Camilerin Morga Dönüştüğü Yer: Mısır

Camilerin Morga Dönüştüğü Yer: Mısır
"Mısır ordusunun ve polisinin masum sivillere karşı yaptığı toplu katliam Mısır toplumunda doldurulması zor bir uçurum yarattı. İleride çok ciddi sonuçları ortaya çıkacak olan bu katliamdan sonra Mısır’ın kendini toparlaması onlarca yıl alabilir. Toplumun içindeki farklılıklar daha da netleşirken, ordu insan hayatına karşı takındığı bu duyarsız tavrın bedelini en ağır şekilde ödeyecektir."

Crescent.online.net

 

15 Ağustos 2013 

 

Mısır ordusunun ve polisinin masum sivillere karşı yaptığı toplu katliam Mısır toplumunda doldurulması zor bir uçurum yarattı. İleride çok ciddi sonuçları ortaya çıkacak olan bu katliamdan sonra Mısır'ın kendini toparlaması onlarca yıl alabilir. Toplumun içindeki farklılıklar daha da netleşirken, ordu insan hayatına karşı takındığı bu duyarsız tavrın bedelini en ağır şekilde ödeyecektir.

 

Kahire, Crescent-online


Ağustos 15, 2013

 

Müslüman Kardeşler ve destekçilerinin kanı dökülmüş olsa da yenilmediler. Dün polis ve askerin içindeki keskin nişancılarla, ağır silahlar taşıyan askerlerin açtığı ateşler sonucu 2,200'ü aşkın ölü ve bir kısmı ağır olmak üzere 10,000 kadar da yaralı olmasına rağmen, bugün bu katliamı kınamak için yeni yürüyüş çağrıları yaptılar.

 

Bir sığınak olarak kullanılan Nasr şehrindeki Rabiatü'l-Adeviye Camii kısa sürede morga dönüştürüldü ve binlerce ölü ve yaralı buraya taşındı. Askeri kuşatma gittikçe daralırken, zemini kana bulanmış bu geçici hastanede tıbbi malzeme sıkıntısı çeken doktorlar ve hemşireler bin türlü imkansızlık içinde ellerinden geldiğince çok insanı kurtarmaya çalışıyorlar. Ölüler ve yaralılar yerlere yayılmış durumda, akrabaları ve arkadaşları ise ölenler için yas tutuyor.


Ölenlerin ve yaralananların kurşunlarla delik deşik olmuş kanlı bedenleri asker tarafından kurulan rejimin silahlı güçlerinin “itidalli” davrandığı yalanını da ortaya serdi. Rejimin Batı'daki destekçileri bile silahsız sivillere karşı bir katliamın yapıldığını saklayamadılar. Sonuçta bu kanları nehir yapıp akıtanlar, yine o nehir içinde boğulacaklardır. Tarif edilmesi güç vahşete ve içlerinde Muhammed Beltagi, İssam el-Aryan, ve Safvet Hicâzi'nin de olduğu bir çok liderinin tutuklu olmasına rağmen Müslüman Kardeşler sinmedi. Beltagi'nin 17 yaşındaki kızı Esma da, dün Rabiatü'l-Adeviye meydanında vurularak öldürenlerin arasındaydı.

 

Ülke olağanüstü hal durumunda kalmaya devam ederken Perşembe günü Müslüman Kardeşler verdiği bildiride “Ölümleri protesto etmek için bugün öğleden sonra el-İmam camiine yürüyüş yapılacağı”nı bildirdi. Müslüman Kardeşlerin sözcüsü Cihad el-Haddad twitter'da şöyle yazdı: “Biz asla şiddete bulaşmayacağız ve barışçıl tavrımızı devam ettireceğiz. Güçlüyüz, cüretliyiz, kararlıyız. Bu askeri darbe rejimini indirene kadar mücadele vermeye devam edeceğiz.”

Kahire'deki Nasr şehrinde el-İmam camisinden bildiren El Cezire muhabiri Jane Ferguson günün erken saatlerinde şöyle dedi: “Burada cenaze törenleri başlarken nereden bakılırsa bakılsın korkunç sahneler var. Kanlı kefenlere sarılmış cesetler yerde yatıyor. Akrabalarından birçoğu ağlarken, içleri de öfkeyle doluyor. Birbiri ardına tabutlar buraya getiriliyor, şu an arkamda neredeyse 100 ceset var” dedi.
 

Oturma eylemi yapan insanlar üzerine asker ve polis vahşice saldırırken, geçmişte Mısır'daki bütün diktatörleri savunan el-Ahram'ın da içinde olduğu rejimin medyası, kasti olarak yaşanan olaylardaki yaralı ve ölü sayısını az gösterdi. Rejimin verdiği rakamlara göre ilk olaylarda yalnızca 19 kişi öldü. Bu sayı daha sonra 23 ve oradan da 58'e yükseldi. Sağlık Bakanlığı da bu rakamı doğruladı. Sahada görev yapan ve içlerinde birçok vurulan ve ölenin olduğu habercilerin verdiği raporlarla ve operasyonların büyüklüğüyle çelişen bu haberlere çok az kişi inandığı için, haberlerin “itibarını” yükseltmek adına Sağlık Bakanlığı'nın ismini kullanmışlardır.

 

Mısır Sağlık Bakanlığı sözcüsü Halid el-Hatib bugün The Associated Press'e verdiği röportajda en az 525 insanın öldüğünü ve bir önceki günkü vahşetten sonra yaralı sayısının da 3,572'ye yükseldiğini söyledi. Her ne kadar yönetim ölümlerin daha yüksek rakamlar olduğunu kabul etse de, bunlar bile hala gerçek verilerin yanında çok düşük kalıyor. Aslında bütün baskıcı yönetimlerin klasik bir özelliği bu şekilde ölenlerin sayısı kademeli olarak söyleyip yaratacakları şok etkisini hafifletmeye çalışmaktır.

 

Askeri idare dezenformasyonla meşgul. Kabinenin basın danışmanı Şerif Şevki, el-Ahram'ın Arabça websitesine verdiği bir demeçte, oturma eylemlerine karşı yapılan saldırının geçen hafta uzlaşmaları için el-Ezher tarafından protestoculara verilen “ültimatom”un süresi geçtikten sonra yapıldığını söyledi. El-Ezher saldırının ardından çok geçmeden bunu yalanlayan bir bildiri yayınladı, oturma eylemlerini dağıtmak gibi bir plandan haberdar olmadıklarını ve ayrıca kurumun “siyasi çatışmaların içine çekilmemesi gerektiğini” söyledi.

 

Bir devlet televizyonunda yayınlanan ses kaydına göre, el-Ezher'in şeyhi Ahmed el-Tayyib “itidal” ve “milli menfaatleri önceleme” çağrısı yaptı. El-Tayyib şiddet ve kan akıtılmasını da reddettiği gibi bunu söylerken de el-Ezher'in mevcut krize siyasi bir çözüm aradıklarını söyledi.


Mısırdaki siyasi gruplar sivillerin katledilmesini açıktan kınamak yerine yayınladıkları donuk bildirilerle bir kez daha geleneksel korkaklıklarını göstermiş oldular. Müslüman Kardeşler'in bu süreçteki müttefiki olan  Selefi Nur Partisi, yaptığı açıklamada oturma eylemlerini dağıtmanın, siyasi vaziyeti daha da  “karmaşıklaştıracağı”nı belirtti. Geçici hükümetin Başbakan yardımcılığından istifa eden Muhammed el-Baradey'in sözcülüğünü yaptığı Milli Kurtuluş cephesi askeri müdahaleyi desteklerken, 6 Nisan Gençlik hareketi ise nabza göre şerbet vererek  akan kandan dolayı “orduyu, içişleri bakanlığını ve Müslüman Kardeşleri” suçladı.

 

Aşağıda Mısır ordusu ve polisi tarafından vurulup öldürülen gazetecilerin isimlerini bulabilirsiniz.
 

- Mick Deane, 61, British Sky News'te kameraman;
- Habibe Ahmed Abdülaziz, 26, BAE merkezli XPRESS'te muhabir;
- Musab el-Şami, (RNN) alternatif bir İslamcı medya kuruluşu olan Rassd haber sitesi için foto muhabir,
- Ahmed Abdel Gawad, devletin işlettiği gazete olan el-Ahbar'da foto muhabir


 

Çev: Leyla Kader

 

medyasafak.com