Mısır'ı Karıştıran, Irak ve Suriye'de İmzası Bulunan Kont-Gerilla Uzmanı Robert Ford mu?

Mısır'ı Karıştıran, Irak ve Suriye'de İmzası Bulunan Kont-Gerilla Uzmanı Robert Ford mu?
Mısır'daki son katliamdan birkaç gün önce yazılmış, olacakları öngören önemli bir analiz. Irak, Suriye ve Mısır fitnelerinde etkili olan Robert Ford kimdir? Büyük İsrail planının son yıllardaki hadiselerdeki yeri ne?

ABD yönetimi Mısır'ı istikrarsızlaştırmayı ve hatta yıkmayı mı hedefliyor?

 

Dr. Kevin Barrett

 

Press TV

 

ABD hükümeti Mısır'ı istikrarsızlaştırmak ve hatta nihai olarak yıkmak için hedef mi alıyor?


Ölüm mangalarının organizatörü Robert Ford'un yakın zamanda ABD'nin Mısır büyükelçisi olarak atanması, akla bunu getiriyor.   

Ford'un atanması net bir mesaj veriyor: ABD'li politika yayıcılar, Irak ve Suriye'yi yıktıkları yoldan – iç savaş çıkarmak için ölüm mangalarını ve yanıltma harekâtı terörünü kullanarak – Mısır'ı yıkmak istiyor.

Global Studies'den profesör Michel Chossudovsky'ye göre Robert Ford, 2004'te Irak'ta “Salvador Seçeneği”ni uygulamak için meşhur savaş suçlusu John Negroponte ile birlikte çalıştı. Chossudovsky şunları yazıyor: “‘Salvador Seçeneği' ABD destekli ölüm mangalarıyla kitle katliamları yapılmasına dayalı bir ‘terörist model'dir. İlk olarak askeri diktatörlüğe karşı direnişin zirvede olduğu dönemde El Salvador'da (Negroponte tarafından) uygulanmış ve tahminen 75 bin kişinin ölümüne neden olmuştur.” 

Bugünkü Mısır, tıpkı 1980'lerin El Salvador'u gibi, askeri diktatörlüğe karşı direnişin zirvede olduğu dönemi deneyimliyor. Ve Mısır'ın askeri diktatörlüğü (El Salvador'un 1980'lerdeki cuntası gibi) yönetim karşıtı aktivistlere karşı şimdiden kitle katliamlarına başvurdu. Siyasi kitle katliamları organize etme konusunda uzman olan Robert Ford, Mısır rejiminin on binlerce barışçıl protestocuyu katletmesine yardım mı edecek?

Hayır – daha da kötüsü! 

Geçmişte ABD hükümetleri, kendi halklarına karşı kitle katliamları gerçekleştirmesi için diktatörlere doğrudan yardım ederdi. Örneğin 1965'te Endonezya'da, CIA kontrollü ölüm mangaları Suharto rejiminin yaklaşık bir milyon muhalifini katletti. CIA, potansiyel kurbanların isimlerini topladı, ölüm mangalarını eğitti ve onları saldı. Bu CIA ölüm mangaları tarafından katledilen bir milyon insanın çoğu, ölmeden önce vahşi işkencelerden geçirildi.  (CIA elbette işkencecileri şeytanca teknikler konusunda eğitmişti – tıpkı, doktora araştırmamı yaptığım ve CIA tarafından eğitilmiş bir işkenceciyle tanıştığım Fas da dâhil olmak üzere dünya çapındaki onlarca ülkede olduğu gibi.) 

Bugün ABD, Ortadoğu ülkelerini yok etmeye, Asyalı ve Latin Amerikalı diktatörleri desteklemekten daha fazla ilgi gösteriyor. Dolayısıyla ölüm mangalarının kullanımını geliştirdi. Amerika'nın satın aldığı bir kukla diktatörü desteklemek için basitçe hükümet karşıtı aktivistleri öldürmek yerine ABD şimdi, siyasi-dinsel bölünmenin her iki tarafında ölüm mangalarını destekliyor. Amaç: hedef alınan ülkeyi zayıflatmak için iç savaş yaratmak.

Robert Ford'un 2004-2006'da Irak'ta hayata geçirilen “Salvador Seçeneği” budur. Aynı zamanda Ford'un 2011'de Suriye'de hayata geçirilen  “2. Salvador Seçeneği” de budur.  

2004'te Irak direnişi Amerikalı işgalcileri yeniyordu. Bu yüzden Ford ve Negroponte, direnişin çeşitli kanatlarını birbirlerine yöneltmek için ölüm mangalarını ve yanıltma harekâtı terörizmini kullandı. Şii kurbanlara vahşice ve ayrım gözetmeksizin saldırmak için ABD destekli “El Kaide” ölüm mangasını yarattılar. Arkasından geniş Sünni toplumunu soğutmak ve mezhepçi bir iç savaşa yol açmak umuduyla Şiilerin misilleme yapmasını teşvik ettiler (ve bazı örneklerde bunu imal ettiler). 

Amerikan “Salvador Seçeneği” ekibi, bu yıllar boyunca Iraklı sivillere karşı gerçekleşen “intihar bombalamaları”nın önemli bölümünden, belki de çoğundan sorumluydu. Bir Iraklıya kamyonu bir pazara, veya camiye, yahut parka sürmesi ve sonra gelecek talimatları beklemesi için para veriyorlardı. Arkasından kamyon uzaktan kumandayla havaya uçuruluyor, Iraklı da öldükten sonra “intihar bombacısı” olarak yaftalanıyordu.

Ford ve Negroponte, kirli işlerinden bazıları için İngiliz ve Amerikalı yanıltma harekâtı terör birimlerini kullandı. Bu birimlerden birinin Iraklı gibi giyinmiş iki İngiliz Özel Kuvvetler subayı üyesi, 19 Eylül 2005'te Basra'da Irak askerleri tarafından tutuklandı. Bu İngilizler, “Iraklı mezhepçilerin” suçlandığı cami ve pazar yeri bombalamalarını gerçekleştirmişti. Kılık değiştirmiş iki İngiliz askeri tutuklandığı zaman, arabaları silah ve bomba doluydu. Tutuklanmalarını ertesi gününde İngiliz ordusu, iki yanıltma harekâtı teröristinin üzerini örtmek ve Ford, Negroponte ve Basra'daki İngiliz terör ekibinin suçlarını ifşa edecek mahkemeden onları korumak için Basra hapishanesini, duvarlarını tanklarla yıkarak yok etti.  


Irak'taki belki de en büyük ABD destekli yanıltma harekâtı saldırısı – ki Ford ve Negroponte tarafından planlandığı varsayılabilir – 22 Şubat 2006'da Samarra'da El Askeri “Altın Kubbe” camisinin bombalanmasıydı. Mahalledeki tanıklar, bombalamadan önce ABD kuvvetlerinin camiyi kordona aldığını ve kontrol ettiğini aktarıyorlardı. Bombalamanın, o sırada kordona alınmış camiyi tam kontrol altında tutan ABD kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiği konusunda kimsenin kafasında kesinlikle şüphe yoktu. Doğal olarak, bu ABD saldırısı için “El Kaide” suçlandı.

Ford ve Negroponte'nin Irak'taki yanıltma harekâtına dayalı terör saldırısının net sonucu, bugün hala devam eden iç savaş oldu.

Irak'ın ölüm mangaları ve yanıltma harekâtı terörü üzerinden yıkılması o kadar başarılı oldu ki, Ford aynı şeyi yapmak üzere Suriye'ye gönderildi. 2011'de Ford, Suriye büyükelçisiydi – ve birden bir şiddet dalgası, Irak'ta devam eden türden bir iç savaş yarattı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesindeki şiddetin yanıltma harekâtı teröristleri tarafından yaratıldığını sonradan anladı. Olan şey şuydu: Ford'un iyi eğitim almış profesyonel katillerden oluşan ekibi, ABD'nin teşvik ettiği Esad karşıtı gösteriler sırasında çatılara yerleşmişti. Belirlenmiş bir anda sniper'lar ateş açmaya başlayacaktı. Bazı sniper'lar, gösterilere ateş açanın Suriye askerleri olduğu görüntüsünü yaratacaktı. Başka çatılara yerleşmiş diğerleri ise, askerlere ateş açan göstericiler oldukları izlenimini yaratacaktı. 

Kısa süre sonra Esad yanlısı ve karşıtı güçler gerçekten de birbirine ateş eder hale geldi. 

Ford Mısır'da da aynı türden bir fesat organize edecek mi? 

Irak ve Suriye'deki geçmişinden hareketle, beklememiz gereken şey şudur: Ford ve ABD ölüm mangası örgütleyicileri ve yanıltma harekâtı terörü uzmanlarından oluşan (belki Dünya Ticaret Merkezi'ni havaya uçuran bazı kişileri de içeren) ekibi, “radikal İslamcıların” suçlanacağı silahlı saldırılar ve bombalamalar gerçekleştirecektir. Arkasından Mısır cuntasını, halihazırda olduğundan daha da fazla barışçıl göstericiyi tutuklamaya, işkenceden geçirmeye ve öldürmeye teşvik edecektir. Mısır ordusu temel olarak, milyarlarca dolarlık ABD desteğiyle yaratılmış ve bu destekle varlığı sürdürülen bir Amerikan askeri gücü olduğu için, kukla diktatör el-Sisi'nin Amerikan talimatlarını izlemesi gerekecek… ve ülkesini bir iç savaşa batıracaktır. 

ABD gerçekten de Irak ve Suriye'yi yıktığı gibi Mısır'ı da yıkmak istiyor mu?

Göründüğü kadarıyla, evet. ABD'nin demokratik olarak seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'nin devrilmesinin örtülü bir şekilde hazırlamasının nedeninin kısmen, Mursi'nin Etiyopya'nın Nil üzerinde baraj kurma, Mısır'ın su kaynaklarının çoğunu çalma ve Mısır halkının önemli bir bölümünü yavaş bir ölüme mahkûm etme planına karşı güç kullanma tehdidinde bulunması olduğunu belirtmek gerekir.

İşin özü: ABD, Etiyopyalı kuklası üzerinden, on milyonlarca Mısırlıyı öldürecek bir soykırım planlıyor. Eğer bir Mısır lideri, Mursi'nin planladığı gibi, bunu durdurmayı denerse, ortadan kaldırılacaktır.

Neden ABD Ortadoğu ülkelerini yok etme ihtiyacı duyuyor? İronik bir şekilde, bunun ABD çıkarlarıyla bile bir ilgisi yok. Bunun, İsrail'in komşularını yok ederek Büyük İsrail için Nil'den Fırat'a kadar bütün topraklara el koymayı amaçlayan “Oded Yinon planı” ile ilgisi var. İşte bu yüzden İsrail, Gen. Wesley Clark'ın açığa çıkardığı gibi, 11 Eylül darbesi üzerinden ABD'yi ele geçirdi: amaç, Netanyahu'nun, İsrail için Ortadoğu'nun yıkılmasını hedefleyen Oded Yinon planının bir güncellemesi olan “Temiz Defter” belgesine hizmet etmek üzere “beş yılda yedi ülkeyi” yok etme planıydı.

Bu yaklaşan soykırıma direnmenin tek bir yolu var. Dinlerinden ve milliyetlerinden bağımsız olarak bütün Ortadoğu halkları, topraklarının Siyonistlerin desteğiyle yok edilmesine karşı birleşmeli ve direnmelidir.   
 

Çev: Selim Sezer
 

medyasafak.com