Suudiler Hac Güvenliği için İsrail Dostu Şirketi Kiralıyor

Suudiler Hac Güvenliği için İsrail Dostu Şirketi Kiralıyor
"Bu yıl Filistinli hacılar, İsrail işgal rejimi altında onlara yapılan baskıya – ve hatta işkenceye – yardım eden bir şirket tarafından karşılanacak. Bu yıl hac güvenliğini getirecek olan, G4S şirketinden başkası değil."

Suudiler Hac güvenliği için İsrail dostu şirketi kiralıyor

 

Uruba Osman

 

El Ahbar

 

Bu yıl Müslümanların Mekke'deki hac farizası, Filistinlilerin acılarını yoğunlaştıracak. Filistinli hacılar, İsrail işgal rejimi altında onlara yapılan baskıya – ve hatta işkenceye – yardım eden bir şirket tarafından karşılanacak. Bu yıl hac güvenliğini getirecek olan, G4S şirketinden başkası değil.

 

Suudi hükümeti, El Ahbar tarafından edinilen özel bilgilere göre bu yıl hacla ilgili hizmetler için 700 bin kişiyi istihdam eden özel güvenlik firmasını ilk kez kiralamıyor. Sızdırılan raporların çoğu, hac mevsiminin güvenliğinin 2010 yılından beri, G4S ana firmasına bağlı El Mecal G4S'e verildiğini gösteriyor.

 

El Mecal G4S'in CEO'su, Suudi Arabistan'dan Halid Bağdadi adında eski bir güvenlik yetkilisi. Suudi alt firmasına, İngiliz-Danimarka firması sahip.

 

Ana firma, Suudi yetkililerle imzaladığı anlaşmaların içeriğini açıklamadı. Dönemsel raporlarında G4S, Hac güvenliğine yardım etmek üzere Cidde Metro ile bir anlaşmayı kazandığını veya şirketin her yıl Mekke'ye ziyaret eden 3 milyondan fazla hacının ulaşımına yardım ettiğini açıklamak gibi, Suudi Arabistan'daki faaliyetlere sınırlı göndermeler yapıyor. 2011 yılında “Esrar Arabiyye” – Arap Sırları – isimli web sitesi, şirkete ait olan ve Hac sırasında yedi günlüğüne çalışacak personel talebinde bulunan bir ilan yayınladı.

 

Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) kampanyası, bu duruma kayıtsız kalmıyor. Kampanya, 2 Ekim Çarşamba günü düzenlenen bir basın toplantısında Suudi hükümetine açık bir mesaj göndererek, İsrail yerleşim birimlerini, işgal kontrol noktalarını ve polis merkezlerini koruyacak ekipmanlar ve güvenlik hizmetleri sağlayan şirketle yapılan anlaşmanın feshedilmesi çağrısında bulundu.  BDS aktivisti Zaid Şuaybi'ye göre bu özel güvenlik şirketi aynı zamanda, çocuklar da dâhil olmak üzere Filistin'deki idari tutuklulara işkence yapılmasının da içinde yer alıyor.

 

Haberlere tepki gösteren sadece BDS aktivistleri değil. Kudüs'teki Yüksek İslam Konseyi başkanı ve El Aksa Camii imamı Şeyh İkrime Sabri şunları söyledi: “Bu şirket güvenlik alanında faaliyet yürütüyor ve İsrail işgali altındaki bölgelerde faaliyetleri ve taahhütleri var. İşgale yardım edenlerin suçtan sorumlu tutulması ve suç ortağı kabul edilmesi gerekir; tıpkı saldırganlara yardım edenlerin kendilerinin de saldırganlar olması gibi.”

 

El-Ahbar'a konuşan Şuaybi, BDS kampanyasının, G4S'in hizmet verdiği yerleşimler gibi yerleşim birimlerinin boykot edilmesi konusunda yetkili otorite olan Filistin Ekonomi Bakanlığı'yla temas kurduğunu söyledi. Ancak Şuaybi'ye göre, “Şirketin yerleşim birimlerine hizmet sunmaya devam ederek Filistin hukukunu ihlal etmesine rağmen bakanlık, ne bu kötüye kullanımı durduracak bir eyleme girişti ne de yanıt verme zahmetinde bulundu.”

 

G4S'in İsrail cezaevlerinde ve sorgu merkezlerindeki varlığı

 

G4S'in İsrail'deki alt firmasına (Haşmira) Temmuz 2007'de, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 49 ve 76'ncı maddelerini ihlal edecek şekilde İsrail Hapishane Hizmetleri'ne ait bir sözleşme verildi. Şirket, Filistinli siyasi tutuklular için hazırlanmış bir bölümü de olan Haşaron-Ramonim hapishanesine güvenlik sistemleri ve merkezileştirilmiş kontrol sistemleri sağlıyor.

 

G4S, Damon ve Ketziot hapishanelerine geniş güvenlik hizmetleri sağlamaya ilave olarak Mecdu Hapishanesi'ne bir merkezi komut odası yerleştirdi. Çoğu idari tutuklu olmak üzere 1,500'den fazla Filistinlinin tutulduğu Ofer hapishanesinde de G4S bir merkezi komut odası kurdu ve hapishaneyi çevreleyen duvarların üzerindeki çevre savunma sistemleri üzerinden koruma sağladı. Şirket İsrail hapishanelerine düzenli olarak kumanda ve kontrol, IT, CCTV ve iletişim hizmetleri sağlıyor.

 

Yine G4S'nin hizmet sağladığı Calma ve Maskubiye sorgu merkezlerinde, çocuklar bile işkenceden muaf tutulmuyor. Bu yılın başlarında Filistinli idari tutuklı Arafat Ceradat, bu merkezlerden birinde gördüğü  işkenceler sonucunda hayatını kaybetti. Yine burada bir diğer Filistinli idari tutuklu Luay el-Aşkar'in sol bacağı, tutukluluğu sırasında omurgasında meydana gelen üç çatlak nedeniyle kalıcı olarak sakat kaldı. 

 

İsrail askeri kanununa göre tutuklular avukat erişimi olmaksızın 60 günlüğüne sorgu için tutuklu bulundurulabiliyor, bu ise avukatların müvekkillerine karşı uygulanan sorgu yöntemlerine tanık olamaması anlamına geliyor. İşte tüm bu pratikler ve fazlası, G4S tarafından kolaylaştırılıyor.

 

Kontrol noktaları, yerleşim birimleri ve polis karakolları

 

“Who Profits” tarafından yayınlanan bir rapora göre, “G4S İsrail, Kalandiye kontrol noktası, Beytlehem kontrol noktası da dâhil olmak üzere Batı Şeria'daki pek çok kontrol noktasına … [ve] Gazze'deki Erez kontrol noktasına çanta tarama ekipmanları ve komple vücut tarayıcıları sağladı.” Şirket ayrıca Batı Şeria'nın E1 bölgesinde, Maaleh Adumium yerleşim birimi yakınlarındaki İsrail polis merkezleri için de güvenlik ekipmanları sağlıyor.

 

Beraberinde, G4S'in hizmet verdiği kontrol noktaları Kudüs'te ve 1948 topraklarında çalışan, her sabah aşağılayıcı teftişler nedeniyle beklemek zorunda kalan ve çoğu zaman geç kalan 23 bin Filistinli için hayatı son derece zor hale getiriyor. G4S ayrıca İsrail yerleşim birimleri içinde de faaliyet yürütüyor, işletmelere ve özel vatandaşlara yiyecek-içecek hizmeti sağlıyor.

 

Avrupa'dan tepkiler

 

Suudi Arabistan G4S ile olan sözleşmeleri feshetme yönündeki çağrıları görmezden gelmeye devam ederken, BDS kampanyaları Avrupa'da bir miktar başarı elde edebildi. Şirket Avrupa'da pek çok sözleşmeyi kaybetti ve buna, öğrenci gruplarından gelen baskı üzerine Temmuz ayında Oslo Üniversitesi'yle olan sözleşmenin feshedilmesi de dâhil.

 

Büyük Britanya'da Doğu Londra Öğretmenler Derneği, İngiliz başkentinde 25'ten fazla okula hizmet sunan G4S ile olan sözleşmelerin feshedilmesi için yerel otoritelere baskı yapıyor. G4S'yi boykot etme çağrıları Danimarka, İsveç, Belçika ve Avrupa'nın geri kalanına yayıldı. Bu yılın Nisan ayında G4S, 2008'de yapılan ve Avrupa'daki parlamento binalarına güvenlik hizmetleri sağlayan bir sözleşmeyi yenilemeyi başaramadı.

 

G4S'nin Arap dünyasındaki varlığı

 

G4S'in Arap dünyasındaki faaliyetlerinin ve kârlarının büyüklüğü, Yahudi devletindeki faaliyetlerinin ve kârlarının büyüklüğünün yaklaşık altı katı. Gerçekte, sadece Suudi Arabistan'daki pazar payı bile İsrail'deki Pazar payının yaklaşık on katı.

 

Şirket 16 Arap ülkesinde aktif durumda ve geçen yıl 501 milyon İngiliz paundu (805 milyon ABD doları) ciro elde etti, bu ise toplam gelirinin yüzde 6'sına denk geliyor. İstihdam ettiği yaklaşık 44 bin kişi, Bağdat ve Dubai havaalanları, Arap büyükelçilikleri, çeşitli Arap spor etkinlikleri ve özel işletmeler için güvenlik hizmetlerinde çalışıyor.

 

Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, G4S İsrail'deki faaliyetlerinden yaklaşık 100 million paund (160 milyon dolar) kazanıyor, bu ise toplam yıllık gelirlerinin yüzde 1'ine denk düşüyor.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com