İranlı Yetkili: Suriye’ye Ancak Cesetlerimizi Çiğneyerek Girersiniz!

İranlı Yetkili: Suriye’ye Ancak Cesetlerimizi Çiğneyerek Girersiniz!
Al Monitor'dan önemli analiz: İranlılar tarafından yapılan ilk hareket en güçlü müttefikleri olan Çinliler ve Ruslara 26 Ağustos’ta şu açık mesajı göndermek oldu: “İran Suriye’nin yanında sonuna kadar duracaktır. Siz vazgeçmeye karar verseniz de biz müttefikimizin yanında durmaya devam edeceğiz. Son nefesimize kadar Suriye’nin yanındayız.”

Ali Haşim

Al-Monitor

28 Ağustos'un öğleden sonrasına dek İranlılar Suriye'ye askeri saldırı ihtimali hakkında açık bir pozisyon göstermemişlerdi. Al-Monitor'un Tahran'daki bir kaynağına göre İranlılar hiç şüphesiz ki bu esnada durum değerlendirmesi yapıyor, ellerindeki seçenekleri tartıyor ve son gelişmelerle uyumlu olarak dosyalarını hazırlıyorlardı. Ayetullah Ali Hamanei'ye, yüksek düzeyli Devrim Muhafızları komutanları ve en yakın askeri danışmanları ile yaptığı zamanı ifşa edilmemiş bir görüşmede tüm planların masada olduğu söylenmişti. Bu kaynak Lübnan'daki Hizbullah liderliği ile Suriyeliler arasında kırmızı telefon (doğrudan hat ile görüşme) olduğunu da doğrulayarak, direniş bloğunun 2011 yılındaki kriz başlangıcından beri bu anı zaten beklediğini vurguluyor.

İranlılar tarafından yapılan ilk hareket en güçlü müttefikleri olan Çinliler ve Ruslara 26 Ağustos'ta şu açık mesajı göndermek oldu: “İran Suriye'nin yanında sonuna kadar duracaktır. Siz vazgeçmeye karar verseniz de biz müttefikimizin yanında durmaya devam edeceğiz. Son nefesimize kadar Suriye'nin yanındayız.” Bu mesajı sonraki bir dizi adım izledi, bunlar arasında ABD'ye ve İngiltere'ye mesaj iletebilecek ülkelerle doğrudan konuşmak da yer alıyordu.

Al-Monitor'un kaynağı şunları söyledi: “İran soğukkanlı diplomasisi ile meşhurdur, onların hareketlerinde niçin yavaş, fakat güvenli davrandıklarının nedeni budur. Suriye'yi tehdit edenler çok açık bir mesaj almışlardı: Böylesi bir savaşın büyüklüğünü kontrol etmek mümkün değil ve İran ve bölgedeki müttefikleri Suriye'nin düşmesine izin vermeyecekler.”

26 Ağustos'ta, BM'nin Politik Büro Genel Sekreter Yardımcısı ve eski bir diplomat olan Jeffrey Feltman, İranlılardan Suriye'ye saldırılması hadisesinde sessiz kalmalarını istemişti. İran bu uyarıyı ciddiye aldı ve Şam'ı bu saldırıdan korumak için yollar aramaya koyuldu.

Söz konusu İranlı kaynak Al-Monitor'a “Amerikalılar bu saldırının sınırlı olacağını ve 2. Cenevre Konferansı'na gitmeden önce güç dengesinin restorasyonu için temel önemde olduğunu söylüyorlar. İran ise böylesi bir saldırıya asla destek vermeyecek ve bunu durdurmak için her çeşit baskıyı uygulayacak. Ama yine de saldırı gerçekleşirse, o zaman ne uygunsa onu yapacağız” açıklamasını yaptı.

İran'ın sözlüğünde “uygun olan” demek her anlama gelebilir, yani hiçbir şey yapmamaktan savaş ilan etmeye ya da ikisi arasındaki bir şeye varıncaya dek. Fakat Tahran ve Hizbullah'ın son iki yılda Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a verdikleri tüm o desteği göz önüne aldığımızda, bir saldırıyı er ya da geç bir çeşit cevap vermeden geçiştireceklerini tasavvur etmek çok zor.

28 Ağustos'ta ise medya İran'ın üst düzey siyasi ve askeri yetkililerinin açıklamalarıyla doldu. O gün Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile yaptığı bir görüşmede Ayetullah Hamanei şu uyarıyı yaptı: “Amerika'nın müdahalesi bölge için bir felaket olacaktır. Bölge bir barut ambarı gibidir ve gelecek hakkında tahminde bulunmak mümkün değildir.” Kısa bir zaman sonra da Ruhani vaziyet hakkında kendi görüşlerini şu şekilde dillendirdi: “Ortadoğu halkları yeni bir savaşı kabul etmiyorlar ve bölgedeki her hangi bir maceracılık bölge ve dünya istikrarına onarılması mümkün olmayan tehlikeler arz edecektir ve hiç şüphesiz bölgede aşırıcılık ve terörizmin yayılmasıyla sonuçlanacaktır.”

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve Meclis Sözcüsü Ali Laricani'nin her ikisi de savaşın kötü sonuçları hakkında uyarıda bulundular. Al-Monitor'un kaynağı ayrıca şunları söyledi: “Sınırlı ya da sınırsız saldırının garantisini kim verebilir ki? Tabii ki hiç kimse. Bu bana Libya ile yapılan iki sene önceki savaşı hatırlatıyor. BM Güvenlik Konseyi'ni ve Rusya'yı uçuşa kapalı alan oluşturacağız diye kandırmışlar, sonra da Kaddafi'yi düşürüp öldürene kadar her şeyi yapmışlardı. Eğer aynı şeyi Suriye'de de yapmak isterlerse bu sefer ölü bedenlerimiz üzerinde yürümek zorundalar.”

İranlılar mesajlarının “Amerikalılar tarafından dikkatlice okunduğuna” inanıyorlar ve o mesaj da şundan ibaret: “Suriye'yi vurmak önceki her şeyden daha beter olacak yaygın bir savaşa yol açar.”

Ardından, başka İranlı yetkililer de açıklamada bulundular. Bu bağlamda, Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, açık bir şekilde “Şam bölgesinin (Suriye ve Lübnan) İran için bir kırmızıçizgi olduğunu ve Amerikalılar için de mezarlık olacağını” söyledi.

Süleymani'nin bu açıklamalarını General Muhammed Ali Caferi'nin yaptığı başka bir açık tehdit izledi. Devrim Muhafızları Komutanı Caferi, Suriye'nin ABD için ikinci bir Vietnam olacağı uyarısında bulundu.

Çev: Ozan Kemal Sarıalioğlu

medyasafak.com