı bırakmasından bile daha düşük bir ihtimal gibi görünüyor.

 

Asia Times Online'nın detaylı olarak bildirdiği gibi, oyunun adı pratikte Yeni Afganistan olan Suriye'dir. Suud hanedanı “cihadı” her yönüyle kontrol etmektedir (Washington ise “perde arkasında oyunu idare eden eldir”). Müthiş bir tarihî rastlantı da söz konusu, zira Sovyetler Birliği ile çatışan Suudiler, şimdi Rusya Federasyonu ile savaşıyor. Şu anda Suriye'deki baş silahlandırıcı olduğu gibi baş özgürleştiri olan da Bender'in ta kendisi. Yeniden ortaya çıkan bu ajan gelecekteki kaçınılmaz ve korkunç misillemeyi hesaba katmıyor. Endişe verici olan ise Obama yönetiminin onun arkasında olması.

 

Bender Bush'un Washington'dan onay almadan Moskova'yı ziyaret etmiş olması imkân dâhilinde değildir. O zaman (bu çetrefiili) büyük plan nedir? Obama yönetimi orijinalinin üstünden bir asır geçtikten sonra yeniden uyarlanmış bir Sykes-Picot'ya inanıyor gibi görünüyor.

 

Sorun şu ki, yeni nüfuz alanlarını nasıl yapılandıracakları hakkında bir fikirleri yok. Bir yandan da Suudilerin hammaliye işleri yapmalarına izin veriyorlar. İlk adım Katar'ı devredışı bırakmaktı. Şaşırtıcı bir biçimde, iki ay öncesine kadar ümit vaadeden bir mini-süpergüç olan bu emirlik şimdi iş işten geçtikten sonra es kaza hatırlanan bir konuma düştü.

 

Şimdiye kadar Bender (kanlı) duvar üzerindeki yazıyı görmüş olabilir; Beşar Esad 2014 seçimlerine kadar Suriye'de gücü elinde tutacaktır ve hatta bu seçimlerden de galip çıkabilir. Suudiler beceriksizliğiyle meşhur çırakları olan Saad el-Hariri'nin Lübnan'da Hizbullah'ın siyasi kanadıyla (Avrupalı kanişlerin “terörist” olarak damgaladığı diğer kanat değil) birlikte kuracağı bir koalisyon hükümetini bir tür telafi olarak kabul edebilirler. Fakat bu da çok muhtemel görünmüyor.

 

Peki bu durumda Kurtarıcı Bender ne yapacaktır? Pekâlâ özel jetine atlayıp Dallas'a uçabilir ve Bush'un ailesinin sponsorluğundaki bir bira denizinde hüzünlerini özgürleştirebilir.

 

Pepe Escobar Globalistan: How the Globalized World is Dissolving into Liquid War (Nimble Books, 2007) ve Red Zone Blues: a snapshot of Baghdad during the surge adlı kitaplarının yazarıdır. Obama does Globalistan (Nimble Books, 2009) adlı kitabı da kaleme almıştır.

 

Kendisine şu email adresinden ulaşılabilir: pepeasia@yahoo.com.

 

Çev: Leyla Kader

 

medyasafak.com



[1] George W. Bush için kullanılan bir takma isim.

[2] Vladimir Putin için kullanılan bir takma isim.