Hizbullah ve Hamas: Suriye Kasırgasını Atlatmak

Hizbullah ve Hamas: Suriye Kasırgasını Atlatmak
Hamas’ın önde gelen sorumlularından birisi, “Bizim atılan sloganlarla bir alakamız yok. Bu sloganlar caminin içerisinde değildi, dışarıdan geliyordu ve bu şahıslar bizim üyelerimiz de değillerdi. Bu sloganlar Haniye’yi şaşırttı, bunu kürsüdeyken yüzünün aldığı şekilden anlayabilirsiniz” diyor.
Hizbullah ve Hamas: Suriye Kasırgasını Atlatmak

Qassem Qassem

 

Her ne kadar bu kardeşler arasında politik ayrılıklar olsa da, aralarındaki ortak paydalar bölünmelerine izin vermeyecek kadar fazla. Bir Hamas üyesi de, “Gazze’de olanlara ve direnişin roketlerini ateşleme biçimine bakın, Hizbullah ile ilişkilerimizin doğasını anlayacaksınız” diyor.

1992 kışında İsrail, Filistinli grupların üst düzey üyelerini Güney Lübnan’daki Marj al-Zuhour bölgesine sürgün ettiğinde Hizbullah ve Hamas ilk defa yüz yüze görüşmüş oldular.

Hamas’ın önde gelen yetkililerinden birisi Hizbullah günlük olarak Hamas liderleriyle görüştü ve “Bizim düşüncelerimiz ve inançlarımızla ilk elden” bir tanışıklık elde etti diyor. Filistin İslami hareketi Lübnan direnişiyle o günlerde ilişkilerini derinleştirdi. İki grup birlikte ortak düşmana karşı, İslami bir yönle hareket ettiler.

İki grup arasındaki dostluk su götürmez olsa da, belli meselelerdeki fikir ayrılıkları aralarındaki ilişkiyi gerginleştiriyor bazen. Son fikir ayrılığı da Hamas’ın Suriye’de olanlar konusunda takındığı tavırla alakalı. Son birkaç ayla birlikte, grup Suriye’yi ağırlıklı olarak terk etti.

Hamas’ın Suriye’den çekilmesi ve takındığı tavırdan ve özellikle Hamas lideri İsmail Haniye’nin Kahire El-Ezher Camisi’nde, katılımcıların “İran’a Hayır, Hizbullah’a Hayır, Suriye, Suriye, İslami Suriye” sloganları atarken yaptığı konuşmasından sonra, hareketin, Hizbullah ve Lübnan’daki takipçileriyle ilişkilerinde bir gerginlik meydana geldi.

Hamas’ın önde gelen sorumlularından birisi, “Bizim atılan sloganlarla bir alakamız yok. Bu sloganlar caminin içerisinde değildi, dışarıdan geliyordu ve bu şahıslar bizim üyelerimiz de değillerdi. Bu sloganlar Haniye’yi şaşırttı, bunu kürsüdeyken yüzünün aldığı şekilden anlayabilirsiniz” diyor.

Hamas görevlileri her şeye bir açıklama getiriyor gibi görünüyorlar. Bu olaydan önce de, Gazze’de Filistin polisi İmam Hüseyin’i anma merasimini dağıtmıştı. Aynı zamanda, Gazze içişleri bakanlığı da, “Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar Şiiler de dâhil tüm görüşlere saygı” vurgusunda bulunuyorlar. Onlar olayı “grubun yasadışı bir şeyler hazırlığında olduğunu” söyleyerek örtbas ettiler.

Hizbullah bu olayları büyük bir dikkatle izliyordu. Hamas yetkilisi derhal Hizbullah ile görüştüklerini ve olayı açıkladıklarını söylüyor.

“Biz onlara medyanın olayı abarttığını, gruba hastanede saldırılmadığını söyledik. Tüm olan ifadelerin alınmasıdır” dedi ve sözlerine söyle devam etti: “İçişleri bakanlığı evlerin birinden bağrışmaların geldiğine dair bir ihbar aldı bu yüzden polis tartışmaya bir nokta koymak için oraya gitti.”

Ancak Hamas için ana problem Hizbullah’ın Hamas’ın Suriye meselesinde aldığı konum dolayısıyla belirttiği kırgınlıktır. Buna rağmen, Hamas ve Hizbullah yöneticileri arasındaki dostluk yıkılmış değil.

Ne zaman Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın konuşmasında “Filistin direnişi” geçse kameralar ön sırada duran Hamas’ın Lübnan’daki lideri Ali Baraka’ya odaklanıyor.  Öyle ki, önde gelen Hamas liderlerinden birisi “Ali Baraka’nın yüzü Nasrallah’ın yüzünden daha fazla gösterildi” diyor. Hamas bunun Hizbullah’ın “direniş hareketi her ne kadar politik olaylarda ayrılsa da, silahlarımız bizleri birleştiriyor” mesajı olduğuna inanıyor.

Hamas yetkilisine göre, Hizbullah ve Hamas ilişkilerinin sıcaklığı “ılık”tan “sıcağa” doğru gitmekte.  Yetkili, iki grup arasındaki askeri ittifakı ima ederek, “Aramızdaki ittifak halen en üst düzeyde ve medyada ifade edemediğimiz şeyler (var)” diyor.

Ortak toplantılara katılanlardan birisi, bazı Arap devrimleri ve mevcut olaylar hakkında bazı fikir ayrılıkları var ancak “farklılıklara saygı gösterilerek, bu ‘kibar bir anlaşmazlık’ olarak adlandırılmalı” diyor. Ayrıca şöyle devam ediyor: “Anlaştığımız hususlarda birlikte çalışıyoruz ve anlaşmadığımız şeylerde de birbirimizi hoş görüyoruz.”

Bir Hamas üyesine göre, Suriye’de olanlar iki boyuta sahip: “bir boyutu rejim tarafından kabul edilen popüler kanuni istekler ve diğer boyutu ise, Suriye iç krizinde rejim tarafından yanlış yönetilen ve dış güçlerin istismar ettiği meseleler.”

Aynı kişi, “Hizbullah bizimle içteki boyutu dış komploya bağlamasıyla (oysa ki Hizbullah ta en başından beri Suriye halkının meşru taleplerinin arkasında olduğunu söylüyor, editör notu) ayrılıyor ve Suriye’de olan bitenleri bir komplo olarak görüyor” diyor.

Bugünlerde, Hamas’a göre öncelik, Suriye iç cephesini kuvvetlendirmek ve krizi sonlandırmak, böylece rejim ve Suriye halkının dış komploya karşı birlikte hareket edebilmesinin önünü açmak.

Hareketin üyelerinden birisi Suriye’de olan bitenler konusunda Hamas’ın tutumunu açıklıyor, diyor ki: “Hizbullah bizim tutumumuzu yanlış anladı… Bizler Suriye’nin iç meselelerine karışmıyoruz. Ne bu gruplara destek çağrısında bulunduk, ne karşı durduk, ne de rejime karşı insanları desteklemekteyiz.”

Aynı kaynak sonra şöyle devam ediyor: “Hamas’ın resmi tutumu, Suriye krizine Suriye halkının özgürlük, adalet ve reform taleplerine karşılık verecek ve Suriye’nin birliğini, güvenliğini ve istikrarını koruyacak, Suriye’yi İsrail’e direnen bir devlet olarak devam ettirecek politik bir çözüm bulmaya davettir.”

Hamas yetkilisi “Açıkça görülmektedir ki, biz asla Suriye rejimine ve liderine karşı saldırıda bulunmadık, biz onlara karşı sadığız çünkü tüm dünya bizi terk ettiğinde onlar bizimle birlikte durdular. Biz sadece, halkın isteklerini destekliyoruz, kimse halka karşı olamaz diyoruz” şeklinde konuşuyor.

Ayrıca aynı yetkili, “Hamas’ın müttefiklerinin bir kopyası olamayacağını, bu nedenle hareketin rejim tarafından kabul edilen belli meşru istekleri olduğuna ve Suriye’de önceliğin kanın durması gerektiği olduğuna inandığını, Suriye’nin Filistin ve Lübnan direnişine verdiği destekten kaynaklanan dış komplolarla meşru istekler konusunu birbirinden ayırdıklarını” dile getirdi.  

Hamas lideri, duruşlarından ötürü, hareketin Hizbullah destekçileri arasında göreceli oranda bir destek kaybettiğini anlıyor ve “Suriye’de olan bitenler yüzünden, Hizbullah da bizim cephemizde biraz destek kaybetti ancak bizler aramızdaki toplantılarda Hizbullah mensubu kardeşlerimizle aynı hedefi paylaştığımızı dile getiriyoruz” diyor.

Bir Hizbullah üyesi ise “Hamas istisnai ve hassas koşullardan geçiyor ve biz hareketin konumu ve hassasiyetlerini anlayışla karşılamalıyız” diyor.

Ayrıca, “Üyelerimiz arasında Hamas’ın politikası hakkında belirsiz, stresli ve karışık bir hava hâkim. Biz bununla iç önlemler alarak mücadele ediyoruz” diyor. Hizbullah’ın Hamas ile ilişkiler konusunda “olumsuz bir ortam” yaratmaktan kaçındığını da ifade ediyor.

Her ne kadar bu kardeşler arasında politik ayrılıklar olsa da, aralarındaki ortak paydalar bölünmelerine izin vermeyecek kadar fazla. Bir Hamas üyesi de, “Gazze’de olanlara ve direnişin roketlerini ateşleme biçimine bakın, Hizbullah ile ilişkilerimizin doğasını anlayacaksınız” diyor.

 
Al-Akhbar.com sitesinde yayınlanan bu makale Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için tercüme edildi.