"Bahreyn Yöneticilerinin Tavrını Suudi Arabistan ve ABD Belirliyor"

"Bahreyn Yöneticilerinin Tavrını Suudi Arabistan ve ABD Belirliyor"
Bahreyn Adalet ve Kalkınma Hareketi’nin önde gelen üyelerinden Kavakeb, Bahreyn kralının halkına nasıl davranması konusunda Suudi Arabistan ve ABD’den emir aldığını dile getiriyor

Bahreyn Yöneticilerinin Tavrını Suudi Arabistan ve ABD Belirliyor

 

Bahreyn Adalet ve Kalkınma Hareketi'nin önde gelen üyelerinden Kavakeb, Bahreyn kralının halkına nasıl davranması konusunda Suudi Arabistan ve ABD'den emir aldığını dile getiriyor.

Suudi destekli El-Halife hanedanı rejimi, bir yıl önce halk gösterileri başladığından beri muhalif halka çok ağır şekilde yanıt verdi. Press TV Londra'da Bahreyn Adalet ve Kalkınma Hareketi üyelerinden Dominic Kavakeb ile olayları değerlendirmek üzere bir söyleşi gerçekleştirdi. Görüşmede aynı zamanda Wisconsin'de İslami Çalışmalar uzmanı olan Dr. Kevin Barrett'in de görüşlerine başvuruldu. Aşağıda sizlere görüşmenin Kavakeb ile geçen kısmının metnini sunuyoruz:

Sayın Kavakeb, Suudi Arabistan destekli ölümlere sebep olan baskılara rağmen, muhalefet hareketi ivmesini yitirmedi. Neden? Ve sizce bu hareket ne kadar devam edecek?

Bence muhalifler gerçek demokrasiyi elde edince kadar devam edecekler, sanırım geçen yıl boyunca bunu gösterdiler. 9 Martta, sadece birkaç hafta önce, Bahreyn tarihindeki en büyük gösteriye şahit oldu.

Tam olarak bilmiyoruz ama 250.000 ila 400.000 kişi sokaklara çıktı ve demokrasi talebinde bulundu. Bu yüzden siz kesinlikle haklısınız, onlar bir yere gitmeyecekler, sokaklara çıkmaya devam edecekler ve şiddetli bir baskıya maruz kalacaklar.

Yarın, Kral tarafından kurulan Bahreyn bağımsız araştırma komisyonu, krala uygulamalar hakkında rapor sunacak, biliyor musunuz yapılanlarla önerilenler birbirlerinden çok uzak. Dünya'ya koca bir yalan söylemiş olacaklar, orada öylece durup, Bahreyn'de reformlar yapılıyor, değiştik, aşırı güç kullanılmıyor artık diyerek. Ama biz böyle olmadığını gördük. Hafta sonu öldürülen iki göstericiyle birlikte sadece bu sene 25 gösterici öldürüldü. 78 şahsın şu ana kadar öldürülmesi halen şiddet yüklü bir baskının mevcut olduğunu gösteriyor ama insanlar geri çekilmeyecekler.

Bahreyn'de her şehit haberiyle birlikte, daha fazla insanın sokaklara çıktığını, daha fazla kişinin protesto ettiğini ve daha fazla insanın özgürlük ve demokrasi istediğine inanıyorum ve bu böyle devam edecektir. İşte bu yüzden şimdi reformlara ihtiyaç duymaktayız.

Ve diyalog peşine gelecek demokratik bir reform sürecine ihtiyacımız var. Eğer böyle olmazsa, insanlar her şeyi apaçık ederek, sokaklara inmeye devam edeceklerdir.

Bahreyn'deki durumu diğer Arap ülkelerindekiyle ve dinmek bilmeyen Suriye meselesiyle karşılaştırdığımızda, aynı tepkileri göremiyoruz değil mi? Suudi Arabistan'ın askeri bir müdahaleyle geçen yıl Bahreyn'e girip, şimdi de Suriye'de reforma ihtiyaç var, bu yüzden muhalifleri desteklemeliyiz demesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Elbette bu koca bir ikiyüzlülüktür. Suudi Arabistan'da ve diğer ülkelerden bu gibi sözler işitmek çok saçma ve bu onların demokrasiden çok kendi çıkarlarıyla ilgilendiğinin delilidir. Aslında onlar bir şeyi çok açık olarak gösterdiler ki, işlerine gelen yerlerde değişim için uğramaktadırlar.

Onlar Körfez ülkelerinde meydana gelecek herhangi bir demokratik değişimi desteklemezler. Bu Suudi Arabistan ve diğerleri için kabul edilemez bir şeydir. Bugün ve yakın gelecekte de öyle olacak, zira bunun kendi yönetimleri için de menfi tesirler bırakacağının farkındadırlar. Bilirsiniz ki, onların Suudi Arabistan'daki gücü en yüksek konumunda değil artık. Bence onlar Körfez'de demokratik bir başkaldırı istemiyorlar çünkü bu onları tehlikeye sokacaktır.

Bu yüzden olaylar böyle gelişti. Bahreyn'in uluslararası toplumdan diğer bölgelere gösterilenler kadar destek alamaması utanılacak bir şey ve biz bunu Bahreyn'de yaşadık. Polis sisteminde reform yapma niyetinde olan önceki polis şefi John Yates, 2011 Aralık'ından beri muhalefete katılmış durumda. Onun yönetimi devrinden bu yanan 25 kişi öldürüldü.

Aslına bakarsanız uluslararası hükümetler bizlere hiç de yardım etmiyor ve Bahreyn hükümetini eleştirecek herhangi bir sözden açıkça kaçınıyorlar.  Onlar hükümeti demokratik reformlara çağırmalıdırlar çünkü şu anda ihtiyacımız olan şey tam olarak bu.

Muhaliflerin gözünde Bahreyn rejimi ne kadar zayıf görünüyor? Birçok kişi bunu analiz ediyor ve Bahreyn rejiminin kendi kararlarını almadığını, muhaliflerle nasıl anlaşacağı, muhaliflerle diyaloga başlama ve bazı reformları yapma konusunda emirleri Suudi Arabistan ve ABD'den aldığını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Sanırım bu doğru. Bence Bahreyn yönetimi aşırı bir şekilde Suudi Arabistan'a güveniyor. Onların etkisine çok güven duymaktalar ve Suudilerden bir öneri gelmeden kendi başlarına karar alabilecek durumda değiller. Sadece siyasi kararlar değil, hatta ekonomik ve kültürel konularda bile. Bu da Bahreyn için çok can sıkıcı bir şey.  İşte yaşanan da tam olarak bu.

Ancak söylemesi çok kolay olan bir şey var ki Bahreyn yönetimi kesinlikle çok zayıflamıştır.  Protestolar başladığından bu yana, yönetici aile içerisinde de ayrışma meydana gelmiştir. El-Halife ailesi içerisinde demir yumruk düşüncesinde olan bir grup varken, ılımlı, orta yolu arayan bir grup da var.

Çok açıktır ki, demir yumruk yanlısı grup emirlerini Suudi Arabistan'dan alıyor, bu onların idare etme biçimi çünkü.

Bu aynı şekilde Bahreyn için birçok soruna sebep oluyor çünkü Bahreyn halkı sadece kendi krallarına karşı demokrasi mücadelesi vermiyorlar, aynı zamanda Suudi Arabistan'a karşı da mücadele ediyorlar. Ve herkes Suudi Arabistan'ın dünyada nasıl bir güce sahip olduğunu, Batı ülkelerinden ne kadar destek gördüğünü biliyor. Bahreyn halkının işini daha da zorlaştıran bu ve tam da bu yüzden mevcut durum Bahreyn halkının gücünü gösteriyor. Onlar ne için savaştıklarını hesaba katarak sadece kendilerinkine karşı değil, aynı zamanda diğer yöneticilere karşı da savaşıyorlar.

Bu onların nasıl kuvvetli olduğunu gösteriyor, barışçıl bir şekilde sokaklara çıkıyor ve gece-gündüz bekliyorlar. Bence bu inanılmaz bir şey.

Sayın Kavakeb, sizce Bahreyn'i nasıl bir şey bekliyor? Elbette sizce insanlar rejimi devirmek için bekliyorlar. Sizce bu başarılabilecek mi ya da Yemen'de olduğu gibi yeni bir siyasi düzenleme mi gelecek? Sizin düşünceniz nedir?

Ben insanların hepsinin rejimi devirmek niyetinde olduğundan pek emin değilim. Bence muhalif gruplar arasında farklı fikirler var ve bazıları anayasal monarşiden bahsediyor, bazıları demokratik isteklerden, bazılarıysa rejimin devrilmesinden.

Burada oturup, çözümün ne olacağı hakkında konuşmaya hakkımın olmadığına inanıyorum ancak bence muhalif kitleler arasında farklı istekler var… Bazıları insan hakları ihlallerinin bitmesi çağrısında bulunuyor, diğerleri demokratik sistemle seçilecek bir hükümete… Tüm bunlar olması gerekenler ancak hepsi bir araya gelmeli.

Bunların olup olmayacağı Bahreyn yönetimine karşı uluslararası bir baskının yapılıp yapılmayacağına bağlı tamamen. Çünkü geçen bir yıl bizlere Bahreyn yönetiminin kendi kendine reform yapmayacağını göstermiştir. Bu çok açık bir şekilde görülmektedir. Bu yüzden dış baskılara ihtiyaç vardır ve bu da gelecek gibi görülmüyor, böylece şu anda bulunan politik çıkmazda, muhalifler diyalog çağrısında bulunmaktadırlar.

Bugün bile, Al-Wefaq muhalif hareketi, insan hakları ihlallerinin sonlanması ve mahkûmların salınması şartlarıyla diyalog çağrısı yaptı. Obama'nın dediği gibi muhalefetle diyalog olması için, muhalif liderlerin serbest bırakılması gerekmektedir, işte bu şekilde gerçek bir diyalog yapılabilir dediler.

Bence, görünen o ki, herkes farklı görüşlere sahip çözüm adına ancak bunun ilerlemek için iyi bir yol olduğunu düşünüyorum.

Suudi Arabistan Bahreyn rejimini imtiyazlar vermemesi ve bu tip bir diyalogu başlatmaması konusunda uyarıyor mu diyorsunuz? Sizce Bahreyn rejiminin imtiyaz değil de, diyalogun başlaması için mevcut olan ön şartları dahi kabul etmemesinin arkasında yatan nedir?

Bence sorun şurada, eğer yönetim muhalefete bir tür güç kazandıracak gerçek bir diyalogu kabul ederse, muhalefetin halk arasındaki desteği garantilenir. Yönetim de bunun çok kötü bir şey olduğunu biliyor. Bu yönetim, çoğunluğu yöneten azınlığa aittir. Aslında en büyük sorun da bu. Yönetimin reformcularla bir araya gelmekten bu kadar korkmasının yegâne nedeni bu.

Geçen Haziran'a geri gidelim. Haziran başında diyaloglar başladı ancak muhalefete adil olmayan sayıda yer ayrıldı. Onlara hiçbir güç vermediler. Tarafsız bir tartışmada da değildi zaten. Tamamen yönetimin yararınaydı. Yönetim ne kadar diyalog toplantısı yapılırsa yapılsın, kendisini en tepede tutmak istediklerini gösterdi.

Onlar aslında oldukları şekilde, azınlık olarak tanıtılmak istemiyorlar. Bu da en büyük mesele zaten, zamanlarının dolduğunu biliyorlar, korkmuş durumdalar ve bu yüzden durumu ellerinde tutuyorlar. Ve bu yüzden problem halen devam etmekte.

Sayın Kavakeb, uluslararası destek ve yönetime yapılacak bir baskı olmaksızın da Bahreyn devriminin başarıya ulaşabileceğini düşünüyor musunuz?

Bence bunu söylemek çok zor çünkü son birkaç aydır yaşanan bir çıkmaz var ve insanların gösterilerini yok ediyorlar vs…

Bu yüzden, Bahreyn halkının uluslararası desteğe gerçekten ihtiyaç duyduğunu söyleyebilirsiniz. Ama ilginç olan şu ki, dünya halkları arasında Bahreyn halkına büyük bir destek var.

Küçük bir şey olarak görebilirsiniz ama geçen hafta twitterda Bahreyn ile ilgili haberler tüm dünyada dolaşıyordu, bu da birçok insanın Bahreyn meselesi hakkında konuştuğunu gösteriyor.

Dünyada çok sayıda insan Bahreyn muhalefetini ve onların hareketini desteklemekte. Uluslararası Af Örgütü gibi birçok organizasyon var. Human Rights Watch örgütü Bahreyn meselesini gündeme getiren ilk teşkilattır. Bu konuda konuşmaya da devam ediyorlar. En azından, dünya hakları Bahreyn devrimini destekliyorlar.

Suudi Arabistan'ın gücünden dolayı sadece yöneticiler, liderler hiçbir şey yapmıyor. Ve galiba Bahreyn hükümetini de üzmek istemiyorlar.


Presstv.ir'de yayınlanan bu röportaj Hüseyin Beheştî tarafından medyasafak.com için tercüme edilmiştir.