Cartalucci: BM’nin Suriye Raporunu Çarpıtmak için İcat Edilen 5 Yalan

Cartalucci: BM’nin Suriye Raporunu Çarpıtmak için İcat Edilen 5 Yalan
"Şüphe yaratır şekilde atılmış bir dizi manşet, süreci yakından incelemeyen okuyucuların zihninde BM’nin Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki “teyidini” Batı’nın bu silahların Suriye hükümeti tarafından kullanıldığı iddialarıyla bağlantılandırmaya çalışıyor."

BM'nin Suriye raporunu çarpıtmak için icat edilen 5 yalan

 

Tony Cartalucci

 

Press TV

 

BM'nin Suriye'ye ilişkin kimyasal silah raporunun açıklanmasından önceki günlerde öngörüldüğü gibi Batı, 21 Ağustos 2013'te Suriye'nin başkenti Şam'ın doğusundaki varsayılan kimyasal silah saldırılarıyla ilgili bocalayan anlatılarını desteklemek üzere bulguları çarpıtmaya başladı.


Amaç elbette, Suriye hükümetini şeytanlaştırmaya devam etmek ve eş zamanlı olarak, Suriye'nin kimyasal silah stoklarının bağımsız gözlemciler tarafından kontrol edilmesini ve yok edilmesini hedefleyen son Suriye-Rusya anlaşmasını sabote etmektir.
 

Şüphe yaratır şekilde atılmış bir dizi manşet, süreci yakından incelemeyen okuyucuların zihninde BM'nin Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki “teyidini” Batı'nın bu silahların Suriye hükümeti tarafından kullanıldığı iddialarıyla bağlantılandırmaya çalışıyor. İlave olarak ABD, İngiltere ve Fransa hükümetleri,Suriye hükümetine karşı hâlâ temelsiz olan suçlamalarını desteklemek üzere BM raporunu çarpıtmak amacıya tasarlanmış bir imalatlar listesi oluşturdu.


BBC'de yayınlanan "ABD ve İngiltere, BM kimyasal silah raporunun ‘Suriye'yi suçladığı' konusunda ısrarlı” başlıklı makale, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde şu vurguyu yapıyor:

 

BM raporu saldırı için suçlamada bulunmadı, kimseyi bu suçtan muaf da tutmadı.


Ancak bu, BM Dışişleri Bakanı William Hague'in şu sözleri sarfetmesini engelleyemedi: 

 

Rapordaki bol miktardaki teknik ayrıntıdan – saldırının büyüklüğüyle ilgili ayrıntılar, farklı laboratuarlardan alınan numune testi sonuçlarının birbiriyle aynı olması, tanık ifadeleri ve kullanılan cephanelerle izledikleri güzergah hakkındaki bilgiler dâhil – çok açık bir şekilde görülmektedir ki, Suriye rejimi sorumlu olabilecek tek taraftır.


Aynı şekilde ABD'nin BM Büyükelçisi Samantha Power da şunları söyledi: 


BM raporunun teknik ayrıntıları, bu büyük ölçekli kimyasal silah saldırısının sadece rejim tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini açıkça ortaya koyuyor.


Fransız Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un da şunları söylediği aktarıldı: 

 

Bulgulara dikkatli bir şekilde baktığınızda, kullanılan zehirli gazın miktarı, niteliği ve bu gazları taşıyan silahların güzergahı, saldırının kaynağı konusunda kesinlikle hiçbir şüphe bırakmıyor.

 

Washington Post bir adım daha ileriye gitti ve belki ahmaklıkla, Batı'nın son BM raporunu çarpıtmak için kullandığı her bir imalata dair ayrıntılı izahta bulundu. "BM kimyasal silah raporu Esad'ın hayli aleyhinde" başlıklı makalede 5 nokta sıralandı ve BM raporunun neden Suriye hükümetine “işaret ettiği” açıklandı. 

 

1. “Kimyasal silahlar, isyancıların kullanmadığı cephaneler yoluyla kullanıldı”: Bu iddia, blogunda çatışma boyunca kullanılan silahları belgeleyen, İngiltere'de, koltuğundan Suriye krizini gözlemleyen, “Kahverengi Musa” diye de bilinen “Suriye gözlemcisi” Eliot Higgins'e yapılan referansı da içeriyor.  
 

Her ne kadar Higgins bu çok geniş çaplı roketlerin (140mm ve 330mm) Suriye sınırları içinde ve üzerinde faaliyet yürüten teröristlerin elinde kullanıldığının (kendisi tarafından) görülmediğini söylese de, eski yazıları yapım ve operasyon bakımından benzer, fakat daha küçük roketlerin kesinlikle militanların ellerinde kullanıldığını gösteriyor.
 

Washington Post her nedense bu büyük roketlerin militanların erişiminin olmadığı bir “teknolojiyi” gerektirdiğini ileri sürüyor. Bu, kategorik olarak yanlıştır. Bir roket basit bir borudan fırlatılır ve teröristlerin daha büyük roketler için ihtiyaç duyabileceği tek ilave teknoloji, bunların üzerine yükleneceği bir kamyondur. Çalınan tankları sahaya çıkaran bir silahlı cephe için, metal boruları yükleyecek kamyonlar bulmak çocuk oyuncağı gibi görünebilir – özellikle de yabancı müdahaleyi haklı gösterecek ve bocalama halindeki hücumlarını kurtaracak sahnelenmiş bir saldırı gerçekleştirmek için. 

 

2. “Sarin, rejimin kontrolündeki bir bölgeden fırlatıldı”. Washington Post şu iddiada bulunuyor: 
 

“Rapor, havan toplarının, hedef alınan mahallenin kuzeybatısından geldiği sonucuna varıyor. Bu bölge Suriye rejim güçlerinin kontrolündeydi ve hâlâ öyle, ve bir Suriye askeri üssüne çok yakın. Eğer havan topları Suriyeli isyancılar tarafından fırlatılmış olsaydı, isyancıların kontrolündeki güneydoğu tarafından gelmesi gerekirdi.” 
 

Washington Post'un bahsetmediği şey BM ekibinin bizzat kendisinin, bulgularının güvenilirliği için getirdiği “sınırlamalar”dır. Raporun 18. sayfasında,  (pdf dosyasının 22. sayfasında) BM şunları söylüyor: 
 

“Her iki bölgede de detaylı bir araştırma yapmak ve numune almak için zaman çok sınırlıydı. Soruşturma öncesinde ve sırasında bölgeleri başka kişiler de gezdi. Parçalar ve diğer muhtemel kanıtlar, soruşturma ekibinin gelişinden önce açıkça ellenmiş/kaldırılmıştır.” 
 

Militanların saldırıdan sonra, BM personelinin soruşturmasına kadar olan dönemde ve soruşturma sırasında bölgeyi kontrol etmeye devam ettiği belirtilmelidir. Kanıtlara dokunulması veya kanıtların gizlenmesi, “muhalefet” üyeleri tarafından yapılmış olmalıdır – ve kuşkusuz Suriye hükümeti, silahlarını kendisini de içine alacak yönlere çevirmeyecektir. 

 

3. “Kimyasal analiz, sarinin muhtemelen kontrollü ikmal maddelerinden geldiğini gösteriyor”. Washington Post şu iddiada bulunuyor: 
 

“BM denetçileri 30 numuneyi analiz etti ve bu numunelerin sadece sarin değil, aynı zamanda ‘dayanıklaştırıcılar gibi bağlantılı kimyasallar' içerdiğini buldu. Bu, kimyasal silahların, bunları kullanma konusunda eğitim almış birliklerin kullanımı için işlenmiş olabilecekleri, kontrollü saklama ortamlarından geldiğine işaret ediyor.”
 

Sadece şunu söylemek gerekir ki, sahnelenmiş bir saldırı da stabilize kimyasal silahlara ve bunları kullanma konusunda eğitim almış personele ihtiyaç duyacaktır. Libya'da bulunan stoklardan, Suudi Arabistan veya Katar üzerinden ABD, İngiltere veya İsrail tarafından gizlice transfer edilen kimyasal silahlara kadar, olası kaynaklar için noksan ikmal yoktur.
 

“İsyancıların” kimyasal silah kullanmak için gerekli eğitime sahip olmamasına gelince, ABD politikası bu ihtiyacı görmüştür ve onlar gerekli eğitimi aldıkları gibi, aktarıldığına göre kimyasal savaş alanında uzmanlaşmış Batılı savunma anlaşması firmaları Suriye içinde militanlarla birliktedirler. CNN, 2012 senesinde yayınlanan “Kaynaklar: ABD Suriyeli isyancılara kimyasal silah eğitimi verilmesine yardım ediyor” başlıklı makalede şunları aktarmıştı:   
 

“Önde gelen bir ABD yetkilisinin ve çok sayıda diplomatın Pazar günü CNN'e söylediğine göre, Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupalı müttefikleri, Suriyeli isyancılara Suriye'deki kimyasal silah stoklarını nasıl ele geçireceklerine dair eğitim vermek üzere savunma anlaşması firmalarını kullanıyor.

 

Kaynaklara göre Ürdün'de ve Türkiye'de gerçekleşen eğitim, stokların izlenmesini ve ele geçirilmesini ve silah tesisleriyle malzemelerinin kullanılmasını içeriyor. Yetkililerden birine göre, bazı anlaşma firmaları tesislerden bazılarını izlemek üzere Suriye'de sahada, isyancılarla birlikte çalışıyor.” 


4. “Topların üzerindeki kiril karakterleri”. Washington Post şu iddiada bulunuyor: 
 

“Havan toplarının üzerindeki Rus harfleri, güçlü bir şekilde bunların Rus yapımı olduğuna işaret ediyor. Rusya elbette Suriye hükümetinin önde gelen silah tedarikçisidir, ancak daha önemlisi, isyancılara doğrudan veya dolaylı olarak silah tedarik etmemektedir.” 


Washington Post'un mantığı ilk bakışta bile çöküyor. Suriye içinde faaliyet yürüten teröristler de Rusya menşeli tüfeklere ve hatta tanklara sahiptir – bunlar çatışmayı sürdürmek için NATO ve bölgesel müttefikleri tarafından inşa edilen geniş bir gizli silah ağı üzerinden elde edilmiş veya çalınmıştır.
 

İlave olarak, eğer saldırılar teröristler ve onların Batılı destekçileri tarafından sahnelenmişse, bunlar özellikle Batı'nın lehine böylesi derin bir jeopolitik değişim yaratma sonucu getirecek saldırılarsa, bunların Suriye hükümetinden kaynaklandığı görüntüsü vermek için biraz zaman harcanacağı ileri sürülebilir. Militanların kendisi tarafından bir militan bölgesine yapılacak bir saldırıda kimyasal silah kullanılması, tanımı itibariyle, yoğun bir şekilde kullanılan silahlara eşlik edecek ayırt edici işaretleri yahut kanıtları gerektirecek bir “yanıltma harekâtı” saldırısını teşkil edecektir. 


5. BM Genel Sekreteri'nin rapor hakkındaki yorumları. Bizzat Washington Post bu noktanın belirsiz niteliğini kabul ediyor ve şunları söylüyor: 

 

"Bu belki de en değişken noktadır, ancak Genel Sekreter Ban Ki-moon'un raporu tartıştığı basın toplantısındaki açık alt metni görmezden gelmek kolay değildir…”

 


Washington Post'un ve onun yayın kurulunu yönlendiren çıkar gruplarının, neden BM raporunun bir şekilde Suriye hükümetine işaret ettiğini anlatacak 5 adet makul derecede ikna edici argüman geliştirememiş olması, Başkan Beşar Esad'a işaret eden “bol miktardaki teknik ayrıntı” üzerine de şüphe düşürüyor.   
 

BM raporu, kimyasal silahların kullanıldığını teyit etmektedir; bu, BM soruşturmasından önce veya sonra çatışmanın taraflarından birinin ileri sürdüğü bir nokta değildir. Batı'nın şu anda yapmaya çalıştığı şey, anlatısını raporun arkasına saklamak ve bir kez daha, hem örtülü bir şekilde, hem de resmi dış politikanın bir unsuru olarak Suriye'ye karşı sürdürdükleri savaş için temelsiz bir meşrulaştırma yaratmaktır.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com